Kardinallerden Ağca'ya sert tepki
Abone olVatikan'la Fatima'nın Üçüncü Sırrı konusunda polemik yaşayan Ağca'ya kardinaller tepki gösterdi. Papa'ya mektup yazan Ağca'ya kardinaller megalomon dediler.
Roma Katolik Kilisesi'nin bağlıları nezdinde Fatima'nın Sırları
diye adlandırılan inancın en önemli dayanağı olarak kabul edilen
Rahibe Lucia'nın ölümü münasebetiyle Mehmet Ali Ağca tarafından
Papa 2. Jean Paul'e gönderilen mektup, tartışmaları da beraberinde
getirdi. Vatikan'daki Azizlik İddialarını Araştırma Kurulu Başkanı
Jose Saraiva Martins, ''Deccal diye bir şey yoktur. Ağca'nın böyle
bir iddiada bulunması gerçeği değiştirmez'' dedi. İtalyan
kardinallerden Ersilio Tonini ise 13 Mayıs 1981'de Papa'ya suikast
girişiminin failini dengesizlikle suçlayarak, ''Ağca, megalomanın
tekidir. Asgari düzeyde kültür ve sağduyu sahibi insanların, onun
söylediklerini ciddiye almaları olanaksızdır'' diye konuştu.
Ağca'nın 15 Şubat 2005 tarihini taşıyan, ''Vatikan'a Açık Mektup''
başlıklı bir yazıyla dile getirdiği görüşler, kardinallerin
tepkisine neden oldu. Mektupta, Fatima'nın Üçüncü Sırrı'nda
dünyanın sonunun geldiği bilgisinin, ayrıca Hıristiyanların
Mesih-Karşıtı veya Deccal diye niteledikleri kişinin isminin de yer
aldığı iddiası Portekizli kardinal Martins tarafından yalanlandı.
Ağca, anılan mektubunda, ''Papa, 1992 veya 1993'ün 31 Aralık günü
katıldığı bir ayinde yaptığı konuşmada, pek çok deccalin gelmiş
olduğundan bahisle dünyanın sonunun yaklaştığını belirtmişti. Papa,
şimdi Vatikan tarafından nihai deccal addedilen kişinin ismini de
açıklamalıdır'' demişti. Ağca'nın bu iddialarına karşılık, Kardinal
Mantins ise Katoliklikte de mevcut olan Mesih-Karşıtı veya Deccal
kavramının, reel bir kişiliğe tekabül etmeyip, tamamen hayal
olduğunu belirtti. Kardinal Martins, İtalyan gazetelerinden La
Repubblica'da bugün yayımlanan demecinde, şunları kaydetti:
''Mesih-Karşıtı veya Deccal diye bir şey yoktur. Ağca'nın böyle bir
iddia ortaya atması gerçeği değiştirmez. Bu tamamen hayal ürünüdür.
İnsan-karşıtı diye bir şeyden yani insanoğluna büyük zararlar
vermiş reel şahsiyetlerden söz etmek belki daha makuldür. Örneğin
geçtiğimiz yüzyılda Hitler ve Stalin gibi kişiler, milyonlarca
masum insanın ölümüne sebebiyet vermişlerdir.'' Rahibe Lucia ile
yakınlığıyla da tanınan Kardinal Martins, Fatima'nın Üçüncü
Sırrı'nda deccalden de söz edilmediğini belirterek, şöyle konuştu:
''Rahibe Lucia'nın kaleme aldığı belgelerde Deccal'e ilişkin
herhangi bir atıf yok. Orada, geçen yüzyılda Kiliseye yapılmış
eziyetlerden, başta misyonerler olmak üzere pek çok Hıristiyan'ın
hayatlarını yitirmelerini beraberinde getiren şehitliklerden söz
ediliyor. Ama Deccal ve bezeri bir figüre dair herhangi bir işaret
yok.'' Kardinal Martins, Vatikan'ın bu sırrın tamamını açıkladığını
dile getirmesinin ardından, konuya ilişkin kanaatini şöyle
özetledi: ''Bilinmesi gereken ne varsa bunların hepsinin 13 Mayıs
2000'de açıklandığından eminim. Ateşli silah darbeleri altında
vurularak yere düşen beyaz giysili bir piskopos da buna dahildir.
Birilerinin, açıklanmamış başka sırlar bulunduğunu da iddia
ettiğini görüyorum. Deccalin ismi vesaire türünden, halen
açıklanması gereken başka bir sır yoktur. Bunlar sadece hayal
ürünüdür. Deccal'den söz etmek de, cehaletle harmanlanmış bir hayal
ürünüdür.'' TARTIŞMANIN MAZİSİ Ağca ve Vatikan arasındaki
Fatima'nın Üçüncü Sırrı konusundaki polemik, 1981'deki suikast
sonrasında başlamıştı. Vatikan, 13 Mayıs 1917'de Portekiz'deki
Fatima kasabasında Hz. Meryem'in, çobanlık yapan üç çocuğa verdiği
söylenen sırlardan üçüncüsünü yıllardır gizli arşivde tutarak
açıklamıyordu. Ağca'nın, Roma'da yargılandığı sırada, kendine bir
tür ilahi misyon vehmederek, suikast olayının Fatima'nın Üçüncü
Sırrı ile ilgili olduğunu dile getirmesiyse o dönemde hiç
inandırıcı bulunmamıştı. Üçüncü sırrın Vatikan tarafından
açıklanmasına yönelik çağrılar, Ağca'nın akli dengesinin
bozukluğunun veya bu şekilde bir izlenim yaratmak istemesinin
işareti olarak değerlendirilmişti. Ancak 13 Mayıs 2000 tarihinde,
Papa İkinci Jean Paul'ün talimatı üzerine ''Fatima'nın Üçüncü
Sırrı''nı açıklayan Vatikan yetkililerince yapılan resmi
açıklamada, metinde ''vurularak yere düşen beyaz giysili bir
piskopos''tan söz eden ibareler, 1981'deki suikastın yıllar
öncesinden Hz. Meryem tarafından haber verildiğinin göstergesi
olarak yorumlanmıştı. İkinci Jean Paul, Katoliklik inancındaki
Meryem kültünün en hararetli savunucularından biri olarak
tanınıyor. Papa, 1981'deki suikasttan kurtulmasının da Hz.
Meryem'in yardımı sayesinde gerçekleştiğini savunmuştu. Suikast
sonrasında Papa'nın arabasında bulunan bir kurşunsa yıllar sonra
İkinci Jean Paul tarafından Fatima'daki Meryem Ana heykelciğine
iliştirilmişti. Ağca davasına bakan yargıçlardan Rosario Priore ise
söz konusu kurşunun balistik inceleme için İtalyan makamlarına
teslim edilmiş olmaması nedeniyle ''Suikastın aydınlatılabilmesi
için Vatikan yetkilileri bize yeterince yardımcı olmadılar'' diye
konuşmuştu.