Son günlerde organize suç örgütü ve elebaşına yönelik soruşturma,
Gizli tanık ifadeleri,
Devleti ve bazı siyasileri açık hedef haline getirmeyi amaçlayan sahte ifade metni,
Gizli tanık doğruyu söylemiyor, esas kumpas emniyete,
Soruşturmayı ana eksenden saptırılarak gelinen aşama,
Ve bu kumpas öncesi medya eliyle hazırlanan kaygan zemin.
Cumhur İttifakı’na güvensizlik tohumlarının ekilmesi,
Devlet Bahçeli ve Erdoğan arasında soğuk rüzgarların estiğine dair haberlerin çıkması, köşe yazılarının yazılması.
Oysaki
Her iki farklı cepheye tarafgir olmamak,
Her iki cephenin manipülasyonundan uzak durmak,
Hesaplaşmalara alet olmadan devletin yetkili kurullarının olayı aydınlatmasını beklemek,
Cumhur ittifakına dair yapılan olumsuz köpürtmeler bu defa devlet aklına takıldı ve gidişatı değiştirdi.
Bu kumpas kime karşı yapıldı,
Bu kumpas niye yapıldı?
Bu kumpas emniyet içi bir hesaplaşma mı?
Yoksa devlete yönelik bir darbe hazırlığı mı?
Devam eden soruşturmalarla netlik kazanacak bu sorular. Ama burada önemli olan her dönemde birtakım soruşturma ve davaların seyrini değiştiren, hakikati karartıp, toplumu manipüle etmeyi amaçlayan kumpaslara maruz kalınması.
MİT mensubu Mehmet Eymür yaşanmış bir dönemi anlatırken “Bir süre sonra Ziverbey köşkündeki sorgulamalara alakalı alakasız canımızı sıkan kim varsa dahil etmiştik…”
Bakıldığında böyle bakış açılarının yaşandığı pek çok olay oldu yakın tarihimizde.
27 Mayıs darbesinden sonra Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Menderes de dâhil tüm Demokrat Partililer Yassıada’ya gönderildiğinde,
Kendi başbakanını asacak kumpaslar yapılmıştı.
Menderes, aleyhine kullanılacak sahte bir mektup kumpasıyla idam edilmişti.
Deniz Baykal ve birçok parti lideri ve siyasetçi kaset kumpasına kurban edilmişti.
Bir dönem; Susurluk, Ergenekon, Balyoz gibi davalar siyasi kumpas davalarına dönüştürülmüştü.
Derin devlet ve çete ilişkilerini sorgulamak amacıyla başlatılan davalar; kaset komplosu, yasadışı dinlemeler, sahte tanıklar, sahte belgelerle raydan çıktı.
Bakıldığında o günden bugüne değişen çok fazla şey yok. Sistem aynı şekilde ilerliyor. Kumpaslar; belirlenen siyasi partiye, belirlenen siyasetçiye, gruba karşı organize ve kasıtlı olarak yapılıyor. Hatta neredeyse bu kumpaslar geleneksel hale geldi. Kumpasın duyurusu karşıt medya aracılığıyla yapıldı bu defa.
12 Eylül darbesinden gözaltına alınanların önüne konulan dosya ve kalem sonrasında, “şu suçu üstlen bir de iki üç isim ver” denirmiş ya Mecburen suçlar üstlenilir ve alakası olmayan bir örgütün üyesi pek çok suçun faili olarak mahkûmiyet ya da müebbet alınırdı.
Siyasi kumpaslar, tarihin her döneminde ve farklı coğrafyalarda da görülür. Siyasi rekabetin olduğu yerde kumpaslar da olur. Bugün bu kumpasların tekrardan hortlamasında birileri FETÖ’ye olan borcunu ödemek için küresel ağlara destek vermekten geri durmuyor.
Bir yandan da sosyal medya da sahte hesaplar, botlar ve manipülatif içeriklerle birçok siyasetçi hakkında yanıltıcı bilgiler veren “kumpas çeteleri” oluştu. Buradaki tehlike bu sahte bilginin yayılma hızı.
Medya, yazılı mecralar ve bir takım karşıt görüşünden dolayı objektif olamayan, manipülatif gazetecilerin desteği bu FETÖ taktiğini diri tutuyor. Oysaki devlet onların aklını alır farkında değiller.