Kaşıkçı'nın cesedi orada mı? Soruşturma derinleşti
Abone ol2 Ekim'den beri kendisinden haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldüğünü doğrulayan Riyad, şimdi yeni sorularla karşı karşıya.
Cemal Kaşıkçı cinayetinde sekiz aracı takip eden polis ekipleri,
kamera görüntülerini tarıyor. Özellikle Bahçeköy'deki ormanda üç
saat kalan 33 CC 2248 plakalı konsolosluk aracı mercek altında.
Kanal D İstihbarat Şefi Emrullah Erdinç, Cemal Kaşıkçı soruşturmasıyla ilgili son bilgileri canlı yayınında izleyicilerle paylaştı. Erdinç'in verdiği bilgiler şöyle: "Kaşıkçı'yı ya diri ya ölü olarak polisler bulmaya çalışıyordu. Olay yeri inceleme polisleri, konsolosluk ve özel konutta aramalar yaptı. Neredeyse iki kamyon dolusu delil niteliği taşıyan materyale el kondu. Ancak, 'parçalandı' gibi iddiaları destekleyecek bulguya rastlanılmadı.
Polisler, konsolosluk ve resmi konutta çok temiz yerlerle karşılaştılar. Polisler 14 gün sonunda arama yapabildi. Doğal olarak içerisi defalarca temizlenmiş.
2 Ekim tarihinde, çok yoğun bir şekilde konsolosluğa temizlik malzemeleri alındığının envanterine ulaşıldı. Özellikle kimyasal maddelerin, suç mahallerinin temizlenmesinde kullanılabilecek malzemelerin alınabileceğini polis zaten biliyordu.
Sevil Atasoy'dan Cemal kaşıkçı
açıklaması! Ceset parçalanırsa...
Defalarca temizlik yapılmış. Bir çok yer boyanmış, boya tekrarı geçilmiş. Polis buna rağmen delil çalışmalarını yaptık. 'Mavi ışık' ile aramalar gerçekleştirildi. Bazı bulgulara ulaşıldı. Ancak o bulgular 'DNA örnekleriyle, polisin elindeki DNA örtüştü' demek şu an için erken.
Bunların hepsi adli tıp kurumuna gönderildi. 'Cemal Kaşıkçı'nın ailesinden de DNA örnekleri alındı' deniyordu. Hayır, o örnekler geldi. Cemal Kaşıkçı'nın DNA örnekleri de mevcut. Ele geçirdikleri iki kamyon delillerle bir eşleştirme yapılabilir mi? Bunlar kontrol ediliyor.
Eğer Kaşıkçı'ya ait bir şey bulunursa, konsolosluğun ne tarafında öldürülüğüne dair bulgu ortaya çıkacak.
Bilindiği gibi Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim sonrasının hemen akabinde 15 kişilik bir Suudi heyeti Türkiye’ye geliyor. Özellikle bir isim çok önemliydi. Suudi Arabistan Adli Tıp Kurumu başkanıydı. Doktorasına baktığımızda, Avusturya’da almış olduğu eğitim var: 'Mobil otopsi yapabilme.' Baktığınız zaman dünyada sayılı isimler bu anlamda kendisini geliştirmiştir.
Suudi Arabistan’da Adli Tıp Kurumu başkanı, çok önemli donanımlar satın alıyorlar. Sadece bir minibüs alıyorlar, mobil otopsi yapabilecek nitelikte bir araç. Ve 2,5 milyon dolara alıyorlar. Ve buraya gelmesi ve cesedin birden bire ortadan kaybolması…
Konsoloslukta, konutta belki de bilinmeyen başka yerde cesedin yok edildiği kanaatini ortaya çıkartıyor. Bir cinayetin cinayet olduğunu ispat edebilmeniz için bir cesedin olması gerekiyor. Bulunamaması hep bir cinayetin üzerindeki sis perdesi olacak. Suudi Arabistan, 'bir arbede yaşandı, aldığı yumruk neticesinde hayatını kaybetti' Tamam! Peki ya, ceset? Parçalandıysa bu hunharca öldürmeye girer. Sonuçta dini nedenlerden dolayı da ailesine verilip, defin işleminin gerçekleşmesi gerekir. Suçun üstüne başka suçlar ekleniyor.
Türk makamları sis perdesi kalmayacak şekilde bu cinayeti aydınlatmaya çalışıyor. Suudi heyetin bilgi paylaşması gerekiyor.
8 tane araç var takip ettikleri. Kamera görüntüleri inceleniyor. Özellikle 34 CC 2248 plakalı aracın konsolosluk ormanına Bahçeköy girişinden girdiği ve orada üç saat kaldığı tespit edildi."