Katil Doğanlar filmini aratmıyorlar
Abone olEvrensel Gazetesi, Katil Doğanlar filmini aratmayan ABD yöneticilerinin kirli geçmişini yazdı.
George W. Bush’un Teksas Valiliği’nden Amerikan başkanlığına
uzanan siyasi hayatı, idam kararlarıyla, ırkçı uygulamalarla,
çocukların cezalarını artıran yasalarla süslü. Sendika düşmanı
tavrı, şaibeli para kaynakları, kişisel silahlanmayı destekleyen
ateşli kampanyaları sadece Amerikalıların değil, artık bütün
dünyanın bildiği gerçekler. Başkanlık koltuğuna oturduğu günlerde,
“Siyasi çizgim cesaretli muhafazakârlıktır” derken neyi
kastettiğini şimdi daha iyi anlayabiliyoruz. Ancak Bush, “hileli
bir seçimle” veya “tesadüfi olaylarla” Beyaz Saray koltuğuna
oturmuş “şanslı bir velet” değil. Saldırdığı ülkenin haritada
yerini bulamamasına, sürekli potlar kırmasına, “deli saçmalarına”
rağmen bir cahil hiç değil. Zira; taşıdığı “üstün değerleri”
Washington’da sadece O temsil etmiyor. Amerikan tarihinde böylesine
otoriter bir yönetim değişimine rastlamak gerçekten zor. Soğuk
savaşın en yoğun günlerinde dahi, yürütme bu denli ileri
gitmemişti. Ve Bu isimler, “Amerikan imparatorluğu”nu kurmayı
“kutsal bir görev” addedecek kadar bağnaz, Tanrı tarafından
seçilmiş olduklarına inanacak kadar çılgın, bu uğurda girişecekleri
katliamları “haçlı seferleri” sayacak kadar hastalıklı bir ruha ve
geçmişe sahipler. Kariyerleri, onlara yakıştırılan vasıfların
abartılı olmadığını kanıtlayan referanslarla dolu. Filistin’de,
Afganistan’da, Irak’ta yaşanan ve gelecekte başka ülkelerde
yaşanması muhtemel savaşların aynı zamanda bir soykırım mantığı
taşıdığı, Amerikan saldıganlığının feyz aldığı bu isimlerde
cisimleşen fanatik ideolojik çizgilerde gizli. Bunun izlerini
sürmeye, Bush’tan başlamalı... GEORGE W. BUSH Püriten ve ırkçı
George W. Bush; püriten gelenekten beslenen dini inançlara bağlı
birisi ve kendini Anglo-Sakson ırkının saf bir temsilcisi sayıyor.
RICHARD PERLE Karanlıklar prensi İsrail lobisinin ünlü
stratejistlerinden Oded Yinon 1982 yılında, “1980’lerde İsrail İçin
Strateji” başlıklı raporu kaleme aldığı günlerde Amerika’da WINNEP
(Yakın Doğu Politikası için Washington Enstitüsü) adında yeni bir
“think-tank” kuruluşu faaliyete geçiyordu. MARTIN INDYK Strateji
dehası Bir başka kabine üyesi Martin Indyk’in ismini anmadan geçmek
olmaz. Edward Said’in Washington’un Ortadoğu politikalarını
incelerken Indyk’i çok sık anması boşuna değil. Çünkü Indyk’in
yükselişi ile Beyaz Saray’ın dış politikasının dayandığı temelleri
arasında bir paralellik var. ROBERT KAGAN İmparatorluk hayranı
Amkerikalı muhaliflerden Jim Lobe, “ABD Sağcılarıyla Siyonistlerin
Aile Bağları” adlı makalesinde, tarihçilerin, ABD’nin Irak’a karşı
saldırgan politikalarına baktıklarında, bulacakları ilgi çekici
olaylar içinde, sadece hükümetin içinde ve dışındaki “kartallar”ın
birbirlerinin politik görüşlerini ne kadar desteklediklerini değil,
birbirleriyle ne kadar akrabalık bağları olduğunu da göreceklerini
söylüyor. COLIN POWELL Wietnam kasabı Washington’a egemen üçüncü
bir eğilim olarak da, ırkçı militarizmin yükselmesi dikkat çekiyor.
DONALD RUMSFELD Yarım asırlık demirbaş Militarist çizginin en
anlamlı temsilcisi olan Rumsfield ise, yakın Amerikan siyasi
tarihinde bir demirbaş. Amerikan’ın son yarım yüzyılında bu ismin
askeri politikalarda öyle veya böyle yer aldığını görüyoruz.