Katliamı ve nefreti sahte içerikle körüklemiş! Facebook'un Myanmar vahşetinde eli çıktı
Abone olGlobal Witness isimli insan hakları grubu, Facebook'un Myanmar'daki katliamlarda şiddet sayfalarını önererek etnik temizliği desteklediği, Etiyopya'da da sahte içerikleri ön plana çıkartarak gerginliği artırdığı sonucuna ulaştı.
Eski çalışanı Frances Haugen'ın ifadeleri sonrası Facebook'un kirli çamaşırları bir bir dökülmeye başladı.
İngiliz gazetesi The Guardian'ın haberine göre Global Witness isimli insan hakları grubu, 53 milyonluk nüfustan yarısının ana haber kaynağı olarak Facebook kullandığı Myanmar'da, platformun etnik nefreti ve bölücülüğü nasıl beslediğini gün yüzüne çıkardı.
Haugen'ın ifşaladığı yazışmalarda, Facebook'un nefret söylemlerinin geçtiği gönderilerin yüzde 5'inden azına, şiddete teşvik olarak kabul edilen içeriklerin ise yüzde 1'inden azına yaptırım uyguladığı ortaya çıkmıştı.
Myanmar'da nefreti körükledi
Global Witness'dan araştırmacılar; önce Facebook'un şartlarını ihlal etmediği görülen bir Myanmar askeri hayran sayfasını beğendi.
Bir süre sonra platformun algoritması, askeri şiddet içerikli sayfaları önermeye başladı.
Araştırmayı yürüten şirket, "Facebook'ta askeri şiddet içeriklerini aramamıza gerek kalmadı. Zaten platformun algoritması bizi buna yönlendirdi. Facebook'un önerdiği 5 sayfadan 3'ü şiddeti teşvik eden ve kendi kurallarını ihlal eden sayfalar" açıklamasında bulundu.
Facebook suçunu kabul etti
Araştırmada; Facebook'un Arakan'daki katliamda rol sahibi olduğunun tespit edildiği de hatırlatıldı.
Elde edilen bulgulara göre Facebook, 2018'de "Müslümanların camilere silah stokladığı"na dair bir dizi yalan bilgiyi kaldırmak yerine ön plana çıkararak kullanıcılarına servis etti.
Bu içerikler kısa sürede yayıldı ve halihazırda oldukça gergin olan bölgede toplumsal şiddeti körükledi. İddialar üzerine Facebook olayla ilgili bağımsız bir soruşturma yürüttü ve sitenin çevrimdışı şiddeti körüklediğini kabul etti.
Arakan'daki soykırımda sadece 2018 yılında 24 bin Müslüman katledildi. Yüz binlercesi ise yaşadığı ülkelerini terk etmek zorunda kaldı.