'Kardeşi kardeşe düşüremezler'
Abone olAvrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin büyümesinden ve zenginleşmesinden rahatsız olan çevrelerin 80 öncesinde olduğu gibi huzuru kaçırma çabası içerisine girdiğini vurguladı.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin
büyümesinden ve zenginleşmesinden rahatsız olan çevrelerin 80
öncesinde olduğu gibi huzuru kaçırma çabası içerisine girdiğini
vurgulayarak, "Her seferinde de bu millet onların hevesini
kurutuyor. Bir daha Türkiye'de kardeşi kardeşe düşürmelerine izin
vermeyeceğiz." dedi.
Beyaz Hareket Derneği'nin Sultangazi'de bir restaurantta
düzenlediği etkinliğe, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci
Egemen Bağış, Sultangazi Belediye Başkanı Cahit Altunay, Beyaz
Hareket Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Aydın İnci, İBB Kültür ve
Sosyal İşler Daire Başkanı Hüseyin Öztürk'ün de aralarında
bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. Açılış konuşmalarının
öncesinde istek üzerine, Suriye'de yaşanan iç savaştan mağdur
olanlar için cep telefonunda yardım mesajı gönderildi.
GENÇLİK BU OYUNLARA
GELMEYECEK
Daha sonra konuşan Bağış, başta ODTÜ'de yaşanan olaylar olmak üzere
bazı açıklamalarda bulundu. Bağış şöyle konuştu: "Bakın bu ülkede
tarihinde kendi ürettiği uyduyu uzaya gönderirken, kimileri bu
ülkenin gençlerini provake edip Türkiye Cumhuriyeti'nin bu büyük
başarısını gölgeletmeye kalktılar. Ama başaramadılar. Bizim
ülkemizin gençliğinin büyük çoğunluğu o günün adının aslında tarihe
altın harflerle kazınacak tarihi bir gün olduğu bilinciyle onlara
farklı bir geleceği hazırlayan hükümetin başbakanın o projesine
sahip çıkan gençliktir. Üç, beş tane öne çıkan ya da birilerinin
öne çıkarmayı tercih ettiği, birilerinin kullandığı ve taşeronu
haline getirdiği gençlerin aslında bu hareketin üyesi gençler gibi
o tuzaklardan kurtarılması gerekir. Ülkemizin kalkınmasından,
büyümesinden, zenginleşmesinden rahatsız olan çevreler aynı 80
öncesinde olduğu gibi acaba Türkiye'yi 80 öncesine döndürebilir
miyiz, acaba huzurunu kaçırabilir miyiz, Türkiye'nin büyümesini
engelleyebilir miyiz? diye bir çaba içerisine girmeye kalkıyorlar.
Her seferinde de bu millet onların hevesini kurutuyor. Gençlik,
bilinçli bir şekilde bu oyunlara gelmeyeceğini her seferinde ortaya
koyuyor, bundan sonra da koymaya devam edecek. Bir daha Türkiye?de
kardeşi kardeşe düşürmelerine izin vermeyeceğiz."
ÜNİVERSİTE KELİMESİ BİRLEŞTİRİCİ
DEMEKTİR
Gençlerin çok bilinçli olması gerektiğini söyleyen Bağış, "Bizim
gençlerimizin şairin dediği gibi 'Fatih'in İstanbul'u fethettiği
yaşta. Fatih'in meshuliyetini hissedecek kadar azimli, bilinçli ve
idrakli olması gerekir. Üniversite kelimesi, evrensel demektir,
kuşatıcı demektir birleştirici demektir. Ama kimileri bizim
üniversitelerimizde o geçmişte başardıkları oyunları
başarabileceklerini zannettiler. Çok şükür bunları beceremediler.
Bundan sonrada başaramayacaklar. Ama bizim her zaman teyakkuzda
olmamız lazım. Her zaman bilinçli olmamız lazım. Her zaman bu tür
oyunlara karşı çok ama çok akıllı idrakli yaklaşmamız lazım. İşte
bunların farklı farklı çabalarını görüyorsunuz." dedi.
FARKLI İNANÇLARA KARŞI BASKILAR
UYGULANDI
Bağış, öğrencisine inanç özgürlüğünü sağlayamayan bir üniversitenin
tam anlamıyla üniversite yeteneğinin olmadığını belirterek, ?Kendi
öğrencisine yıllarca ayrımcılık yaptı bizim üniversitelerimiz.
Bastırdı insanların inançlarını. Farklı farklı inançlara karşı
baskılar uygulandı. Gün geldi bu ülkede çocuğuna Agop adını
veremedi. Gün geldi Mücahit adını da veremedi. Gün geldi
kimliklerini gizlemek zorunda kaldı. Gün geldi kıyafetlerini
gizlemek zorunda kaldı. Çok acıdır, gün geldi insanlar çöplerinin
içine farklı intibalar yaratacak objeler koyma mecburiyeti
hissetti. O acı günleri yaşayanlar var aranızda. İşte o günlerin
bir daha yaşanmaması için, bu ülkede dileyenin dilediği gibi
yaşamayabilmesi için herkesin herkese hak ettiği saygıyı hoşgörüyü
gösterebilmesi için bizim daha çok çalışmamız ve standartları
oturmamız lazım." dedi.
AB SÜRECİNDE REFORM ADIMLARININ
NETİCESİ
Avrupa Birliği değerinin temel fikrinin birey üzerine kurulu
olduğunu ifade eden Bağış, ?Bireyin hakkını, hukukunu, tükettiği
gıdanın hijyen standartını, ulaşım imkanlarını, sağlık imkanlarını,
eğitim imkanlarını geliştiriyor olmasıdır. Bu yüzden biz AB yolunda
ilerlerken aslında özümüze dönüyoruz. Bazen insanlar Türkiye?de AB
yolunda atılan reformları, AB?nin reformları zannediyorlar. Tam
aksine hiçbirinin Avrupa?yla alakası yok. Belki onların kriterleri
var ama bu atılan reformlar bizim reformlarımız. Eskiden
?Ankara-Konya git gel 6 saat? diye bir tabir vardı. Şimdi
Ankara-Konya 1 saat 10 dakika, AB fonuyla yaptığımız hızlı trenle.
Bizim vatandaşımız artık modern ulaşım araçlarıyla tanışmaya
başladıysa, bizim tükettiğimiz gıdanın hijyen standartlarıyla
ilgili kurallarımız oluştuysa, çocuklarımızın oynadığı oyuncakların
standartlarını belirleyen kuralları mecliste kabul ettiysek,
geleneksel anne şefkatiyle AB kurallarını birleştirip bebek
mamalarında genetiğiyle oynanmış organizmaların kullanılmasını
yasaklayabildiysek bunların hepsi AB standartları sürecinde atılan
reform adımlarının neticesidir." dedi.
DEVLET GÜVENLİK MAHKEMESİ DİYE BİR GARABET
MEKANİZMA VARDI BU ÜLKEDE
Bağış sözlerini şöyle sürdürdü: ?Ama aynı zamanda bu ülkenin
gerçekten yüz karası uygulamalarına da biz AB sürecinde son verdik.
Katsayı gibi insanlık ayıbı vardı bu ülkede, Devlet Güvenlik
Mahkemesi diye bir garabet mekanizma vardı bu ülkede. Çok değil 10
yıl öncesine kanunlar, TRT yönetim kurulu üyelerinden birinin ve
YÖK üyelerinden birinin TSK temsilcisi olma şartını ön koşuyordu.
Dünya?nın hangi demokratik ülkesinde bir generalin üniversite
yönetim kurulu üyesi olduğu yada televizyon radyo şirketinin
yönetiminde olduğu görülmüş. Bütün bunları AB yolunda attığımız
adımlarla kurtulmaya başladık. Peki hepsini çözdük mü. Yok daha
çözülecek iş var. Daha bu memlekette yapacağımız çok işimiz var.
Onun için hep birlikte daha bu ülkenin demokratik, laik, sosyal bir
hukuk devleti olduğundan övünüyoruz ya onun altını dolduracak
reformlarımızı hep birlikte gerçekleştirmemiz lazım." dedi.