Katliamın kararı 24 Mayısta alındı

Abone ol

İsrail Başbakanı Olmert, Lübnan'a saldırı düzenleyeceğinin sinyalini 24 Mayıs'ta vermiş.

Katliamın ipucu, ABD Kongresi'nde sergilendi



 24 Mayıs Çarşamba akşamı haberleri izlemek için kanallar arasında gezinirken, Amerikan CNN televizyonunda bir canlı yayına denk geldim. Karşılaştığım tablo bana çok normal gelmedi. Hatta eşime, “Şu koca adamların haline bak...” dedim. İçimden; “Bu çok hayra alâmet değil...” diye geçirdiğimi hatırlıyorum. Ardından o günün tarihini not ettim.

Ne mi izlemiştim? İsrail"in yeni Başbakanı Olmert, ABD Kongresi"nde uzunca sayılabilecek bir konuşma yapmıştı. “Bunda ne var ki?..” diyebilirsiniz. Buraya kadar bir anormallik yok zaten.

Fakat Amerikan Kongresi üyeleri Başbakan Olmert"i öyle alkışlıyorlardı ki, konuşmasını alkışlardan sürdüremiyordu. Başlangıçta; “Bu kadar olur, neticede konuşan misafir bir ülkenin hükümet başkanı...” diye düşünmüşsem de, durumun öyle olmadığı çok geçmeden anlaşıldı. Yaş ortalaması oldukça yüksek olan Kongre üyeleri, üstelik her defasında topluca ayağa kalkarak uzun süre alkışlıyordu. Olmert bile, kimi zaman çok da gerekli olmayan yerlerde yapılan alkışlara anlam veremediğini, salona yönelik boş bakışlarla yansıtıyordu.

Sınırsız destek...

O günkü tablo bende; “Galiba bir şeyler olacak diye düşünmeme...” neden oldu. Kongre"deki tablo bir doğaçlamadan çok kurgu gibi görünüyordu. Her şey çok abartılıydı. Bir mesaj verilmeye çalışıldığı açıktı ama kime yönelik olduğunu anlamak güçtü. Neticede o gün; “Hayırdır inşallah diyerek...” bilgisayarımda bir dosya açtım ve “24 Mart 2006. Olmert"in Kongre konuşması... Gelişmeler izlenecek” diye not düştüm. Fakat geçtiğimiz pazar gününe kadar Ortadoğu"daki gelişmeler için, “Rutin İsrail saldırılarıdır. Bunlar da geçer...” diye ümit ettim. Fakat pazar günkü vahşet saldırıları, Başbakan Olmert"in o günkü konuşmasında özellikle bir cümlenin neden çok alkışlandığını daha net kavramama neden oldu. Gelişmelerin şifresi çözülmüştü.

Neleri alkışladılar...

BAŞBAKAN Olmert"in o günkü konuşmasından hatırımda kalan en çarpıcı cümle şu oldu: “Ben halkımızın bu toprağın tümü üzerindeki ebedi ve tarihsel hakkına inandım ve hâlâ da inanıyorum...”

Kongre üyeleri bu cümleden sonra ayağa kalktı ve uzun süre yerine oturmadı. Çılgınlar gibi alkışladılar. Başkan Yardımcısı Dick Cheney çok mutlu görünüyordu. Amerikan Kongresi"nin daha önce buna benzer bir coşkuya tanıklık edip etmediğini bilmiyorum. Yukarıdaki cümle aynı zamanda, Siyonist düşüncenin temel manifestosudur. Ve anlaşılan Amerika bunu sonuna kadar desteklemektedir. Eğer destekliyorsa, bu vahşeti Amerika durdursun diye beklemek safdillikten başka bir şey değildir. Gazeteci bir dostumun tâbiriyle karşımızda, ruhu İsrail, bedeni Amerika olan bir varlık vardır.

Böyle başladı...

ASLINDA bu desteğin ilk işareti, Olmert"in konuşmasından bir gün önce verilmişti. ABD Temsilciler Meclisi 23 Mayıs 2006"da, 361"e karşı 37 oyla Filistin halkına ek yaptırımlar uygulanması yolunda bir karar aldı. Bu karar, Hamas"ın seçimleri kazanmasından sonra Filistinliler"e ait ayda yaklaşık 55 milyon dolar tutarındaki vergi gelirine el koyan İsrail"in bu tutumunun, ABD tarafından daha da ileri götürüldüğü anlamına geliyordu.

Filistin halkı açlık cenderesine alındı. Nişanlı kızların karınlarını doyurmak için yüzüklerini satmak zorunda kaldığı süreç böyle başladı. 29 Haziran"da Filistin Hükümeti"nin 8 bakanı ve 56 Hamas yetkilisi kaçırıldı ve daha fazlasını yapma tehdidi savruldu. Ardından kan gövdeyi götürmeye başladı. Sivil katliamların ardı arkası kesilmedi.

Eden buluyor...

BU satırlar İsrail veya Amerikan düşmanlığı yansıtmak için değil, akıl almaz bir vahşet sürecinin kodlarını çözmeye çalışmak için yazıldı. Gelişmelerin uzun vadede ne Amerika"ya, ne de İsrail"e yararı olmayacağını görmek için kâhin olmaya gerek yok. Yayın Yönetmenimiz Aydın Candabakoğlu; “Dünyanın geleceğini öldürüyorlar...” başlıklı dünkü yazısında haklı olarak; “Ölen sadece çocuklar değil, tüm insanlık...” diye yazdı.

İsrail bir bakıma kendi geleceğini bombalamakta, Amerika bu vahşeti destekleyerek kendi geleceğini riske atmaktadır. Tarihte hiçbir devlet ilelebet payidar olmamıştır. Tarih, yaptıkları hataların bedelini ödeyen devletlerin enkazıyla doludur. Üstelik zulüm ile abad olanların sonları hep berbat olmuştur.

Dilerim çok geçmeden anlarlar...

Yazı: Osman Özsoy
Kaynak: www.tercuman.com

Günün Önemli Haberleri