Karneleri var ama vatanları yok
Abone olHüseyin ve Zozan kardeşlerin karnesi, Türkiye-Suriye sınırında yaşanan bir kimlik mücadelesini gün yüzüne çıkardı.
Suriye doğumlu olan çocuklar ne Türkiye ne de Suriye kimliğine sahipler, diğer bir deyişle 'vatansız'lar. Babaları, amcaları ve kuzenleri de öyle. Ailede Türk vatandaşı olan yalnızca babaanne; ama bir kimlik kaç kişiye yetebilir? Ailenin tek umudu, Türk vatandaşlığı için açtıkları davanın olumlu sonuçlanması.
Zaman'dan Ülkü Özel Akagündüz'ün haberine göre bugün karne alan çocuklardan ikisi resmen yaşamıyor. Bir kimliğe sahip olmadıkları halde birinci sınıfı bitiren Hüseyin ve Zozan kardeşlerin karnesi, Mardin'in Nusaybin ilçesine bağlı Yazyurdu köyünde yaşanan aile dramını görünür kıldı. Suriye sınırındaki köyde 'yaşamıyor' görünen sadece Hüseyin ve Zozan Toprakkale değil, babaları Mesut, amcaları Amir ve henüz okul çağına gelmemiş kuzenleri de ne Türkiye ne de Suriye kimliğine sahipler, diğer bir deyişle 'vatansız'lar.
Toprakkale ailesinin fertleri Suriye'den yanlarına bir valiz bile almadan çıkıp tehlikeli bir yolculukla Türkiye'ye geçtikleri günden bu yana annelerinin köyü Yazyurdu'nda neredeyse hapisler. Tarlalarda iş bulabilirse çalışıyor ve Türk vatandaşlığına geçebilmek için açtıkları davadan olumlu bir sonuç çıksın diye dua ediyorlar. Evdeki herkes endişeli bir bekleyiş içinde... Mesut Toprakkale (30) ve kardeşi Amir (28), anne ve babaları Türk kimliğine sahipken ve DNA testi lehlerine sonuçlanmışken vatandaşlığa geçememiş olmalarından Suriye makamlarını sorumlu tutuyor. Anne Cazu Toprakkale (77), "Bu yaşımda Suriye'deki devlet dairelerinde dolaşmaktan yoruldum. Mahkeme, oğullarımın Suriye vatandaşı olmadıklarını gösteren bir belge istiyor; ama Suriye vermiyor." diye dert yanıyor.
Vatandaşlık talepleri nüfus müdürlüğü tarafından reddedilince akrabalarının yardımıyla iki avukat tutan Mesut ve Amir'in mahkemesinin uzaması, sadece onların ve çocuklarının değil, Suriyeli eşlerinin de hayatını zorlaştırmış görünüyor. Kocalarının kimliği olmadığı için resmî olarak evli görünmeyen ve Türkiye'ye turist pasaportuyla gelen Vezne Hacı (28) ve Atiye Abdo (26) ayda bir Suriye'ye giriş yapmaktan yorgun düşmüş. Türkiye'de doğan oğlu Furkan'ı henüz yedi günlükken bırakıp Suriye'ye gittiğini anlatırken bugün bile gözleri dolan Atiye, "Biz kaybolmuş insanlarız. Kim olduğumuzu, nereli olduğumuzu artık bilmiyoruz. Yine de burada sıkıntıda olmak Suriye'de sıkıntıda olmaktan daha iyi." diyor.
Hastalandığında gittiği Nusaybin dışında bir yeri görmeyen, 1,5 saat uzaklıktaki Mardin'e gitmeyi aklından bile geçirmeyen Vezne de en az eltisi kadar dertli, "Suriye'ye giriş yapmayı geciktirdik. Kişi başı 1000 lira cezası var. Nasıl ödeyeceğiz, süt emzirdiğimiz çocukları bırakıp nasıl gideceğiz?" sözleriyle çaresizliğini anlatıyor. Vezne'nin eşi Amir, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerini bu müşkül durumdan kurtaracağına inanıyor ve işaret parmağını kaldırarak "Vallahi" diyor: "Türk vatandaşı olduğumda herkes bir yıl askerlik yapıyorsa ben dört yıl yapacağım."