Katolikler'de Türkiye'ye din desteği

Abone ol

Türkiye'de son yıllarda bir konu değişmiyor. O da AB'ye giriş süreci. Türkiye'nin önüne engeller çıkıyor. Bu egellerin başında "din" faktörü geliyor. Ama Katolikler için

Abant Platformu toplantılarının 8'incisi Brüksel’de gerçekleştirildi. Katılımcılar arasında yer alan Avrupa Katolik Kiliseler Birliği temsilcisi, “Müslüman Türkiye’nin AB’ye üye olmasının sakıncası yok.” dedi. Abant toplantıları, kritik 17 Aralık zirvesi öncesi Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’na taşındı. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı öncülüğünde Belçika Katolik Leuven Üniversitesi, İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi ve Avrupa Parlamentosu ortak işbirliği çerçevesinde organize edilen ‘Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde: Kültür, kimlik ve din’ konulu toplantıya Türkiye, Amerika ve Avrupa’dan 200’e yakın akademisyen, gazeteci, siyaset ve din adamı katıldı. Dün başlayan ve bugün sona erecek olan toplantılarda kritik AB zirvesi öncesi Türkiye’nin AB üyeliği değişik yönleriyle masaya yatırılıyor. Başkanlığını Leuven Üniversitesi’nden Prof. Dr. Rik Torfs ve Prof. Niyazi Öktem’in yaptığı açılış oturumunda konuşan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Hüseyin Gülerce, Abant ruhunun Türkiye’de yeni heyecanlar ve umutlar hasıl ettiğini ifade ederek, AB zirvesi arifesinde yapılan toplantının farklılıkların zenginlik olduğunu göstereceğine inandığını söyledi. Davetli olan; fakat toplantıya katılamayan TBMM Başkanı Bülent Arınç, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Onursal Başkanı Fethullah Gülen Hocaefendi toplantıya mesaj gönderdi. Fener Rum Patrikhanesi’nin Türkiye’nin AB üyeliğine büyük destek verdiğini belirten Yunan Ortodoks Kilisesi Fransız Metropolitanı Emmanual Adamakis, açılış oturumunda, Türkiye’deki vakıf okulları ve yurtlarının kapalı olmasından şikayetçi oldu. Türkiye’de hiçbir kişisel ve maddi çıkar ummadan sadece Hıristiyan dini adına mevcudiyetlerini sürdürdüklerini kaydeden Adamakis, ‘Kilisenin çocuklarının eğitimine engel olmayın.’ şeklinde konuştu. Prof. Niyazi Öktem’in kendisini ‘ekümenik patrik’in mesajını okumak üzere çağırdığına dikkat çeken Adamakis, ‘ekümenik’ kavramının Türkiye’de hukuki bir statüsü olmadığını ifade ederek, bu statünün tanınmasını istedi. Toplantıya dini kıyafetle katılan Türk Ermeni Ortodoks Patrikhanesi temsilcisi Sahag Mashalian, Hıristiyanlığın Türkiye üzerinden Batı’ya uzandığına dikkat çekerek Türkiye’de dinlere ve kültürlere sorunsuz olmasa da yeteri kadar hoşgörünün olduğu fikrini savundu. Avrupa Katolik Kiliseler Birliği temsilcisi Stephan Lunte ise Katolik kiliseleri ve Vatikan için AB’nin bir Hıristiyan kulübü olmadığını ve Türkiye’nin AB’ye üye olmasının kendileri açısından hiçbir sakıncası olmadığını söyledi. Lunte, AB Komisyonu İlerleme Raporu’nda yer alan gayrimüslim dini cemaatlerin sosyal haklarına yönelik eleştirileri hatırlatarak gayrimüslim cemaatlerin dernek kurma ve mülk edinmesi alanlarında halen problemler yaşandığını; bunların 17 Aralık’ta gündeme getirileceğini dile getirdi. Konuşmacılar, toplantıların öğleden sonraki ilk oturumunda Türkiye’nin AB üyeliğine karşı geliştirilen kültürel argümanları masaya yatırdı. Türkiye’nin Avrupa ülkeleri gibi reform ve aydınlanma süreci geçirmediği için Avrupa kültürünün bir parçası olamayacağı yönündeki anlayışa karşı çıkan Belçikalı Profesör Dirk Rochtus, birçok AB ülkesinin bu süreci yaşamadığına dikkat çekerek, bu değerlerin öğrenilebileceğini kaydetti. Bir ülkede demokratik sorunların olmasının kültürel olarak ‘öteki’ olmaktan kaynaklanmadığını belirten Rochtus, Almanya’nın aydınlanma ve reform sürecini yaşamış olmasına rağmen 19. yy’da Batı medeniyetine karşı kendi ‘kültür’ünü geliştirdiğini söyledi. “Türkiye’nin AB üyeliğine kültürel gerekçelerle karşı çıkılabilir mi?” sorusunun gündeme geldiği oturumda ateşli tartışmalar yaşandı. Bahçeşehir Üniversitesi’nden Prof. Dr. İlkay Sunar ve ASAM Direktörü Gündüz Aktan, Fransa eski Cumhurbaşkanı Valery Giscard D’Estaing’in argümanlarına sık sık referans yaptıkları konuşmalarında Türkiye’nin AB üyeliğine karşı kültürel argümanlarla karşı çıkılamayacağını savundular. Gazeteci-yazar Cüneyt Ülsever ise Türkiye’nin üyeliğinin hukuki ve iktisadi üretim alanında ele alınması gerektiğini ve bu bağlamda da Türkiye ve AB’nin ‘birbirlerine mecbur’ olduklarını ifade etti. Toplantılar bugün demokrasi, din ve insan hakları konulu oturumlarda yapılan tartışmalarla devam edecek. Abant toplantılarının yedincisi geçtiğimiz nisan ayında Washington’da yapılmıştı. zaman

Günün Önemli Haberleri