Kastamonu’da 11 Ağustos’ta yaşanan sel afeti sonrası en ağır tahribatın yaşandığı Bozkurt ilçesinde yaralar sarılmaya devam ediyor. Evleri yıkılan vatandaşlar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ile İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığı tarafından ilçeye getirilen 32 adet konteynır evin kurulumuna başlandı. Konteynır evlerin elektrik, su ve kanalizasyon tesisatlarının da yapımı sürüyor. Bir ailenin yaşamını sürdürebilmesi için konteynır evlerin içerisinde ihtiyaç duyulabilecek her türlü eşya bulunuyor. Ayrıca konteynır evlerin önüne parke de döşeniyor. Selde evlerini kaybeden engelli vatandaşlar için de özel dizayn edilen konteynır evler bulunuyor. Selde evlerini kaybeden aileler, evleri yeniden inşa edilene kadar bu konteynırlarda kalabilecekler.Evleri sel nedeniyle zarar gören Emine Çelikel, Bozkurt ilçesine kurulan konteynır evlere yerleştiklerini belirterek, “10 yıldır Bozkurt’tayız. Kastamonu’yu çok beğeniyorum ama başımıza bu geldi. Bundan dolayı biraz korkuyoruz tabii ki. Sanki burada kıyamet koptu. Ama devletimizden, milletimizden Allah razı olsun. Çok yardımlar geldi, hepsinden Allah bin kere razı olsun” dedi.Sel sırasında yaşadıklarını anlatan Çelikel, “Evimiz girişin bir üstüydü. Eşim İstanbul’da, ben Bozkurt’taydım. Sabah 11 sularında kızımla telefonda konuştum. Karşıya bakıyordum, zaten bizim Sınarcık Caddesi dağın yanı. Polis aracı sürekli bir şey olmuş gibi sinyal veriyordu." ifadelerini kullandı.Çelikel "Ben de kızıma 'Bozkurt’ta herhalde bir şey olmuş' dedim. Herkes yukarı dağa doğru bakıyordu. Bir baktım yukarıdan ağaçlar kökünden sökülüp geliyor. Hep parklarımızı, arabalarımızı, önünde kim varsa, birinci katları hepsini aldı götürdü." şekline konuştu.Çelikel "Ben de dizlerime vurarak ‘Bozkurt gitti yavrum, biz gittik yavrum’ diyerek pijamalı bir şekilde kaçtım. Girişe gitseydim boğulurdum, iyi ki de gitmedim. İki komşum vardı onların kapısına vurdum, ‘Abla kıyamet kopuyor kaçalım’ dedim. O anda kendimi şaşırdım." dedi.Yaşadıklarını anlatan Çelikel "Onlar da ‘Ne kıyameti hayırdır kızım’ dedi. Ben de ‘Bozkurt gidiyor, yukardan sel geldi’ dedim. O anda baktım her yer doldu. Biz 3’ncü kata kaçtık komşumuzun evine, toplam 5 aileydik. Orada sabaha kadar Allah’a yalvardık. Sabah Süleyman Soylu geldi, Allah razı olsun kepçelerle bizi aldılar. Götürdüler bizi yurtlara yerleştirdiler. Orda da çok ilgilendiler bizlerle. Orası da bizlerle çok ilgilendi, onlardan Allah razı olsun. Orasını da çok beğendik, burayı da çok beğendik” diye konuştu.Evlerini kaybettikleri için konteynır eve yerleştiklerini söyleyen Emine Çelikel, “Eşyalarımızı hep kaybettik. Askerler bizleri aradı, gelip evimizi temizledi. Evin ön taraflarını da yıktılar. Bugün Kastamonu’dan yurttan geldik." ifadelerini kullandı. Çelikel "Gelmeden önce eşime, ‘Kiralık ev bulalım, ben konteynırda kalamam’ demiştim. Ama çok memnun oldum gerçekten çok güzelmiş. Şimdi de yerleşiyoruz. Devletimiz her şeyimizi getirmiş. Giyecek, yiyecek, evimizden daha güzel. Allah devletimizden, milletimizden razı olsun. Çok yardım geldi. Hepsinden Allah razı olsun” şeklinde konuştu.Bozkurt’ta ikamet eden ve selde evini kaybeden Mustafa Çelikel “Sel evimi aldı, hanımım suların içerisinde kaldı. Allah razı olsun Süleyman Soylu sudan çıkardı, kepçelerle alıp götürdü. Halimiz belli, Allah’a çok şükür. Bizi yurtlara gönderdiler, sonra buradaki konteynırlara yerleştirdiler. Allah devletimize, milletimize zeval vermesin." dedi."Devletimizi, hükümetimizi, bakanlarımızı hiçbirini başımızdan eksik etmesin" diyen Çelikel "Tüm din kardeşlerime Allah sağlık versin. Konteynır ev umduğumdan çok daha güzel bir yer. Konteynır ev umduğumdan çok daha güzel çıktı. Her istediğimiz var, devletimiz ve milletimiz bizlere hepsi bakıyorlar. Allah başımızdan eksik etmesin." dedi.Konteynır eve yerleşen selzede Gülizar Balcı ise, “Evimiz çok güzel, hayırlı uğurlu olsun. Allah’ın izniyle inşallah evlerimiz de yapılır, evimize tekrar gireriz. Eşimin kulakları duymuyor, gözleri görmüyor. Selde hem evimi hem de eşyalarımı komple kaybettim. Hiçbir şey kalmadı. Bütün eşyalarımızı devletimiz aldı, Allah razı olsun devletimizden” dedi.