New Orleans Üniversitesi'nden bir ekip, ''konuşan karıncaları'' incelemeye aldı ve şaşırtıcı gerçeklerle karşılaştı. New Orleans Üniversitesi'nde yapılan araştırmada, arka bacaklarını, karın kısımlarındaki dikene sürterek çeşitli sesler çıkaran karıncaların, bu yöntemle dertlerini anlatabildikleri belirlendi. Doğa Bilimleri Genel Sekreteri Müge Kanay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, makro fotoğraflama yöntemleri saayesinde, 21. yüzyılda karıncalar gibi çok küçük canlıları yakından inceleyebilmenin mümkün olduğunu söyledi. Karıncaların, tüm böcekler gibi haberleşirken feromon kullandıklarına işaret eden Kanay, feromonların, özel kimyasal formüller olduğunu ve iz bırakma, işaretleme, alarm verme gibi işlerde kullanıldığını anlattı. Karıncaların, tüm böcekler gibi haberleşirken feromon kullandıklarına işaret eden Kanay, feromonların, özel kimyasal formüller olduğunu ve iz bırakma, işaretleme, alarm verme gibi işlerde kullanıldığını anlattı. Kanay, her türün, kendine ait bir feromonu ve her feromonun da kendine ait kimyasal formülü olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: ''Feromon sisteminin çalışabilmesi için hem bu maddeyi salgılayan canlının her duruma uygun olan fermon formülünü bilmesi hem de salgılanan maddeyle verilmek istenen mesajı diğer canlının anlayabilmesi gerekir. Fakat karıncalarda diğer böceklerden farklı olarak iletişim biraz daha farklıdır. Karıncalar, feromon sistemi dışında iletişim kurmak için bir başka sistemden daha yani akustikten faydalanırlar. Başka bir deyişle, konuşurlar.'' Oxford Üniversitesi'nde geçmiş yıllarda yapılan bir araştırmada da bir dişi karıncanın konuşmalarının kaydedilip incelendiği bilgisini veren Kanay, çalışmada kraliçe karıncanın, görevlerini konuşarak koloniye tarif ettiğinin belirlendiğini anlattı. Bilim dünyasını vaktiyle şaşırtan bu bilginin, çok sayıda bilim adamının ilgisini çekip onları araştırmaya yönelttiğini vurgulayan Kanay, şöyle devam etti: ''ABD'de Louisiana eyaletindeki New Orleans Üniversitesi'nden bir ekip, ''konuşan karıncaları'' incelemeye başlayınca daha da şaşırtıcı bir gerçekle karşılaştı. Arka bacaklarını, karın kısımlarındaki çok özel bir dikene sürterek çeşitli sesler çıkaran karıncalar, bu yöntemle dertlerini anlatabiliyorlar. Araştırmaya göre bunu yapan sadece yetişkin karıncalar değil larvanın içinde büyümeyi bekleyen karıncalar da aynı yöntemi kullanarak konuşabiliyor. Henüz yetişkinliğe erişmemiş yavru karıncalar, çıkardıkları seslerle bakıcılarından yardım isteyebiliyor ve acil durumlarda 'imdat' diye bağırabiliyor.'' Yavru karıncaların, henüz feromon salgılayamadıklarından ses çıkarıp konuşabilmelerinin hayati öneme sahip olduğunu ifade eden Kanay, ''İnsanlar, konuşmayı sonradan öğrenebilirler. Fakat karıncaların böyle bir lüksü yoktur. Sistemin çalışabilmesi ve karıncaların soyunun devam edebilmesi için pupaların, larvada büyümeye başladıkları andan itibaren nasıl konuşacakları bilgisine sahip olması gerekir'' dedi.Genlerindeki yazılı konuşma bilgisinin karıncalar büyümeye başlar başlamaz otomatik devreye girmesinin şart olduğunu dile getiren Kanay, aksi takdirde yardım isteyemeyen karıncaların hayatlarının daha pupa aşamasındayken son bulacağını kaydetti.