Kars'ta süt ve süt ürünlerinde markalaşma hamlesi
Abone olKars Valisi Türker Öksüz, şehrin süt ve süt ürünlerindeki üretim standartlarını ve markalaşmasındaki süreçlerinin değerlendirildiği toplantıda '' üreticilerimizi bir araya getireceğiz ve kaşar peynirinin kalitesini daha da yükselterek markayı oluşturacağız' dedi.
Kars Valisi Türker Öksüz, Kars’a Vali olarak atamasının ardından
yaptığı değerlendirmede; Kars’ın sahip olduğu tarım ve hayvancılık
potansiyeliyle ülkemizin lokomotif sektörlerinden birisi olduğunu
ancak; sahip olunan zengin potansiyele rağmen üretimde
markalaşılamadığı için bu potansiyelden yeterince katma değer
yaratılamadığını tespit etti.
Vali Öksüz, bu tespiti üzerine süt işletmelerinin markalaşma ve birliktelik oluşum sürecinin değerlendirildiği toplantı düzenleyerek, sivil toplum kuruluşları, süt üretim sektöründe faaliyet gösteren firma temsilcileri ile bir araya geldi.
Kars Valisi Türker Öksüz, toplantıda yaptığı değerlendirmede; tarım ve hayvancılık sektörünün Kars’ın lokomotif sektörlerinden birisi olduğunu, Kars’ın sahip olduğu 450 bin adet büyükbaş hayvan varlığıyla ülkemizde 7’inci, 457 bin adet küçükbaş hayvan varlığıyla 38’inci, sırada yer aldığını vurguladı.
Vali Öksüz; üretim yapan çiftçilerin, hayvancılık yapan
işletmelerin ve ailelerin üretilen sütün bir kısmını kendi
ihtiyaçları için kullandığını, bunun dışında kalan tüm üretimin de
sistemin içine sokulması gerektiğini ifade etti.
'Yüksek standartlarda üretim şart'
Kars kaşarının coğrafi işaret aldığını ancak bu coğrafi işaretin gerektiği gibi kullanılamadığını, Kars’ta yıllık 12 bin ton kaşar üretimi olduğunu ve bunun yeterli görülemeyeceğini söyleyen Vali Öksüz, üretilen kaşar için bir pazar oluşturulması gerektiğini, bu pazarın oluşturulabilmesi için de bir takım ön şartlar gerektiğini, öncelikle daha yüksek standartlarda üretim yapılmasının şart olduğunu vurguladı.
Amaçlarının, hayvancılık sektörünün Kars’ta oluşturduğu katma değeri daha da yükseltebilmek olduğunu belirten Vali Türker Öksüz: “ Bu amacımıza ulaşabilmemiz için ürettiğimiz sütün, süt ürünlerinin daha iyi değerlendirilmesi, daha iyi pazarlanması, ürettiğimiz ürünün standardının daha da yükseltilmesi, üretimimizin de buna paralel olarak artırılması ve sonucunda iyi pazarlanmasıyla daha iyi şartlarda, daha yüksek fiyatlarla satabileceğimiz süt ürünlerine ulaşabilmek, böylece katma değerimizi artırabilmektir.
'Kalkınmayı üst noktaya taşıyalım'
Bunun için yapılması gereken birçok şey var. Öncelikle bir yol haritası belirleyip ona göre çalışmalarımızı sürdürmemiz gerekiyor. Amacımız; süt üreticileri kazansın, işletmeler kazansın, ilimiz kazansın, sonucunda kalkınmamızı, gelişmemizi daha üst noktalara taşıyalım.
Bu amaçla; hem sektörde yer alan üreticiler ve işletmeler hem de işin destek tarafında olan Serhat Kalkınma Ajansı (SERKA), Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK), İl Tarım ve Orman Müdürlüğü gibi kurum ve kuruluşlar, hepimiz el birliğiyle bir çalışma yapmamız gerekiyor.
Üreticilerimizin, bireysel çalışmalar yapmak yerine kurulacak bir kooperatif çatısı altında bir araya gelerek tüzel kişilik oluşturması büyük önem arz etmektedir. Tüzel Kişilik kazanıldığında hem birlik-beraberliğimiz sağlanmış olacak hem de destek veren kurum-kuruluşlardan yaranmamız daha kolay hale gelecektir. Eğer bu ortak çalışmayı yapabilirsek sonuca ulaşabiliriz.
'Alternatif yollar aramalıyız'
Artık eskisi gibi alışılagelmiş yöntemlerle yürümeyelim. Mevcut süt üretimimizi, kaşar üretimimizi, diğer peynir üretimlerimizi mevcut haliyle kabul edip, bu haliyle devam edemeyiz. Çünkü; elimizde çok önemli bir değer var. Bunu nasıl daha iyi değerlendirebiliriz, elimizdeki süt ürünlerini nasıl daha yüksek fiyata satabiliriz, katma değeri nasıl artırabiliriz diye alternatif yollar, alternatif yöntemler aramalıyız.
'Artık eskisi gibi yürümeyelim'
Bunun bir standartlaştırma boyutu var, marketing dediğimiz pazarlama boyutu var, kooperatifleşme dediğimiz bir araya gelme boyutu var, destek boyutu var. Kars’ta büyük bir onurla, büyük bir mutlulukla görev yapan Vali olarak söylüyorum ki artık eskisi gibi yürümeyelim. Ürettiğimiz ürünler, daha yüksek fiyatlara satılan, ulusal pazarda olduğu gibi uluslararası pazarlarda da aranan, istenilen bir ürün haline gelsin.” şeklinde konuştu.