Katarakt tedavisini ertelemeyin
Abone olGöz merceğinin saydamlığın kaybetmesiyle oluşan katarakt tedavisinin ihmale gelmeyeceği belirtildi.
Yüzde 90 yaşa bağlı olarak ortaya çıkan kataraktın tedavisi,
günümüzde yaşam süresinin uzamasıyla birlikte, daha da önem
kazanmaya başladı. İnsan gözündeki merceğin saydamlığını ve
şeffaflığını kaybetmesi sonucu görmenin zamanla azalmasına sebep
olan kataraktın kesin tedavisi mümkün.
FAKO yöntemi olarak adlandırılan ameliyatla yüzde 100'e yakın
başarı oranları sağlanıyor. Üstelik yapılan çalışmalarla katarakt
tedavisi her geçen gün daha da mükemmele doğru ilerliyor. Ancak
yine de pek çok hastalıkta olduğu gibi düzenli kontrol ve erken
tanı tedavinin başarısını arttıran etkenlerin başında yer
alıyor.
Göz merceğinin saydamlığını yitirmesi ve buna bağlı olarak görmenin
azalması ile sonuçlanan bir göz hastalığı olan katarakt, en çok
ilerleyen yaşa bağlı olarak gelişiyor. Doğal yaşlanmaya bağlı
katarakt, 40 yaş ve üzerinde oluşmaya başlıyor. Acıbadem Göz
Sağlığı Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Beril Küçümen, tüm
dünyada senil katarakta bağlı 15 milyon tedavi edilebilir görme
vakası bulunduğunu belirtiyor. Katarakt daha az görülmekle birlikte
farklı yaşlarda da ortaya çıkabiliyor. Dr. Küçümen, katarakt oluşma
sebeplerini şöyle sıralıyor:
"Genç yaşta katarakt oluşmasının en önemli nedeni travmadır.
Özellikle küçük çocuklar göze taş gelmesi, kalem batması, yada
vurulması gibi travmalara çok sık maruz kalabiliyor. Çocuklarda
ırsi katarakt oluşması da mümkün. Katarakt, diyabet gibi bazı
metabolizma hastalıklarında da görülebilir. Geçirilmiş her türlü
göz iç hastalığı, göz tansiyonu, göz içi iltihabı gibi
rahatsızlıklar katarakta sebep olabilir. Bunun dışında bazı cilt ve
romatizmal hastalıklarla birlikte nadir de olsa katarakt
görülebilir".
Kataraktın görüldüğü bir başka bir başka hasta grubuna da yeni
doğan bebekler giriyor. Doğumsal kataraktlılar genellikle anne
karnında, özellikle hamileliğin ilk 3 ayında oluşuyor. Annenin
hamileliğinin erken dönemlerinde geçirdiği kızamıkçık, kabakulak,
grip gibi hastalıklar yada kullandığı bazı ilaçlar çocuklarda
katarakt gelişmesine sebep olabiliyor. Anne adayının hamileliğinin
ilk 3 ayında enfeksiyon geçirmemeye çok dikkat etmesi gerektiğini
söyleyen Dr. Beril Küçümen, bir kadının çocuk sahibi olmaya karar
verdikten sonra kızamıkçık (rubella virüsü) hastalığı geçirip
geçirmediği kontrolünün yapılmasının faydalı olacağını vurguluyor.
Bunların yanı sıra, ultraviyole ışınlarının da kataraktın
oluşmasında etkisi bulunuyor. Ülkemiz havasının oldukça güneşli
olması da katarakt hastalığının sık görülmesinin başlıca
sebeplerinden biri olarak belirtiliyor.
Katarakt ameliyatı olmak için hastanın görmesinde en az yüzde 50
kayıp yaşanması gerektiğinin belirten Dr. Küçümen, görme oranı
yüksek olan ama yaşam kalitesindeki bozukluktan rahatsız olan bazı
hastaların da ameliyat olabileceğini söylüyor. Katarakt başlangıç
durumundaysa ve kişinin görmesi yüzde 80'lerin üzerindeyse ameliyat
gerekmiyor, ancak hastanın takip edilmesi şart. Çünkü kataraktın
ilaç tedavisi bulunmadığı için erken kataraktı engellemek mümkün
değil. Dr. Beril Küçümen'e göre kullanılan teknikler sayesinde
katarakt ameliyatına karar vermek için eskisi gibi hastalığın çok
ilerlemesini beklemeye gerek yok. Ayrıca çok ilerlememiş kataraktın
ameliyatı, riskleri daha az olduğu için hem hasta, hem de doktor
açısından daha kolay.
Katarakt ameliyatıyla ilgili dünyada yapılan yeni çalışmalarla
ameliyat sonrasında, ameliyat sırasında gözün içine girilen 3
mm'lik keskin boyutu kısaltmaya çalışıyor. Henüz bu konuda net bir
sonuç elde edilmemiş olsa da, yapılan çalışmalar bu kesinin
boyutunu 2-2.5 mm'ye indirmeye yoğunlaşmış durumda. Kendi kendine
uyum yapan mercekler konusunda da yeni çalışmalar hızla devam
ediyor.