Kars'ta Ahmet Arslan faktörü ve İstanbul'daki FETÖ nöbetleri

Unutkanlık vücudumuza bulaştığı an, peşi sıra gelir kahpelikler... Bu hainlerin bir köşede pusuya yattığını hiç unutmayalım. İçeride veya dışarıda, her an yeniden ortaya çıkmak için, kendilerince en doğru zamanı bekliyorlar.

Hadi ÖZIŞIK hadi.ozisik@internethaber.com

 Siyasetçinin gıdası nedir biliyor musunuz?

Dokunmak...

Dokundukça...

Duydukça...

Gördükçe...

Yaşadıkça.... siyasetçi yeterli gıdayı alır... 

Başbakan Binali Yıldırım'la birlikte Cuma günü, Kars ve Ağrı'ya gittim. Sadece Kars'ta değil, Ağrı'da da Ahmet Arslan faktörünün öne çıktığını gördüm. 

Dokunmuş Ahmet Arslan... Dokundukça insanların dertlerini, kederlerini, ihtiyaçlarını duymuş... Karış karış gezmiş, görmüş Ahmet Arslan. Yaşamış ve çare olmuş bir çok konuda.. 

"Kars'ta bugüne kadar gördüğüm en kalabalık miting."

Zihnimden geçen bu sözlere, Selahattin Beyribey de eşlik edince, sordum:

-Neden?

- Bakanlık faktörü.. hizmet...

"Bizim Bakan" sözü herkesin, her kesimin ağzında Kars'ta.. AK Parti, CHP, MHP ve HDP ahalisi, topyekûn sahipleniyor, "Bizim Bakan"ı... HDP'ye gönül vermiş biri, "Ahmet Arslan Kars'ı yol geçen hanı yaptı, sürekli burada" diyerek, dokunuşların, görmenin, duymanın, çare olmanın, siyasetçiye kazandırdıklarına işaret ediyor miting alanındaki kalabalığı göstererek.

Referanduma çok az bir zaman kaldı. 

Ahmet Arslan ve etrafındaki çalışma arkadaşları iktidara muhtaçlık duygusuyla çalışıyor Kars'ta... Kibirsiz dokunuşlarla, daha fazla hizmet için... 1 Kasım'ı da geride bırakacak oy desteği bekliyor "Bizim Bakan..."

Ben gördüklerimi, duyduklarımı sizinle paylaşayım...

"Bizim Bakan"ın devamı için Karslılar'ın kararı net...

Gerisini yazmaya gerek var mı?

TÜRKİYE VAMPİRLERİNE KARŞI 

FETÖ'nün yaptıkları konusunda sakın kalbimizi özgür bırakmayalım.

"Paronaya" desinler.... ne derlerse desinler, unutkanlığın zihnimize sızmasına izin vermeyelim.

Unutkanlık vücudumuza bulaştığı an, peşi sıra gelir kahpelikler... Bu hainlerin bir köşede pusuya yattığını hiç unutmayalım. İçeride veya dışarıda, her an yeniden ortaya çıkmak için, kendilerince en doğru zamanı bekliyorlar.

Türkiye'ye bedel ödetmekten başka hiçbir şey düşünmeyecek kadar şuurunu yitiren bu hainler, yemek istedikleri intikâm yemeğinin iyice soğumasını bekliyor.

Bir reklam filmi yüzünden, insanlar, soluğu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kısıklı'daki evinin önünde aldı. 

Bu bir paranoya değil... FETÖ'ye öfkeli duyguların soğumasını isteyenlere karşı, alınan bir tedbir. O gece Erdoğan'ın evinin önüne dökülenler, 15 Temmuz gecesinde yaşananları diri tutuyor, unutmuyor, unutmak istemiyor.

FETÖ'ye duyulan öfke soğudukça,  bağışlama fikrinin filizleneceğini biliyorlar çünkü. 

Kısıklı'dan şu mesajlar verildi :

BİR- Öfkeniz soğumasın.

İKİ- 251 şehidimizin hatırası canlı kalsın hafızanızda.

ÜÇ- FETÖ'nün yaptıkları konusunda kalbinizi özgür bırakmayın.

Özetle diyorlar ki:

"Unutkanlığın zihnimize sızmasına izin vermeyelim."

Haksız değiller!

Tayyip Erdoğan üzerinden Türkiye'ye duyulan öfke kocaman bir yılana dönüşmüş durumda. İçeride her şey normal görülebilir... ya dışarıda?

FETÖ virüsü hâlâ işliyor ve Türkiye üzerinde hesabı olan ülkelerde dalga dalga yayılıyor.

O yüzden... 

"Paranoya..." safsatalarına aldırmadan...

İnançlı insanların kanını içerek yaşayan Türkiye vampirlerine karşı nöbetlerimiz hiç bitmesin!

Hergün sokakta olmamıza gerek yok!

Zihin nöbeti de kâfi olur!