Türkiye’yi yönetmeye talip olan bir kişi, üstelik Türkiye’nin yeniden Parlamenter sisteme dönmesini hararetle savunan bir kişi, “Ben başbakan olmayacağım” der mi? Yahu hem Parlamenter sistemden yanasın, hem de “Bizim başbakan adayımız belli, Meral Akşener” diyeceksin… İyi de kardeşim, sen bostan korkuluğu musun? Sen kendini “kurtarıcı” olarak sunuyorsun ve başbakanlık koltuğunu bir başkasına ikrâm ediyorsun. Sonra da “güvenilir” olmaktan söz ediyorsun. Bu millet sana niye güvensin. Yaptığın bu konuşma ile Türkiye’yi yönetmeye talip olmadığını açık seçik beyan ediyorsun. Bu millet sana niye güvensin? Bu açıklamalarla ne kadar güvenilir olabilirsin?

 Oh ne güzel… Bonkörce koltuk dağıtıyorlar, biri cumhurbaşkanı oluyor, bir başkası başbakan… Öteki Dışişleri Bakanı, bir diğeri Ekonomi bakanı… Temel Amca’ya hangi koltuğu uygun görecekler acaba? Ha bir de Kemal Kılıçdaroğlu’nun “saygın” dediği HDP var. HDP olmadan bu koltuklara kavuşamayacaklarına göre, İçişleri Bakanlığını da HDP’nin başı Pervin Buldan’a verecekler galiba. Karayılan’ın dostu Pervin Buldan’a… O da olmadı, Apo’nun heykelini dikmeye yeminli terörist Demirtaş’a…

 Belki de bebek katili Apo’ya bir görev verirler. Öyle ya, AHİM ve Avrupa Konseyi normlarını peşin peşin kabul ettiklerine göre… İktidara geldiklerinde, Ali Babacan’ın deyişiyle şak diye Apo’yu hapisten çıkarıp (AHİM ve Avrupa Konseyi normları bunu gerektiriyor) bir koltuğa oturturlar…

 Belli ki Temel Karamollaoğlu, gözünü karartmış bunların her dediğine “he” diyecek. CHP’nin değiştiğini düşünüyor ya, niye “he” demesin ki… Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir başörtülü kadını partisine alması Temel Amca’ya yetiyor demek ki. Ya da geçmişte Necmettin Erbakan’ı ıslıklayan ve kendisine “katil” diyen Canan Kaftancıoğlu’nun o gece saygı duruşunda bulunması Temel Amca’ya yetiyor demek ki…

 Karamollaoğlu tamam da, Meral Akşener’e ne demeli peki? AHİM ve Avrupa Konseyi normlarını bile bile mi kabul etti? O metnin altına Apo’nun serbest bırakılacağını bile bile mi imza attı? Ben bu konuda Meral Akşener’in tavizkar olacağına inanmıyorum. Lakin, Kılıçdaroğlu tarafından başbakanlık koltuğu ile ödüllendirildikten sonra fikri değişir mi bilmiyorum.

Ben size bir şey söyleyeyim mi, bu kafa ile bunlardan bir cacık olmaz. Türkiye’yi yöneten bir lider var ve adaylığı ortağı Devlet Bahçeli tarafından aylar önce ilan edildi. Muhalefetin bu kafası, bırakın 2023’ü 2053’ü bile Tayyip Erdoğan’a kazandırır. Koltuk dağıtarak iktidar olunmuyor, millet karar veriyor o koltuklarda kimlerin oturacağına. Millet güven duyduğu lidere oy verir. Lider gibi görünüp, oturacağı koltuğu sağa sola peşkeş çekene bu millet oy vermez.

Kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü geçtiğimiz günlerde HDP ile ilgili bir youtube kanalında konuştu.

Dedi ki:

- Kürtler Müslümandır. Bunlara oy verenler arasında da Müslümanlar var. Bunların ne Marksist Leninist, ne dinsiz siyoniste çalıştığı anlatılamıyor mu, ben anlamadım ya. Bu Müslümanlar nasıl bunlara rey verebilir. Bu nokta çok önemli. Bu insanların şuurlandırılması, bu ağlayan annelerin gündeme daha çok getirilmesi. Herkese bak, çoluğu çocuğu dağa mı kaçırsınlar, tecavüz etsinler. Bunlar böyle eşkıya. Bu daha iyi anlatılamadı yani. Yüzde 11-12 bilmiyorum yalan değilse anket nedir ya…

Cübbeli Ahmet Hoca yanlış bir şey söylemedi, HDP gerçeğini anlattı. Söylediklerinde bir yanlış yok; hani derler ya tam Kur-an’ın ortasından konuştu… Cübbeli’nin yaptığı da o. Yalan mı? HDP emir ve talimatları Kandil’den, İmralı’dan almıyor mu? HDP’lilerin İslam düşmanı bir terör örgütüne izmet ettiği yalan mı?

Cübbeli Ahmet Hoca bu tespitleri yaparken, kimden ses geldi dersiniz? HDP’den mi? Hayır, Temel Amca’nın başında olduğu Saadet Partisi’nden ses geldi. Saadet Partisi’nin önemli kurmayı Birol Aydın hemen durumdan vazife çıkardı. Cübbeli Ahmet Hoca’nın “gereksiz” konuştuğunu söyledi:

-Bu kadar gereksiz, bu kadar lüzumsuz açıklamalar, şüphesiz hiçbir insanımız tarafından makbul ve makul karşılanamaz.

Valla Birol Bey kusura bakmasın, ben şahsen Cübbeli Ahmet Hoca’nın bu açıklamasını gereksiz bulmuyorum. Yaptığı konuşma hem makbul hem de makul bir konuşma. İslam düşmanlığı yapan bir terör örgütünün uzantısı olan HDP’nin terörle içiçe olduğunu bilen milletin de Birol Aydın’a katılmadığını, Cübbeli Ahmet Hoca’nın konuşmasının altına imza atacağını tahmin ediyorum. Ama şaşırmamak lazım; Temel Karamollaoğlu “HDP saygın bir partidir, Selahattin Demirtaş derhal serbest bırakılmalıdır” diyen Kemal Kılıçdaroğlu ile aynı safta yer aldığına göre, Birol Aydın’dan da ancak böyle bir savunma beklenir.

“Külliye’ye çıkan CHP’li” haberini yapan gazeteci Talat Atilla, 28 Şubat’ta 6’lı masanın etrafında toplanan liderlerin davetlisiydi. Hatırlayın; Talat Atilla bu haberiyle gündemi sallarken, Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere tüm CHP’liler hakaret yarışına girmişti.

Talat Atilla’nın ne yalancılığı kalmıştı, ne de tetikçiliği… 

İşin ilginç yanı, Talat Atilla hepsine birden meydan okuyor, “Haberim yalansa dava açın” diyordu. Bugüne kadar bir tek CHP’li Talat Atilla’yı dava etmedi. Dava açmadıkları gibi, Ankara’daki Bilkent Otel’e davet ederek Talat Atilla’yı akladılar. 

İsmail Saymaz mesela, Talat Atilla’nın adını bu listede görünce ne düşündü acaba? Ekranda bas bas bağırıyordu, Talat Atilla’nın yalancı olduğunu haykırıyordu. Talat Atilla’nın CHP’ye iftira attığını söylüyordu. Ne oldu şimdi? Kim yalancıymış, kim iftiracıymış? Peki onca hakaret, onca iftira… bunu yapanlar şimdi Talat’tan özür dileyecek mi? Talat’ı linç edenler utanacak mı? 

Diğerlerini bilmem ama Kemal Kılıçdaroğlu, Talat Atilla’yı davet ederek özür dilemiş oldu. Bakalım diğerleri Kemal Bey’i örnek alacak mı?