Karınca istilası kıyamet alameti mi Araf suresinde geçiyor mu?
Abone olÇekirge istilasının ardından şimdi de karınca istilası başladı. Hindistan, Pakistan gibi ülkelerde görülen karınca istilası Umman'a kadar geldi. Irak'ta da görünen karınca istilası Türkiye'ye gelir mi araştırması ise başladı. Peki karınca istilası nedir, kıyamet alameti mi?
Çekirge istilası haberleri ardından, karınca istilası haberleri araştırılmaya başladı. Karınca istilası nedir, nerede oldu? Son dönemde Doğru Afrika ülkeleri, Hindistan, Pakistan ve Irak gibi birçok bölgede görülen çekirge sürülerinin ardından Umman'da karınca istilası boy gösterdi.
Peki Karınca istilası Türkiye'ye gelir mi? İşte karınca istilası hakkında bilinmesi gerekenler...
Şubat ayında, Etiyopya, Somali, Yemen, Umman ve Hindistan gibi komşu ülkelerden geldiği belirtilen çekirgeler için Suudi Arabistan’da çıkmış, Çevre ve Su Bakanlığı yetkililerince uyarılar yapılarak, Çekirgelerin genellikle zararsız oldukları, ancak kırmızı renkte olanlarına dikkat edilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, düzenli ilaçlamaların yapılacağı da bildirildi.
Çekirge istilasının yaşandığı bölgeler de Afrika'nın doğusu; Somali ve Kenya, Arap yarımadasının doğusu ve İran'ın güneyi yani Körfez olarak bilinen yerler olarak gösteriliyor. Çekirge istilası sonrasında karınca istilasına uğrayan bölgelerden sonra Türkiye bu durumdan etkilenecek mi merak ediliyor.
KARINCA İSTİLASI UMMAN'DA: Son dönemde Doğru Afrika ülkeleri, Hindistan, Pakistan ve Irak gibi birçok bölgede görülen çekirge sürülerinin ardından Umman'da karınca istilası boy gösterdi.
UMMAN NEREDE: Umman ya da resmî adıyla Umman Sultanlığı, güneybatı Asya'da, Arap Yarımadası'nın güneydoğusu kıyısında yer alır. Kuzeybatıda Birleşik Arap Emirlikleri, batıda Suudi Arabistan, güneybatıda ise Yemen ile sınır komşusudur. Güneyde ve doğuda Hint Okyanusu, kuzeydoğuda ise Basra Körfezi ile çevrilidir.
Karınca istilası Kuran'da geçiyor mu?
32. ayet
Ve dediler ki: "Bizi büyülemek için ne işaret getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz."
133. ayet
Biz de açık seçik mûcizeler olmak üzere onların üzerine tûfan, çekirge, haşarat, kurbağalar ve kan gönderdik. Yine de büyüklük tasladılar ve günahkâr bir kavim olmakta direndiler.
Daha önce (130. âyette), kuraklık sıkıntısından söz edilmişti. Anlaşıldığına göre bu bir ilk uyarıydı. Ne var ki Firavun ve çevresi, bundan ders alacakları yerde, inkâr ve inatlarını daha da pekiştirdiler; bu uğurda bütün sıkıntılara katlanmaya hazır olduklarını açıklayarak âdeta Allah’a karşı meydan okudular. Yüce Allah da onları 133. âyette özetle bildirilen felâketlere mâruz bıraktı.
Kur’ân-ı Kerîm’de Firavun ve Mısırlılar’ın inkârları, İsrâiloğulları’na karşı haksız tutumları ve onları serbest bırakmamaktaki ısrarları yüzünden başlarına türlü felâketler geldiği özetle anlatılmış; ibret alınması için bu kadarı yeterli görülmüştür. Tevrat’ta ise, Firavun’u İsrâiloğulları’nı serbest bırakmaya mecbur etmek için, daha çok Hârûn’un değneği vasıtasıyla gerçekleştirilen ve İsrâiloğulları’na isabet etmeyen çeşitli felâket mûcizelerinin gerçekleştirildiği bildirilmiştir.
Mısırlılar’ın hayat damarları olan Nil sularının kana dönüştürülmesi, bütün ülkenin ve evlerin kurbağalarla dolup taşması, önce tatarcık, ardından at sineği (kımıl) istilası, hayvanların kırılması, insanların ve hayvanların vücutlarını çıban kaplaması, dolu felâketiyle dağdaki insanların ve önceki felâketlerden artakalan hayvanların kırılması, büyük bir çekirge sürüsünün yeri göğü kaplaması şeklinde sıralanan mûcizelerden hiçbiri Firavun’u yola getirmeye yetmemiş; o, her felâket vuku bulduğunda, Mûsâ’ya kendilerini bu felâketten kurtarması halinde İsrâiloğulları’nı serbest bırakacağına dair söz vermiş; fakat felâket geçince sözünden dönmüştür. Nihayet “Rab,... Mısır diyarında bütün ilk doğanları vurdu... Ve Mısır’da büyük feryat vardı; çünkü içinde ölü olmayan bir ev yoktu.” Artık bu son felâket üzerine Firavun, erkeklerinin sayısı 600.000’i bulan İsrâiloğulları’nın 400 yıldır kalmakta oldukları Mısır’dan çıkmalarına izin verdi (Çıkış, 5-12).