Tarih 29 Eylül 2015. PKK'nın en etkili adamı Murat Karayılan,
Beytüşşebap'ta 2 askerin şehit edilmesinin ardından terör örgütünün
ağır darbe yemesi üzerine, "Onlar şehirlerde daha fazla
katliama yönelirlerse o zaman 'Ölümsüzler Taburu' da metropollerde
harekete geçer" diye açıklama yapıyor.
Tarih 10 Ekim 2015. Sözde barış mitingine sayılı saatler var.
Sosyal iletişim ağı twitter'da HDP ve PKK'ya yakınlıklarıyla
bilinen iki ayrı kişi, mitingde bombaların patlayacağını
söylüyor.
Sabahın ilk saatlerinden ajanslardan gelen fotoğraflarda, miting
alanında güvenlik önlemi almaya çalışan polis araçlarının saldırıya
uğradığı ve paramparça edildiği görülüyor.
Bir kaç dakika sonrasında, polisin arama yaptığı noktaya yakın bir
yerde bombalar patlıyor, 97 kişi hayatını kaybediyor. Anında katil
Erdoğan sloğanları atılıyor ve civardaki polisler saldırıya
uğruyor!
Henüz kan fani bedenlerinden boşalırken, cesetleri daha sıcacıkken
sözde barış mitingini organize eden DİSK'in Genel Sekreteri Arzu
Çerkezoğlu, "Doğrudan polis tarafından yapılan bir
saldırıdır bu, çok açık" diye açıklama yapıyor.
Ardından 6-7-8 Ekim olaylarında 53 kişinin öldürülmesi emrini veren
Selahattin Demirtaş sahne alıyor ve devleti katliam yapmakla
suçluyor!
Kısacası HDP seçim mitingine start veriyor!
Önce şu sözde barış mitingini yazalım...
Son bir kaç ay içinde PKK'nın hain saldırıları sonucu 150'ya yakın
polis, asker ve sivil şehit edilmiş. Ankara'da barış mitingi yapan
sivil toplum kuruluşları PKK'yı ve terörü lanetleyen tek kınama
yayınlamamış.
Hakkari'de son bir ayda 13 doktor can korkusu nedeniyle işinden
istifa etmiş ,4 sağlık çalışanı alçakça katledilmiş. Tabipler
Odası'ndan ufacık bir tepki bile gelmemiş.
Yapılan hizmet binalarını durdurmak, açılan yolları kapattırmak
dışında bir b.ka yaramayan Mimarlar Odası, Ankara'daki katliam
sonrası bir bildiri yayınlamış. Devlet memurlarını iş bırakmaya,
halkı hayatı durdurmaya davet ediyor.
Niye?
Barış gelsin diye tabi ki!..
Dikkat ederseniz PKK'nın dağ kadrosu ne zaman bozguna uğrasa, ya
ateşkes ilan eder, ya da Türkiye'deki siyasi uzantısı dernek,
sendika ve diğer sivil kuruluşlarını harekete geçirerek
"Barış olsun analar ağlamasın çocuklarımız
ölmesin" türünden saçma sapan nutuklar atmalarını
ister.
Buradan da anlaşılacağı üzere bu bir barış mitingi falan değildi.
Aksine dağ ve şehir yapılanması bozguna uğrayan PKK'ya soluk
aldırma girişimiydi.
Katil olan, terörist olan devlet değil.
Asıl katil, asıl terörist, PKK'lıların leşleri çoğalınca barış
diye bir yerlerini yırtan, barış yürüyüşü düzenleyen ve bu
tür toplantılara katılarak pkk ya destek veren kahpelerdir!
Bilesiniz ki artık bu halk yemiyor sizin kirli algı
operasyonlarınızı.
Siz hayatı durduracağınıza önce PKK'nın siyasi uzantısına uy
vermeyi durdurun. Sizi günden güne ucubeleştiren içinizdeki ihaneti
durdurun. Barış istiyorsanız Ankara'ya değil, Kandil'e yürüyün!
Bombayı kimin patlattığına gelince...
Rahmetli Mahir Kaynak'ın "Bir olayın kime yaradığını
bulursanız falin kim olduğunu da bulmuş olursunuz" sözünü
hep söylüyorum, her zaman söylemeye devam edeceğim. 7 haziran
seçiminden 2 gün önceki Diyarbakır patlamasının PKK'ya yüzde 2 oy
kazandırdığı araştırma sonuçlarıyla tespit edilmişti. Son günlerde
yayınlanan anket sonuçlarında HDP'nin oyunun yüzde 2 düştüğü de
herkesin malumu....
Hesap ortada, çıkar sağlayanlar ortada.
Kürdistan hayali ve ihtirasının kendi kardeşini öldürmeye kadar
gittiği ortada. Katil arıyorsanız aynaya bakın! Bu saatten sonra
bombanın üstüne bizzat kendiniz otursanız dahi farketmez. Barış
gelsin diye size oy veren Müslüman Kürt halkı PKK ve terör
seviciliğinizi anladı.
Terörden nemalanan bir partinin barış masalları anlatmasına artık
kimse inanmıyor, inanmayacak! Patlat bombayı, yık devletin üzerine,
geç barajı dönemi sona erdi, kusura bakmayın!
Patlamadan bir gün sonra aynı meydanda toplanıp 1 Kasım için oy
isteyerek kendinizi ele verdiniz. Katillerin çoğu bir süre sonra
tekrar olay yerine dönermiş. Yaptığınız bundan ibaret.
"Suruç 2 puan getirdiyse Ankara 4 puan
getirmiştir" hevesiniz kursağınızda kalacak.
Size sempati duyanları öldüre öldüre yakında size oy verecek adam
bulamayacaksınız.
Bu vahşeti durdurun artık!
Dipnot: Cumhuriyet'in PKK sevici Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar,
patlamayı Erdoğan'a havale etmiş, "Gelin hep beraber
Nemrut'u devirelim" diyerek isyan çağrısı yapmış!
Senin 77 sülalen toplansa, Erdoğan'ın çaycısını bile deviremez
Can'ım!
twitter.com/slymnoz
facebook.com/slymnoz