Sanırım toplumun ayarlarıyla son yıllarda oynandığı kadar hiçbir
zaman oynanmadı. Ülkeyi sömürge toplumu haline getirip yönetmek
isteyen mihraklar toplumun hassas noktalarını kaşıdıkça
kaşıyorlar.
Atatürk’ü İslamın ve biz Müslümanların
kutsal mabedi Kâbe üzerine otururken kolajlamak
hangi tür bir kafanın ürünüdür bilemem ama bunu yapan kişinin
niyeti o kadar belli ki...
Yapılmak istenen en hassas noktalara atış yaparak birilerinin
bam teline basmak. Yoksa böylesine acaibül garaib bir işe imza
atmanın başka türlü bir izahı olamaz. Aklı başında olan hiç kimse
böyle bir densizliğe cüret edemez. Bunu yapan kişi ne yaptığını çok
iyi biliyor.
Amaç belli: Toplumun iki kesimini karşı karşıya
getirmek...
Son zamanlarda bu tür provakatif olaylar o kadar çok arttı
ki...
Birilerinin hoşlanmadığını bile bile memleketin her köşesine,
hatta hiç alakası olmayan yerlere Atatürk heykelleri
yapmanın ne âlemi var.
Yetmezmiş gibi mum dikerek bir de heykel yarışması
düzenliyorlar!
Çünkü biliyorlar ki bazıları bundan rahatsız olacak, karşı eylem
yapacak, toplumun iki kesimi karşı karşıya gelecek. İstiyorlar ki
karşı taraftan birileri heykellere saldırsın, heykel yarışmasını
taşlasın.
İşte bu olduğunda ellerini ovuşturarak çıkan hengâmenin tadını
çıkaracaklar.
Sanırım tarihin hiçbir döneminde bir milletin kodları
ile bu kadar çok oynanmaya çalışılmamıştır.
Ne kutsalı kaldı oynanmadık ne de dünyaya ait değerleri. Ne
varsa, ne buldularsa kaşıyorlar.
Yeter ki bu milleti birbirine düşürsünler, yeter ki kardeş
kavgası çıkarsınlar. Yeter ki bu millet bölünsün, birbirine
düşsün...
Tek istedikleri, tek arzuladıkları bu...
Lakin bu aziz millet her zaman için onların heveslerini
kursaklarında bırakmasını bilmiştir. Ferasetiyle, öngörüsüyle,
sağduyusuyla oynanan bütün oyunları boşa çıkarmıştır. İnşallah
şimdi oynanan, oynanmak istenen oyunları da boşa çıkaracaktır.
Yeter ki biz birazcık basiretimizi açalım, oynanan oyunları
görmeye çalışalım. Büyük resmi görebilelim. Basit provokasyonlar
karşısında tabiri caizse gaza gelmeyelim.
Devlet yetkilileri de bu tarz densizliklere karşı yapılması
gerekeni vakit kaybetmeden yerine getirmelidir. Milletin hassas
noktalarını kaşıyıp galeyana getirmek isteyenlere fırsat
vermemelidir. Kanunlar çerçevesinde kutsala yapılan hakaretler
cezalandırılmalıdır. Yoksa durumdan vazife çıkaran birileri hiç yok
yere güya adaleti kendisi sağlamaya çalışır.
Ondan sonra ayıkla pirincin taşını...
Gün uyanık olma vaktidir, devletiyle, milletiyle, bütün kurum ve
kuruluşlarıyla meydan provokatörlere bırakılmamalıdır.
Birkaç sözüm de CHP’li belediyelere...
Yahu sizin heykel açmaktan başka yapacak işiniz yok
mu?
Gün geçmiyor ki bir heykel açılışı görmeyelim.
Belediyecilik demek hizmet demek, vatandaşın sorunlarını çözmek
demek. Belediyenin birinci önceliği şehrin sorunlarını çözüme
kavuşturmaktır.
Siz önce vatandaşın dertlerine çözüm bulun ondan sonra heykel
açın.
Tamam, sanat da bir hizmettir ama ondan önce yerine getirilmesi
gereken onlarca hizmet sahası var. Biraz da onlarla
ilgilenin...
Şehrin girişine ya da tam ortasına istediğiniz kadar heykel
dikin. Her an deprem ile teyakkuzdayız. Yani demem o ki
olası bir deprem ya da bir İbrahim heykellerinizi
yıkabilir…
facebook.com/msbeser
twitter.com/msbeser
instagram.com/msbeser