Karun Hazinesi soyuldu
Abone olTürkiye'nin 10 yıl uğraşıp 40 milyon dolar harcayarak getirdiği Karun Hazinesi'de soyuldu!
Türkiye'nin 40 milyon dolar harcayıp 10 yıllık hukuk mücadelesi
sonrasında ABD'deki Metropolitan Müzesi'nden geri almayı başardığı
Karun Hazinesi'nin en önemli parçasının çalındığı ortaya çıktı.
Uşak Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen 450 parça eser içinde en
nadide parçalardan biri olarak dikkat çeken Toztepe tümülüsünden
çıkan "Kanatlı Denizatı" (hippokampos) şeklindeki altın broşun
yerine de sahtesinin konulduğu belirlendi.
Hırsızlık sahte isim ve adres bildiren bir kişinin ihbarıyla ortaya
çıktı. Şoke eden bu gelişmenin ardından Kültür ve Turizm Müdürlüğü
soruşturma başlattı. Paha biçilemeyen eserin ne zaman ve ne şekilde
çalındığı henüz tespit edilemedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı'na
Ocak 2006'da yapılan ihbar üzerine müfettişler Uşak Arkeoloji
Müzesi'nde üç hafta süren incelemelerde bulundu. Ancak yerinde
duran broşun, İzmir Arkeoloji Müzesi uzmanlarından oluşturulan 3
kişilik komisyonca incelenmesi sonucu çalındığı ve yerine
sahtesinin konulduğu belirlendi.
Karun'un laneti!
Müze Müdürü Kazım
Akbıyıkoğlu, güvenliğin yeterli olmadığını belirterek şöyle dedi:
"Bu eserlerin getirilmesi için 10 yıl mücadele ettim. Eserleri
ABD'den teslim alan benim. Köylüler, 'Hazineyi bulanların hepsi
birer birer öldü. Müdürüm Karun'un laneti sizi de tutar' derlerdi
de inanmazdım. Ama doğru çıktı. Eserler benim üzerime
zimmetli."
Güvenlik çok zayıf
Karun Hazinesi'nin
sergilendiği müzede büyük güvenlik zafiyeti yaşanıyor. Kapı
girişinde ziyaretçilerin üzerleri aranmadığı gibi, kapıda dedektör
gibi cihazlar da bulunmuyor. Müzede kameralı sistem Aralık 2005'te
devreye girmiş. 6 kameranın görüntüleri tek monitörden izleniyor.
Müzenin bahçesi de 1 metre yüksekliğinde demir parmaklıklı bir
çitle korunuyor.
Sadece vitrin kilidi koruyor
Örneğin eserlerin
sergilendiği vitrinlerin camlarının kırılması veya başka türlü bir
müdahalede bulunulması durumunda devreye girecek alarm sistemi
bulunmuyor. Eşi bulunmaz eserler küçük bir vitrin kilidi ve kurşun
mühürle korunmaya çalışılıyor.
Monitöre de, ziyaretçilere de tek bir görevli
bakıyor
Monitöre bakan görevli aynı zamanda bilet
kesip ziyaretçilere de bilgi veriyor. Bir kişi bilet kesen
görevliyi oyaladığı zaman güvenlik tamamen pasif bir duruma
düşüyor.
Yurtiçi ve yurtdışında araştırmalar sürüyor
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürü
Orhan Düzgün, hırsızlıkla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:
"Bakanlığımıza gelen ihbar imzasız olmasına rağmen ciddiye alıp
soruşturma istedik. Bakan Bey'in onayıyla başlayan soruşturma
sonucunda maalesef bu kötü olayla karşılaştık. Üç kişilik komisyon,
eserin sahte olduğunu rapor etti. Soygunun nasıl gerçekleştiği
henüz bilinmiyor. Eserin bulunması için yurtiçi ve yurtdışında
araştırmalar sürüyor. Biz ihbardan önce müzenin kamera sistemleri
arızalı olduğu için çalışma başlatmıştık. 2005'in aralık ayında
kamera sistemlerini tamamen yeniledik."
Yağmalayan köylüler anlaşamadı, ihbar etti
"Çok zengin kişileri" tanımlarken kullanılan "Karun gibi"
kelimesinin türemesine neden olan Lidyalıların son kralı Kroisos,
namı diğer Karun, MÖ 6. yüzyılda yaşadı. Müzede sergilenen eserler
bu döneme ait olduğundan Lidya Hazinesi veya Karun Hazineleri
olarak biliniyor. Karun Hazinesi soygunu 1965 yılında Toptepe
Tümülüsü'nün kaçak kazısıyla başladı. Burada, altın başlı tutamaklı
kepçe, altın makara, altın iğneli küpe, altın kanatlı at broş, akik
ve taştan yapılmış geometrik şekilli kolye, arslanbaşı şeklinde bir
çift bilezik, uçları taş boncuklu püskül şeklinde altın gerdanlık
bulundu. 1966'da ikinci bir soygun İkiztepe Tümülüsü'nde yaşandı.
Birkaç yıl boyunca süren kaçak kazılarda çıkarılan eserler yasadışı
yollardan yurtdışına kaçırıldı. Köylüler arasında paylaşımda
anlaşmazlık çıkınca içlerinden biri ihbarda bulundu ve hazinenin
varlığı belirlendi.
İlk resmi kayıt 1984'te ABD'de ortaya çıktı
Kaçırılan eserlerin Metropolitan Müzesi'nde olduğu yönünde bilgiye
ulaşılınca, 1983 yılında Türkiye Karun Hazinesi'ni istedi ancak
sonuç alamadı. Kaçırılan eserlerle ilgili ilk resmi kayıt ise 1984
yılında ortaya çıktı. Metropolitan Müzesi'nin "A Greek and Roman
Treasury" adlı bir kataloğunda bu eserler yer alıyordu. Katalog,
gazeteci Özgen Acar tarafından Kültür Bakanlığı'na iletildi. Bu
katalogda, Uşak ve çevresindeki tümülüslerde kaçak kazılar sonucu
bulunan ve yurtdışına kaçırılan Karun Hazinesi'nin bir kısmının yer
aldığı görüldü. Bunun üzerine Türkiye, "Hays and Sklar" isimli
hukuk firmasıyla anlaşarak Mayıs 1987'de Metropolitan'a dava açtı.
Davanın aleyhine devam ettiğini gören müze, Ekim 1993'te 363 eserin
iadesini kabul etti. Aynı yıl Türkiye'ye getirilen eserler Uşak
Arkeoloji Müzesi'ne gönderildi.
Milliyet
Ömer Erbil