Katliamdan kaçış yoluna mayın tuzağı
Abone olHumus'ta önceki gün çoğu kadın ve çocuk, 57 kişiyi vahşice katleden Suriye ordusu, şimdi de kaçışları önlemek için sınıra mayın döşedi...
İnsan Hakları İzleme Örgütü, uluslararası anlaşmalarla
yasaklanan mayınların kullanıldığını açıkladı.
Mayınların yerlerini tek tek gösteren örgüt,
köylülere kurulan tuzağa dikkat çekti: "Askerler, sınıra
gitmek için izin alın diyor ama bölgenin mayınlı olduğunu
söylemiyor."
Humus'u bir ay süren bombardımanla yerle bir eden Suriye ordusu,
muhaliflerin kontrolündeki diğer bir şehir olan Türkiye sınırındaki
İdlib'i de ablukaya aldı. Şehre takviye tanklar gönderen Esed
rejiminin üç gündür kenti bombaladığı bildiriliyor. Yerleşim
birimlerinin bombalanması sebebiyle Türkiye sınırına doğru kaçan
binlerce sivile askerlerin ateş açtığı öğrenildi. Suriye ordusunun
ülkeden kaçışları önlemek için kurduğu tuzak ise Amerika merkezli
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nü (HRW) ayağa kaldırdı. Örgüt, sivil
halka uyguladığı şiddet vahşet boyutuna ulaşan Suriye rejiminin,
can güvenliği endişesiyle komşu ülkelere kaçan insanları engellemek
için sınıra mayın döşediğini açıkladı.
Örgütün, görgü şahitlerine ve Suriye ordusundan firar eden mayın
temizleme uzmanına dayanarak hazırladığı rapora göre, Türkiye'ye
geçiş yolu üzerindeki Hasaniye, Dervend ve Çiftlik bölgelerine
mayın yerleştirildi. Bunlar Hasaniye'de sınıra 3 metre mesafede,
500 metrelik bir hat boyunca iki sıra halinde bulunuyor. Askerler,
buradaki köylülere, bölgeye gitmek için izin almaları gerektiğini
söyledi, fakat bölgenin mayınlandığı bilgisini vermedi.
HRW'ye konuşan Suriye ordusundan ayrılan bir mayın temizleme uzmanı
dört gönüllü ile birlikte geçtiğimiz hafta Rus yapımı PMN-2 tipi
300 anti-personel mayını sökmeyi başardıklarını anlattı. Suriyeli
görgü tanıkları, sınırdaki Herbet el Cuz köyünde ise şubat ayı
boyunca 50 Suriye askerinin Zuf ve Sufan bölgelerine kadar mayın
döşediğini söyledi. Mayınların, Türkiye sınırına giden yola 20
metre mesafeden itibaren başladığı kaydedildi. Rapora göre Bkafla,
Hatya, Darkuş, Salkin, Azmeyrin de mayınlanan bölgeler arasında.
Örgüt, mayınların şimdiden bazı sivillerin hayatını kaybetmesine
veya yaralanmasına sebep olduğunu duyurdu. Örgüt uzmanlarından
Nadim Houry, şimdiye dek kaç kişinin mayın patlaması sonucu
yaralandığını tespit etmenin çok zor olduğunu, çünkü vakaların,
sınırın Suriye tarafında gerçekleştiğini ifade etti. Suriye
ordusunun Lübnan sınırına da aynı şekilde mayın döşediğini belirten
HRW, Beşşar Esed yönetimine uluslararası anlaşmalarla yasaklanmış
bu mayınların yerleştirilmesine derhal son verme çağrısı yaptı.
Örgüt direktörlerinden Steve Goose, "Kara mayınlarının kullanılması
ne şekilde olursa olsun vicdansızlıktır. Hiçbir ülkenin, hiçbir
yerde, hiçbir amaçla ayrım gözetmeden öldüren bu silahları
kullanmaya kesinlikle hiçbir meşru gerekçesi olamaz." diye
konuştu.
Suriye'nin, Rusya ya da eski Sovyetler Birliği'nce sağlanan bir
mayın stoku olduğu sanılıyor. Rus Bakan Yardımcısı Anatoliy
Antonov, dün basına yaptığı açıklamada, Batılı ülkelerin Suriye
rejimini silahlandırmaya son vermesi çağrılarına rağmen bu ülkeyle
askerî işbirliğini sürdüreceklerini belirtti. Ocak ayında bir Rus
gemisi, Suriye'nin Tartus Limanı'na 60 bin ton mühimmat götürmüştü.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne göre Suriye'de bir yıldır devam
eden kriz sebebiyle 230 bin kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Yaklaşık 30 bin Suriyeli, Türkiye, Lübnan ve Ürdün'e sığınırken,
200 bin insan ise kendi ülkelerinde mülteci durumuna düştü. Ülkede
devam eden çatışmalar yüzünden gıda fiyatları artarken, birçok
şehre elektrik ve su verilemiyor. Bu arada Şam yönetimi, 7 Mayıs'ta
parlamento seçimlerinin yapılacağı açıkladı.
Binlerce Suriyeli, Türkiye sınırına kaçıyor
Suriye'de yaşanan iç karışıklık sebebiyle Türkiye'ye sığınan
Suriyeli sayısında son haftalarda ciddi artış oldu. Hatay'daki
kamplarda iki hafta öncesine kadar yaklaşık 8 bin kişi kalırken bu
rakam 13 bini aştı. Sadece son 24 saatte aralarında çocuk ve
kadınların da bulunduğu 635 kişi Türkiye'ye giriş yaptı. Ankara,
büyük göç dalgasına karşı Hatay ve Gaziantep'te yeni çadırkentler
hazırlıyor. Sığınmacı sayısındaki artış, bir ay süren bombardımanın
ardından direnişçi grupları Humus'tan çıkaran Şam rejiminin,
Türkiye sınırına yakın İdlib'e yönelik operasyonlara ağırlık
vermesinden kaynaklanıyor. Birliklerin şehre üç gündür düzenlediği
yoğun bombardıman üzerine binlerce kişinin Türkiye sınırına yakın
bölgelere sığındığı, askerlerin gruplar halinde kaçan sivillere
ateş açtığı kaydediliyor. Suriyeli aktivistler, güvenlik güçlerinin
önceki gün kentte 40 kişiyi infaz ettiğini, toplamda 60 kişinin
öldürdüğünü duyurdu. Aktivistler, kentin çevresinde çok sayıda
kişinin de tutuklandığını aktardı.
İdlib ve Humus'un yanı sıra başkent Şam, Hama, Lazkiye ve Dera
şehirlerinde de operasyonlar devam ediyor. Dünkü operasyonlarda
100'den fazla kişinin hayatını kaybettiğini açıklayan muhalifler,
rejime bağlı en az 22 güvenlik mensubunun öldürüldüğünü ileri
sürdü. Muhalif Suriye Genel Devrim Konseyi, rejimin son dönemlerde
özellikle muhalif saflarına katılan fertlerin ailelerini hedef
alarak çocuklarını ve ailelerini öldürdüğünü belirtti.
Suriye'de iki Türk basın mensubu kayıp
Yaklaşık bir hafta önce Suriye'ye giden iki Türk gazeteciden 4
gündür haber alınamadığı bildirildi. Gerçek Hayat dergisinin
Ortadoğu temsilcisi Adem Özköse ile kameraman Hamit Coşkun,
Suriye'deki olayları takip etmek için Hatay sınırından İdlib
kentine gitti. Son günlerde çatışmaların yoğunlaştığı İdlib'e
ulaştıklarını bildiren basın mensuplarının 4 gündür kayıp olduğu
belirtildi. Suphi Ezer (45) adlı bir tır şoförünün ise sınıra 13
km. uzaklıkta, muhaliflerle Suriye askerleri arasında yaşanan
çatışmanın arasında kalarak yaralandığı öğrenildi. Ezer, Halep'te
tedavi altına alındı. Sınıra yakın bir bölgede önceki gece meydana
gelen çatışmada da bir Türk şoförü ölmüş, bir diğeri
yaralanmıştı.