Katliamda jandarma ihmali!
Abone olBilge Köyü'nde yaşanan katliamın ön raporu açıklandı. Komisyon Jandarmanın ihmali yönünde görüş bildirdi.
Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde
oluşturulan ve Bilge Köyü'nde yaşanan katliamı yerinde inceleyen
alt komisyon raporunu tamamladı. Raporda olayın meydana geliş saati
ile köye çok yakın olan Jandarma Karakolundan olay yeri ile
irtibatın geç kurulması ve intikalin gecikmesi konusunda etkili
idari bir soruşturma yapılması gerektiği kaydedildi.
“SALDIRGANLAR MASKELİ DEĞİLDİ”-
Raporda, 44 kişinin yaşamını yitirdiği katliamın yaşandığı Bilge
Köyü’nde mağdur tarafta yer alan vatandaşlarla görüşüldüğü
belirtilerek “Bu görüşmeler esnasında mağdur aileye mensup
vatandaşlar, olayı gerçekleştirdikleri ileri sürülen tarafla
aralarında kesinlikle bir anlaşmazlık bulunmadığını
vurgulamışlardır. Aralarında korucuların da bulunduğu
mağdur aileye mensup vatandaşlar, görgü tanıkları, olayın planlı
olduğu, faillerin kesinlikle maskeli olmadıklarını, ifade
etmişlerdir” denildi.
“MAĞDUR VE FAİL TARAFI KORUCULAR SATRANÇ
OYNAMIŞLAR”
Komisyon Bilge Köyü’ndeki incelemelerinin ardından Şeyhan Jandarma
Karakolu’nda da görüşmelerde bulunurken, Karakol Komutanı’nın
ifadeleri dikkat çekti. Alt Komisyon üyesi Mehmet Ekici’nin olayı
nasıl yorumladığını sorması üzerine Karakol Komutanı
“mağdur ve fail taraftan korucuların nöbet esnasında
karşılıklı satranç oynadıklarını, aralarında sorun olduğunu
gösterecek herhangi bir belirtiye rastlamadıklarını”
belirtti. Karakol Komutanı ayrıca “Olayın nedeninin iki
aile arasındaki geçmişe dayalı sürtüşmeler olabileceği”ni
ifade etti.
“RANT KAVGASI İHTİMALİ GÜÇLÜ”
Raporda Karakol Komutanı’nın, Komisyon Başkanı Zafer Üskül’ün
‘bölgede petrol boru hattı bulunduğu ve rant kavgası
nedeniyle böyle bir saldırının yaşanmış olabileceği’
iddialarına yönelik sözleri üzerine yaptığı değerlendirmelere de
yer verildi. Karakol Komutanı’nın “rant kavgası ihtimalinin
kuvvetli olduğu” ifadesi yer aldı. Komisyon İlçe Başsavcısı ile
yaptığı görüşmede de bu konuyu dile getirirken İlçe Başsavcısı
“petrol kaçakçılığı ihtimalinin olayın nedenleri arasında
değerlendirildiğini ancak somut bir bulguya rastlamadıklarını,
savcılık olarak olayın nedeniyle ilgilenme durumunda
olmadıklarını” kaydetti. İlçe başsavcısı ayrıca “Ulusal
Yargı Ağı Projesi verileri çerçevesinde yaptıkları araştırma
sonucunda zanlılardan birinin petrol kaçakçılığından yargılanmış ve
delil yetersizliğinden beraat etmiş olduğu”nun tespit edildiği
bilgisini verdi.
74 ÇOCUK ÖKSÜZ YA DA YETİM KALDI
Mardin Valisi ile yapılan görüşmenin de yer aldığı Raporda şöyle
denildi:
“Mardin Valisi olayda 74 çocuğun en az bir ebeveynini
kaybettiğini, sosyal hizmetler il müdürlüğünün gerekli desteği
verdiğini, Darüşşafaka’nın bir miktar çocuğun bakımını
üstlenebileceğini bildirdiğini, ancak ailenin çocukları teslim
etmek istemediğini, bununla birlikte geride kalan kişilerin
çocukların temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda
olduklarını, zamanla çocukları yurtlara ve yatılı bölge okullarına
yerleştirilmeleri konusunda ikna olacaklarını, idari açıdan olaya
geç müdahale edildiği iddiaları ile Kaymakamın ve Jandarma Alay
Komutanının geç bilgilendirildiği iddialarının bir vali yardımcısı
tarafından soruşturulduğunu ifade etmiştir”
“KORUCULARLA JANDARMANIN KÖYE GELİŞİ ARASINDA 1.5 SAATLİK
FARK VAR
Mardin Valisi, komisyon üyelerinin “Korucuların köye intikali ile
jandarmanın köye intikali arasında ne kadar süre farkı olduğu”na
yönelik sorularına karşılık “1.5 saatlik zaman farkı olduğunu
tahmin ettikleri” bilgisini verdi. Mardin Valisi ayrıca, “geç
müdahalenin adli suç olduğunu olayın kaymakama geç haber verilmiş
olmasının ise idari açıdan soruşturulduğu”nu bildirdi.
“İLÇE JANDARMA KOMUTANI BİRLİĞİ HAZIRLAMAKLA
MEŞGULDÜ”
Komisyon incelemeleri kapsamında Mardin İl Jandarma Komutanı ile de
görüşürken, raporda şöyle denildi:
“İl Jandarma Komutanı, olayı öğrendikleri andan itibaren teyit
çalışmalarına başladıklarını, teyidin ardından Karakol ve İlçe
Jandarma Komutanlığından birimlerin köye ulaştıklarını, 22.15-22.20
sularında kendisinin köye intikal ettiğini, olayın ilk olarak İl
Emniyet Müdüründen aldığını, İlçe Jandarma Komutanının birliği
hazırlamakla meşgul olması nedeniyle kendisine geç haber vermiş
olduğunu tahmin ettiğini, olaya müdahale anlamında bir gecikmenin
söz konusu olmadığını ifade etmiştir” denildi.
Rapora göre, komisyon üyesi Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin
“olayla ilgili muhaberatın kaydedildiği bir sistemlerinin olup
olmadığı” yönündeki sorusuna ise İl Jandarma Komutanı
“Böyle bir sistemin bulunduğunu ancak, olaydan bir hafta
kadar önce arızalandığı için tamire gönderildiği”ni
yanıtını verdi.
“SON İKİ YILDA BORU HATTINDAN PETROL
ÇALINMADI”
Komisyon Başkanı Üskül, Mardin İl Jandarma Komutanı ile yapılan
görüşmede de petrol boru hattından kaçakçılık iddialarını gündeme
getirdi. Jandarma Komutanı ise “Mardin’de son 2 yılda boru
hattından petrol çalınma olayı olmadığını, Şeyhan Karakolu
bölgesinde 1 defa vana takma olayı olduğunu, bunda da petrol
alınmadığını, BOTAŞ’ın istasyonlarındaki basınç düşmesinin
tespitinin ardından derhal kendilerinin haberdar
edildiğini, bölgede boru hattından kaçakçılık yapıldığı ve
çok fazla rant olduğu görüşüne katılmadığı”nı söyledi.
“CEHALETE KARŞI ACİL EYLEM PLANI”ÖNERİSİ
Raporun tahlil ve değerlendirme bölümünde olayın halen Mazıdağı
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturulduğu ve gizlilik
kararı alındığı vurgulanarak, “Katliam sebebi olarak
medyada töre cinayeti, kız meselesi, koruculuk sisteminden
kaynaklanan problemler, rant kavgası veya kan davası olabileceği
yönünde haber ve yorumlara rastlanmıştır. Öldürülenler
arasında hamile de olmak üzere kadın ve çocukların bulunması ve
erkeklerin namaz kılarken öldürülmeleri bu olayı daha ilk bakışta
benzerlerinden farklı kılmaktadır. Zira kan davası ve töre
cinayetlerinde hedef şahıs dışında çocukların öldürülmesi söz
konusu değildir. Kadınların öldürülmesi ise namus cinayetlerinde ve
sadece olaya karışan kadın ile sınırlı kalmak üzere
görülmektedir. Olay bu ve benzeri nedenlerle ilk anda izahı çok
kolay ve anlaşılır olarak görülmemektedir” denildi.
Hiçbir sebebin 44 insanın aynı andı kadın ve çocuk ayrımı
yapılmaksızın öldürülmesine gerekçe olamayacağı ifade edilen
raporda, “Devlet yapılanması içinde kendisine bu konuda görev
yüklenen kurumlar başta olmak üzere tüm devlet kurum ve
kuruluşlarının cehaletin ortadan kaldırılması için bürokrasi ve
mevzuat engellerine takılmadan yaşam hakkının korunması konusunda
bir acil eylem planı” hazırlayarak en kısa sürede harekete
geçirilmesi gerektiği kaydedildi.
“KOMİSYON İKNA OLMADI”
Raporda olayın meydana geliş saati ile köye çok yakın olan
Jandarma Karakolundan olay yerine ile irtibatın geç kurulması ve
intikalin gecikmesi konusunda verilen bilgilerle, 156 telefon
ihbarlarının kayıt edildiği cihazın olaydan bir hafta önce
bozulduğuna yönelik bilgilerin komisyon tarafından ikna edici
bulunmadığı vurgulandı. Raporda, “İl Jandarma Komutanına
ve mülki makamlara böylesine önemli bir olayın ilçe jandarma
komutanınca çok geç haber verilmesi etkili bir idari soruşturmanın
yapılmasını gerekli kılmaktadır. Terörün yoğun olduğu bir
bölgede koordinasyon ve istihbaratın mükemmel olması gerekir”
denildi.
“KORUCULUK” SİSTEMİNE SAVUNMA-
Raporda, Mardin katliamının ardından tartışılan koruculuk
sistemiyle ilgili de değerlendirmelerde bulunuldu. İçişleri
Bakanlığı’nın Mart 2009 sonu verilerine göre 1985 yılından bugüne
kadar 123 bin 476 kişinin geçici köy korucusu olarak görev yaptığı,
bunlardan 38 bin 945’i hakkında adli veya idari işlem yapıldığı
için görevine son verildiği vurgulanan raporda, halen görevde
bulunan geçici köy korucusu sayısının 47 bin 689, gönüllü köy
korucusu sayısının da 23 bin 769 olduğu bildirildi.
Köy korucularının bugüne kadar terörle mücadele alanında
güvenlik güçlerine yardımcı olmak suretiyle önemli katkılar
sağladığı kaydedilen raporda, bin 335 geçici ve gönüllü köy
korucusunun şehit olduğunu belirtildi. Raporda “Korucu
olanların devlet yanlısı veya ajan gibi nitelemelere maruz kalması,
korucu olmayanların ise devlet düşmanı olarak algılanması bölgede
yeni bir sosyal ayrışımın oluşmasına neden olmuştur.
Mardin ilinde cereyan eden üzücü olaya maalesef geçici köy
korucularının hem şüpheli hem de mağdur olarak karıştığı
bilinmektedir. Ancak sadece bu olaya bakarak ya da benzer münferit
olaylar gerekçe gösterilerek tüm korucuların ve koruculuk
sisteminin suçlanması ve lağvedilmesi şeklinde tepkisel bir
değerlendirme içine girilmesi de çok doğru değildir”
denildi.
-KORUCULAR HUKUK VE PSİKOLOJİ GİBİ KONULARDA ÖZEL EĞİTİME
TABİ TUTULMALI-
Raporda köy korucularının hukuk, psikoloji gibi konularda özel
eğitime tabi tutulması, silah nerede ve hangi hallerde kullanılır
gibi konularda da bilinçlendirilmesi önerilerek “Koruculuk sistemi
terörün sebebi değil sonucudur. Koruculuk görevini üstlenen
kişilerin bu görevin sağladığı avantajları diğer kişilere karşı
bazen etik dışı bazen de yasadışı bir şekilde kullandıkları dikkate
alındığında korucuların iyi bir eğitimden geçirilerek disiplin
altına alınmaları, korundukları izlenimini doğuracak davranışlardan
uzak durulması, faaliyet alanlarının hukuki çerçevelerinin çok iyi
belirlenerek keyfi uygulamalara sebebiyet verilmemelidir” görüşüne
yer verildi.
Raporda, ayrıca şüpheli şahısların ailelerinin bölge
dışında güvenli bir yere yerleştirilmeleri ve yaşamlarını
sürdürebilmeleri için gerekli önlemlerin alınması da
önerildi.