Kârdan fedakarlık etme dönemi
Abone olİTO Başkanı Mehmet Yıldırım yaptırdığı, "Ekonomik Eğilim Anketi" sonuçlarına göre"Ekonominin çarkı kardan fedakarlıkla dönüyor" dedi.
Satış fiyatlarındaki gerilemenin piyasada fiyat rekabeti
baskısının artması ve kar marjının gerilemesi şeklinde bir
gelişmeye işaret ettiğini belirterek, İTO Yönetim Kurulu Başkanı
Mehmet Yıldırım, ticaret, üretim ve hizmet sektörlerini temsil eden
İTO Meclis üyeleri ile Meslek Komiteleri üyelerinden oluşan 634
kişi üzerinde yapılan anketin sonuçlarını açıkladı. İTO'nun, iş
dünyasının genel ekonomik eğilimini belirlemek amacıyla
gerçekleştirdiği "Ekonomik Eğilim Anketi" çalışmasının sonuçlarına
göre, maliyetlerde artış olduğunu belirtenlerin yüzde 56.4 ile en
yaygın grup olmasına karşın satış fiyatlarında artış olduğunu
belirtenlerin yaygınlığı yüzde 18.8'de kaldı. Artan maliyetler
satış fiatlarına yansıtılmıyor Artan maliyetlerin satış fiyatlarına
yansıtılamamasının oldukça yaygın bir durum olduğunun gözlendiğini
kaydeden İTO Başkanı Mehmet Yıldırım, satış fiyatlarındaki
gerilemenin yaklaşık üç kat daha yaygın olmasının piyasada fiyat
rekabeti baskısının artması ve kar marjının gerilemesi şeklinde bir
gelişmeye işaret ettiğini ifade etti. Anket sonuçlarında, kayıt
dışı üretimden kaynaklanan rekabet baskısının ithal ürün
rekabetinden çok daha yaygın olarak yatırımları olumsuz
etkilediğinin bildirilmesi dikkat çekti. Genel ekonomik durum, İTO
anketine katılanların yüzde 14.2'si tarafından iyi, yüzde 29.3'ü
tarafından kötü olarak değerlendirildi. Çoğunluk ekonomik durumu
vasat bulurken, duruma kötü demeyenlerin ağırlığı yüzde 69.5'e
ulaşıyor. Öte yandan, siyasi iktidarın ekonomik olaylara
yaklaşımını kötü bulanların oranı genelde yüzde 12.3 ile iyi
bulanların yüzde 34.6 olan oransal büyüklüğünün ancak üçte birine
yaklaşıyor. Siyasi iktidarın dış politika uygulamaları, ekonomik
olaylara yaklaşımına göre daha olumsuz bulunuyor. Genel ekonomik
durum İTO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım'ın açıkladığı
anket sonuçları şöyle: Genel ekonomik durum, İTO anketine
katılanların yüzde 14.2'si tarafından iyi, yüzde 29.3'ü tarafından
kötü olarak değerlendirildi. Çoğunluk, ekonomik durumu vasat
bulurken, duruma kötü demeyenlerin ağırlığı yüzde 69.5'e ulaşıyor.
Genel olarak ekonomik durumu iyi bulanların payı yüzde 21.0 ile
orta ölçekli firmalar arasında en yüksek yüzde 10.9 payla büyük
ölçekli firmalar arasında en düşük seviyede bulunuyor. Kötü
bulanların oranı ise mikro ölçekli firmalar arasında yüzde 33.5 pay
ile en yüksek ve büyük ölçekli firmalar arasında yüzde 19.6 pay ile
en düşük düzeyde. Genel ekonomik durumu kötü bulmayanların oranı
büyük ölçekli firmalarda yüzde 80.4 ve ana faaliyet alanı olan
firmalar arasında yüzde 81.1. Bütün firma grupların da firmaların
yarıdan fazlası genel ekonomik durumu vasat olarak değerlendiriyor.
Siyasi iktidarın ekonomiye yaklaşımı ve dış politika Siyasi
iktidarın ekonomik olaylara yaklaşımını iyi bulanların en yüksek
olduğu firma grupları yüzde 41.3 payı ile küçük ölçekli firmalar ve
yüzde 42.3 ile üretim. Kötü bulanların nispeten yaygın olduğu
gruplar ise yüzde 13.2 pay ile mikro ölçekli firmalar ve yüzde 10.0
ile üretim. Siyasi iktidarın ekonomik olaylara yaklaşımını kötü
bulanların oranı genelde yüzde 12.3 ile iyi bulanların yüzde 34.6
olanı oransal büyüklüğünün ancak üçte birine yaklaşıyor. Siyasi
iktidarın dış politika uygulamaları ekonomik olaylara yaklaşımına
göre daha olumsuz bulunuyor. Siyasi yaklaşımı kötü bulanların oranı
yüzde 32.3 ile iyi bulanların yüzde 26.7 olan ağırlığından belirgin
bir şekilde daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Ekonomik beklentiler
Gelecek altı aylık dönem için yapılan değerlendirmelerde bir aylık
sürede olduğu gibi enflasyon ve faiz oranında gerileme
beklentisinin, iç ve dış talepte ise artış beklentisinin hakim
olduğu görülüyor. Buna mukabil döviz kurunda bir aylık beklentide
artış beklemeyenler yüzde 60.3 iken, 6 aylık dönem beklentisinde
artış bekleyenlerin oranı yüzde 78.7'ye yükseliyor. Bir aylık
süreçte iç talepte artış beklemeyenlerin oranı yüzde 36.6 iken, 6
aylık süre içinde iç talepte artış beklentisi yüzde 52.3'e çıkıyor.
Dış talepte artış beklentisi 1 aylık süreç içinde yüzde 56.4 iken
altı aylık sürede bu oran yüzde 58.9'a yükseliyor. Gerek iç,
gerekse dış talebin önümüzdeki 6 ay içinde artan ölçüde yükselmesi
bekleniyor. Bu beklentinin dış talep için daha yaygın olduğu
görülüyor. Altı aylık süreçte enflasyon ve faiz oranında en yaygın
düşüş beklentisi döviz kurunda ve iç talepte, en yaygın artış
beklentileri büyük ölçekli firma grubunda. Bu grupta döviz kuru
artış beklentisi için yüzde 91.5'e ulaşıyor. Altı aylık süreçte dış
talepte en yaygın artış beklentisi yüzde 64.7 ile orta ölçekli
firma grubunda. Altı aylık süreçte enflasyonda düşüş beklentisi
çoğunlukta olmakla beraber ağırlığı zayıflamakta, faiz kurunda
düşüş döviz kurunda artış beklentileri belirgin bir çoğunlukla
devam ediyor. İç ve dış talepte artış beklentisi aynı ölçüde yaygın
olmasa da çoğunlukta bulunuyor. Firma faaliyetleriyle ilgili
tespitler Firmaların işletme sonuçları ile ilgili yaptıkları
değerlendirmeler arasında Mayıs ayında elde edilen en çarpıcı
sonuçlar maliyetlerde artış belirtenlerin yüzde 56.4 ile en yaygın
grup olmasına karşın satış fiyatlarında artış olduğunu
belirtenlerin yaygınlığı yüzde 18.8'de kaldı. Buna mukabil
maliyetlerin azaldığını belirtenlerin oranı yüzde 10.3, satış
fiyatlarının gerilediğini belirten firmaların yaygınlığı yüzde 29.7
oldu. Artan maliyetlerin satış fiyatlarına yansıtılamamasının
oldukça yaygın bir durum olduğu görülüyor. Satış fiyatlarındaki
gerilemenin maliyet gerilemesinden yaklaşık üç kat daha yaygın
olması piyasada fiyat rekabeti baskısının artması ve kar marjının
gerilemesi şeklinde bir gelişmeye işaret ediyor. Üretimde artış
olduğunu belirtenlerin oranı azalış bildirenlere göre yaklaşık bir
kat daha fazla. Kapasite kullanımı, ithalat ve yatırımlarda artış
bildirenlerin oranı azalış bildirenlerden daha fazla. Stoklarda
azalış bildirenlerin oranı ise artış bildirenlerden daha yüksek.
Buna rağmen satışlarda ve istihdamda artış ve azalış bildirenlerin
oranı yaklaşık olarak aynı seviyede kalmış. Mikro ölçekli
firmalarda satışlar ve kapasite kullanımının azaldığını bildiren
firmalar sırasıyla yüzde 47.0 ve yüzde 48.6 ile en yaygın yanıt
gruplarını oluşturuyor. Üretimin arttığını bildirenlerin yüzde 50.0
ile en yaygın olduğu grup orta ölçekli firmalar, satışların
arttığını bildirenlerin yüzde 46.8 ile en yaygın olduğu grup büyük
ölçekli firmalar. Firma faaliyetlerini en fazla etkilemesi beklenen
faktörler Gelecek bir ay içinde en yaygın beklentiler maliyetlerin
artması veya aynı kalması yönünde. Stoklarda azalma beklentisi
artış beklentisinden bir kat daha yüksek. Buna mukabil diğer bütün
gruplarda artma beklentisi, azalma beklentisinden belirgin bir
şekilde daha yüksek. En yüksek artış beklentisinin maliyetlerde ve
satışlarda olduğu görülüyor. Yatırım yapmayı olumsuz etkileyen
faktörler arasında en yaygın belirtilenler yüzde 64.2 ile yüksek
vergiler ve yüzde 53.0 ile talep yetersizliği. Buna mukabil işyeri
darlığı, çalışma mevzuatı, teşvik yetersizliği gibi hususların
yatırımları olumsuz etkilediği çoğunluk tarafından kabul ediliyor.
Kayıt dışı üretimden kaynaklanan rekabet baskısının ithal ürün
rekabetinden çok daha yaygın olarak yatırımları olumsuz
etkilediğinin bildirilmesi dikkat çekici ve önemli bulunuyor.
İTO'nun anketine katılan firmaların yüzde 49.4'ü Merkez Bankası'nın
döviz kuruna istikrar kazandırmak için müdahale etmesine evet
derken, yüzde 42.1 hayır şeklinde cevap vermiş. Müdahaleye evet
diyenler daha yaygın olsa da alınan sonuç bu konuda farklı
düşüncelerin oldukça dengede olduğunu gösteriyor.