Katsayının arkasındaki sır
Abone olAnavatan lideri Mumcu, YÖK'ün uyguladığı katsayı sorunun arkasındaki sırrı açıkladı.
Anavatan Partisi Grubu, bugün TBMM'de toplandı. Genel Başkan
Erkan Mumcu gurubuna yönelik yaptığı konuşmada eğitim sorunlarını
gündeme getirdi.
Mumcu, Milli Eğitim Şurası'nda yaşanan tartışmaların, "akıl, bilim,
sağduyu, soğukkanlılıktan uzak" olduğunu belirten Mumcu, son
zamanlarda Türkiye'nin giderek derinleşen bir kamplaşmanın,
kutuplaşmanın içine sürüklenmek istendiğini savundu.
''Ya dinden yana olacaksınız, ya da laiklikten yana olacaksınız''
dayatmasının yapıldığını öne sürerek, Mumcu, şöyle konuştu:
''Camilerde, şuralarda, 'Türkiye laiktir, laik kalacak' sloganı
atılıyor. Birileri kendisini laikliğin ve Cumhuriyet'in
koruyuculuğuna ve kollayıcılığına adıyor. Öte yandan başka bir
köşeye sıkıştırılmış olanlar, zaman zaman sessizlikle zaman zaman
tepkisellikle zıttına davranışlar ortaya koyuyor. Son derece
sağlıksız, son derece tehlikeli bir kamplaşma var. Cumhuriyeti
koruma ve kollama vazifesini tartışmasız, başka hiç kimseye
bırakmayacak şekilde kendi vazifesi olarak görenlere sesleniyorum.
Cumhuriyet'in ihtiyacı korunmak ve kollanmak değildir. Cumhuriyetin
ihtiyacı yüceltilmek ve yaşatılmaktır. Cumhuriyetin ihtiyacı bütün
değerleriyle bütün idealleriyle yaşatılmak, yüceltilmektir. Bu
ülkede türlü biçimlerde, aralıksız durmadan (Türkiye laiktir, laik
kalacak) sloganları atanların, bu ülkede Cumhuriyeti yaşatmak ve
yükseltmek adına gerçek bir katkıda bulundukları ne yazık ki
kuşkuludur. İnsanları korkuyla bir kamplaşmanın içine sürüklemenin
hiçbir değeri yoktur. Cumhuriyete sarılmak lazım, onun değerlerini
içine sindirmek lazım.''
Milli Eğitim Şurası'nın bir katsayı tartışmasına hapsedildiğini de
ifade ederek, ''İpin bir tarafında CHP, diğer tarafında Hükümet.
Tartışmanın ifade edilen veya edilmeyen bir tek başlığı var, imam
hatipler. İpin bir tarafından birisi, bir tarafından öteki çekiyor.
İşte kamplaşmanın en net fotoğrafı'' diyen Mumcu, Türkiye'nin akıl
dışı tartışmayla boşuna vakit kaybettiğini kaydetti. Mumcu,
''Katsayı uygulaması neresinden bakarsanız bakın, adaletsizliktir''
diye konuştu. Mumcu, bilimsel yeterliliği ölçen bir sınavda,
bilimsel yeterlilik kriterleriyle yetinmeyip, bilimsel olmayan,
ideolojik bir takım kriterlerle yeniden hesaplanmasının zulüm
olduğunu söyledi.
Herkesin kafasında bir imam hatip saplantısının bulunduğunu savunan
Mumcu, ''Yanlış olan üniversite sınavının kendisidir. Yanlış olan
merkezi yerleştirmenin ta kendisidir. Niye biz üniversitelere
merkezi yerleştirme sınavı yapıyoruz? Niye bir katsayı uygulaması
yapıyoruz. Bunun arkasındaki mantık şudur. Özellikle devlet
kademelerine görev yapacak kişilerin zihniyetine tesir etmek. Yani
bütün bu kavganın arkasında şu soru vardır: Devlete hangi zihniyet
hakim olacak. 50 yıldır yaşanan kavganın arka planında yatan gerçek
budur. Durun ve kendi kendinize itiraf edin. Bugün CHP'nin AK
Parti'nin temsil ettiği 2 zıt kutbun kavgası aynı kavgadır. Devlete
hangi zihniyet hakim olacak. Niye devlete kişilerin hakimiyeti veya
kişilerin temsil ettiği şu ya da bu zihniyetin hakimiyeti gibi bir
kaygı duyuyorsunuz. Nereden çıkıyor hukuk devletinde, demokratik
devlette devlete hangi zihniyetin hakim olacağı belli değil midir?
Devlete hukuk ve adalet, demokrasi hakim olacak. Asıl mesele,
zihinlerin gerisinde devleti ele geçirme arayışıdır. Eğitimi bir
ideoloji öğretme, ideolojik kalıba dökme müessesesi olarak görme
saplantısının ürünüdür'' değerlendirmesini yaptı.
Dünyada üniversiteler için merkezi yerleştirme sınavı yapan ülkenin
bulunmadığını dile getiren Mumcu, ''Biz bu çağ dışı zulme ne kadar
daha boyun eğeceğiz. Bu işin çözümü belli. Türkiye'de vatandaşların
yüzde 80'inin de karşı durduğu bir merkezi denetim sistemi olarak
YÖK'ü ortadan kaldırmaktır'' dedi.
Türkiye'de sağda duranların da solda duranların da YÖK'ün
karşısında olduğunu belirten Mumcu, parlamentoda YÖK'ü ortadan
kaldıracak çoğunluğun bulunduğunu kaydetti. CHP ve AK Parti'nin
seçim bildirgesinde YÖK'ün kaldırılacağına yönelik vaatlerinin
bulunduğunu hatırlatan Mumcu, ''Ama bu kavga devleti ele geçirme
kavgasıdır. Bu kavga bir hak hukuk mücadelesi değildir. Onun için
Türkiye zaman kaybediyor'' diye konuştu.