Karşıt anlamlı atasözlerinin amacı
Abone olErciyes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Özkan, karşıt anlamlı atasözlerinin amacını açıkladı.
Erciyes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve
Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Özkan, ''Düşenin
dostu olmaz-Dost kara günde belli olur'' gibi karşıt anlamlı
atasözlerinin amacının, iki farklı ucu göstererek insanları tutarlı
bir orta yolda yaşamaya yönlendirmek olduğunu söyledi. Prof. Dr.
Özkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sosyal hayatın içinde
matematiksel bir doğru aramanın yanlış olduğunu belirtti. Bu
nedenle karşıt anlamlı atasözlerinin içinde de matematiksel bir
doğru aramamak gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Özkan,
''Atasözlerinde belli bir olay, durum ve tarihi bir geçmiş söz
konusudur. Öylesine ortaya çıkmış sözler değildir. Hikayelerini
anlatan pekçok kitap vardır. Ancak, bu sözler bir süre sonra
söyleneni unutularak anonimleşiyor'' dedi. Prof. Dr. Özkan,
atasözlerinin uzun zaman ayakta kalmasının nedeninin, hayatla
örtüşmesi olduğunu belirterek, şöyle devam etti: ''Karşıt anlamlı
atasözlerinin amacı, iki farklı ucu göstererek insanları tutarlı
bir orta yolda yaşamaya yönlendirmektir. Aşırı süslenmek yanlıştır,
ama bakımsız olmak da yanlıştır. Bunun ikisinin ortasını ifade
etmek için 'Kıyafetinle karşılanırsın, liyakatinle yollanırsın'
denmiştir. Diğer taraftan da halk ağzıyla 'Kadın gibi süslenme'
denilmiştir. İkisi de doğrudur. Buradaki karşıtlık, insanları
aşırılıktan korumaya yönelik olarak ortaya çıkmıştır. Eleştirilen,
her alanda, her anlamda aşırılıklardır. Ölçülü olmamaktır,
sınırları zorlamaktır. Onun için atasözlerinde yaşanabilecek her
türlü olağanüstü duruma bir tedbir düşünülmüştür.'' Atasözlerinin
kullanıldığı yere, kişiye ve duruma uygun düşmesi gerektiğini
bildiren Prof. Dr. Nevzat Özkan, şunları söyledi: ''Kimileri
sevmediği bir kişi geldiğinde 'İti an çomağı hazırla' diyor. Aynı
kişi bir başka ortamda, durumda 'İyi adam lafının üzerine gelir'
diyerek karşılanıyor. Söylenen söz kişiye, duruma, olaya, zamana,
şartlara göre değişiyor. Sözün, kullanıldığı yere, kişiye ve duruma
uygun düşmesi lazım. Her tür kişi var, her türlü durum var, her
türlü olay var. Neresinden baktığınıza ve neresinde durduğunuza
bağlı. Muhatap olduğunuz kişinin sizin için neyi ifade ettiğine
bağlı. Yoksa bu sözler biri diğerine zıt olsun diye
üretilmemiştir.'' -BUGÜNÜN SIRADAN SÖZLERİ YARININ ATASÖZLERİ-
Bugün söylenen ve çok sıradan gibi görünen sözlerin büyük bir
bölümünün, gelecekteki insanların hayat tarzlarına, düşüncelerine,
yaşadıklarına uygun düşmesi halinde atasözü olacağını ifade eden
Prof. Dr. Nevzat Özkan, şöyle dedi: ''Atasözünün özel bir kaynağı
yok. Bizler yarının atalarıyız. Bugün günlük hayatımızda sıradan
sözler gibi kullanılanlar, yarın için bir gerçeği ifade ediyorsa,
kalıcı olma gücü varsa, atasözü olarak yaşayacaktır.'' Prof. Dr.
Özkan, Türk milletinin atasözleri ile konuşmayı sevdiğini, bunun az
sözle çok şey ifade etme kudretinden kaynaklandığını söyledi.
Türkler'in ilk atasözlerinin 11. yüzyılda Divanı Lügatit Türk'te
savlar şeklinde geçtiğini belirten Prof. Dr. Özkan, şunları
kaydetti: ''Köklü dillerin, köklü milletlerin tamamında aynı
zenginlikler var. Söz zenginliği, milletlerin kültürü ve hayat
tarzlarıyla bağlantılıdır. Yaşadığınız coğrafya, geçim
kaynaklarınız, hayata nasıl baktığınız, atasözlerinin konusunu,
ifadesini, anlamını etkiler. Ancak, hayattaki doğruları ifade etmek
bakımından hemen hemen bütün atasözlerinde benzer özellikler
görürsünüz.'' Prof. Dr. Özkan, atasözlerinde, toplumda ortak bir
düşünce zemini oluşturma zenginliği de bulunduğuna işaret ederek,
sözlerini şöyle sürdürdü: ''Günümüz insanı içine kapandı. Söz,
sohbet biraz daha daraldı. Genç nesilde atasözü kullanımında,
atasözlerinin anlam zenginliğinden faydalanma konusunda bir daralma
oldu. Aslında çocuklarımızın, insanlarımızın biraz daha kendi
kültürleriyle içiçe yaşamaları, kendi toplum hayatlarına vakıf
olmaları bu sözlerin anlamlarını kavramalarıyla
gerçekleşebilir.''