Kastamonu'da camide tepki çeken görüntü! Restorasyonda yerinden söküldü
Abone olKASTAMONU’da ismini minaresine saplanan oktan alan ve halk arasında "Oklu Cami" olarak bilinen İsfendiyar Camisinin restorasyonu sırasında minaresindeki 700 yıllık ok, paratoner takılacağı gerekçesiyle söküldü.
Candaroğulları Beyliği döneminde İsfendiyar Bey tarafından
Kastamonu’da yaptırılan tarihi İsfendiyar Camisinin minaresindeki
ok, restorasyon sırasında yerinden söküldü. Ok atmakta hünerli olan
ve yaklaşık bin metreden avını gözünden vuracak kadar hünerli olan
İsfendiyar Bey'in Kastamonu Kalesinden attığı ve İsfendiyar Bey
Camisinin minaresine saplanan ok, restorasyon çalışmaları sırasında
kaldırıldı. Minareye Yaklaşık 700 yıldan bu yana minarede saplı
şekilde günümüze kadar gelen ok, 1997 yılında yaptırılan
restorasyon sırasında paratoner takılacağı gerekçesiyle yerinden
söküldü. Halk arasında "Oklu Cami" olarak bilinen İsfendiyar
Camisi'nde geçtiğimiz günlerde yapılan restorasyon çalışmasında, ok
şeklinde takılan paratoner de tamamen yerinden söküldü. 700 yıldır
minarede duran ok ortadan kaybolmuş oldu. Mahalle sakinleri ve
şehrin önde gelen turizm dernekleri, okun yerinden sökülmesine
tepki gösterdi.
Okun hikayesini anlatan Kastamonu Turizm Eğitimi ve Kültürünü
Geliştirme Derneği (TURGED) Başkanı Zühtü Aslan, “Oklu Camisini de
İsfendiyar Bey yaptırmıştır. Kendisi özellikle uzun süre beylik
yaptığı için her beyin kendisine göre bir takım mahiyetleri ve
özellikleri var. Bunlardan İsmail Bey bir fıkıh alimi, fıkıh ile
ilgili kitap yazmıştır. Adil Bey hayvanlarla fazla ilgilendiği için
kendisi Ilgaz Dağının eteklerinde hayvancılıkla ilgili hikayeleri
var ama İsfendiyar Bey, Candaroğulları Beyliğinin adını İsfendiyar
Bey olarak değiştirecek kadar güçlü bir beydir. Kendisi avcılıkla
meşgul oluyor. Bin adımdan bir Ceylanı gözünden vuracak kadar güçlü
bir avcı olarak biliniyor. Avlaklarında özellikle çok uzun
mesafeden Ceylan avlamasıyla da tanınıyor. İsfendiyar Bey, uzun
süre Ceylan avlar ama o yıllarda Ceylanların büyük bir kısmı doğum
yapmaz. Bu yüzden avlak dışında Ceylan avlanmasını yasaklar.
Kendisi avlağına gidip Ceylan avlar ve bin adımdan da Ceylanı
gözünden vurabiliyor. İsfendiyar Beyin bu maharetini duyan diğer
beyler ve misafirler, Kastamonu’ya geldiklerinde Kastamonu Kalesine
gelirler ve senin bin adımdan bugün yaklaşık 700 metre civarında
oluyor, senin bu mesafeden Ceylanı avlamak biraz bize tevatür,
biraz abartılmış derler." dedi.
"İsmini 100 kişiye sorsanız 99’u bilmez"
Sözlerini sürdüren Aslan "İsfendiyar Beyde Kalede birçok beyi
toplar ve der ki: “Ben, buradan uzak bir mesafeye ok atacağım,
sizde deneyin. Kaleden uzak bir noktaya bakarken İsfendiyar Bey,
kendi yaptırdığı İsfendiyar Bey camisinin minaresini görür. Orayı
hedef olarak seçelim der, oraya bazı beyler ok atarlar hatta
Kastamonu içerisinden geçen Karaçomak Deresine dahi attığı okları
yetişemez. İsfendiyar Beyin kendisi ok atmakta maharetlidir,
kaleden okun yayını gerer ve öyle bir ok fırlatır ki oradaki
minarenin hilaline oku isabet ettirir. Daha sonra aşağıya gidip
baktıklarında gerçekten İsfendiyar Beyin attığı ok minareye
saplanmıştır. Onun içinde caminin ismiyle değil minaresindeki ok
ile anılır olmuştur, halk arasında caminin ismini 100 kişiye
sorsanız 99’u bilmez ama Oklu Cami derseniz herkes caminin yerini
gösterir. Candaroğlu İsfendiyar Bey, ok atmakta oldukça maharetli
olduğu içinde Kaleden Cami neredeyse 650 metre civarında, orada
minareye oku isabet ettirmiştir. Bunun üzerine İsfendiyar Beyin
kendisinin yaptırdığı caminin ismi de günümüze Oklu Cami olarak
gelmiştir” diye konuştu.
"700 yıl daha anlatılmaya devam eder, bunun da önüne
geçemezler"
Yaklaşık 700 yıldır İsfendiyar Camisinin minaresinde saplı olan
okun restorasyon sırasında yerinden söküldüğünü ifade eden Arslan,
“Biz, 700 yıldan bu yana ayakta duran bu caminin oklu olarak
bilinmesinin sebebi bu hikayelerdir. Oklu Cami ile ilgili
günümüzden 700 yıl kadar önce Candaroğlu İsfendiyar Bey zamanında
yapılmış, Tatlı Hatun döneminde yapılmıştır. Tatlı Hatunda vefat
ettiğinde Caminin avlusuna gömülmüştür. O civara bir apartman
yapılırken türbeden de geriye bir şey kalmamıştır. Bunlardan en
önemlisi 700 yıldır o minareye saplı olarak durduğu bilinen okun
restorasyonlar sonrasında yerinde olmadığını görüyoruz. Eğer o ok
orada halen kalmış olsaydı biz bugün yine Kastamonu’ya gelen
kişilere hem Kastamonu Kalesini anlatırken hem de şehir içerisinde
İsfendiyar Bey Camisini ya da Oklu Camiyi anlatırken gelen
turistlere ya da misafirlere o camideki oku gösterebildik. Bu
sayede anlattığımız hikayeyi daha da çok kuvvetlendirmiş olurduk.
Bizler bir yeri restore ederken halkın anlatmış olduğu hikayeleri
günümüze kadar gelmiş onan konuları yok etmekle değil, var etmekle
yaşatmakla mükellefiz. Nedenini de sorarsınız bugün birçok şehirde
efsaneler anlatılır, yıllardan bu yana bunlar konuşuluyor.
İsfendiyar Bey camisinin minaresinde yaklaşık 700 yıldan bu yana
günümüze kadar gelen ok, restorasyon sırasında yerinden sökülmesine
bir anlam veremedim. Yetkililer ve ilgililerin bu gerçek mi değil
mi diye tartışacak yerine bu hikayeyle günümüze kadar gelen okun
yerinde olmasında ya da yerine konulmasında bence hiçbir sakınca
yoktu. Bu sayede Kastamonu’nun tanıtımında ya da şehrin anlatımında
da bir işaretti ve anlam taşıyordu. Özellikle günümüzde böyle şey
olur mu olmaz mı, Kaleden bir ok atılınca minareye saplanır mı
tartışması yerine bu hikayeyi daha canlı tutmak doğru olurdu. Bu
ok, minarede olsa da olmasa da bizler bunu anlatmaya devam
edeceğiz. 700 yıldan bu tarafa gelen konu, tahmin ediyorum ki bir
700 yıl daha anlatılmaya devam eder, bunun da önüne geçemezler.”
diye konuştu.