Karayılan nereye gidecek?
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CNNTürk’te Taha Akyol’un ‘Eğrisi Doğrusu’ programında konuştu.
İNTERNETHABER- Canlı
yayında Taha Akyol'un sorularını yanıtlayan Bülent Arınç'ın
gündeminde Meclis'teki küfür krizi, çözüm süreci ve PKK'nın geri
çekilmesi vardı.
Karayılan'ın geçen hafta Kandil'de yaptığı açıklamayı da değerlendiren Arınç, Karayılan'ın geri çekilme sonrası nereye gideceği yönündeki soruya yanıt verdi:
"Karayılan ve çevresinin Türkiye’ye gelmeyecek şekilde hangi ülkelere gidecekleri ileride konuşulacak bir konu."
İşte Arınç'ın konuşmasından satır başları...
Sadece son yaşadığımız olaylarla ilgili olarak değil ama
geçmişten bu yana siyasette üslup konusu önde gelmiştir, önemli
sayılmıştır. Son olaylar iyice kabalaştı, iyice ağır hakarete
dönüştü. Çok açık söylemeliyim, Sayın Kamer Genç benden daha
kıdemli, Danışma Meclisi’nde de bulunmuş. Bu konuda Meclis’te rakip
tanımayacak durumda.
Bir daha seçimli bir insan isek, halimize tavrımıza, sözümüze, toplum içerisindeki davranışlarımıza herkesten daha çok özen göstermeliyiz.
SİYASİ ÜSLUPTA ECEVİT'İ ÖRNEK ALIRIM
Ben bu konularda rahmetli Ecevit’i örnek alırım. İnsan o üslubu arıyor. Son zamanlarda kötü örnekler öne çıkmaya başladı. Meclis bir an önce kapansa da şu hakaretleri duymaktan kurtulsak noktasına geliyoruz. 2002 ile 2007 arasında benim Meclis Başkanlığı dönemimde bu konular nadirattandı. Parlamentoda bu denli bir gerilim yoktu.
Başbakan Erdoğan’ın siyasi yasaklarının kalkmasında Sayın Baykal’ın 2002 seçimlerinden önce belki partisine rağmen demokratik tavrını göstermiştir. O dönem en şiddetli tartışmalar 1 Mart tezkeresi ile ilgili kapalı oturumlarda yaşandı ama o zaman bile vatan hainleri, bölücüler gibi laflar söylenmedi. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimleri bir kırılma noktasıdır.
2007’den sonra CHP’nin Meclis’teki tavrı değişti. Arkasından 2011 seçimleri geldi. 12 Eylül referandumu da bir kırılma noktasıdır. Meydanlarda akıl almaz küfürler yemeye başladık. Eskiden cinayet sebebi olan şeyler kanıksanmaya başladı. CHP ve MHP dışarıda başarılı olamıyorlar, 3 seçimdir Ak Parti oylarını yükseltiyor. Biz ne olacağız korkusuyla parlamentoyu çalıştırmamak ve yürüyün aslanlarım denilerek birilerinin arkaları sıvazlanıyor. Bunun sorumluları genel başkanlar ve grup başkan vekilleridir. Bugün önde oturan hanımefendi de olsa bize hakaret edildiğinde el çırpıyor. Bu konularda hepimiz dikkatli olalım, Meclis’in ve milletvekillerinin imajı söz konusu.
SORUMLU AK PARTİ DEĞİL Mİ?
Gerginlikler iktidarın işine hiçbir zaman yaramaz. Bunlar genelde muhalefetin istediği şeylerdir. Gerginliklerin olmaması, üslup konusunda bizim örnek olmamız noktasında Başbakan’la kendi aramızda defalarca konuştuk. Onun söylediği sözler bence haklı. Diyor ki, ‘Evet haklısınız ama ben bir Başbakanım. Gazeteleri açıyorum ağızlarına geleni söylemişler. Ben onlara bunun karşılığını vermesem bana demezler mi ‘Sana bu kadar hakaret ediyorlar da sen niye susuyorsun’. O gün duyduğu bir şeye tepki veriyor. Bu biraz da inancımızda var. Tokadı sağ taraftan yesek sol tarafı dönecek halimiz yok. Başbakan sert olmamaya çalışıyor. Allah için buna inanıyorum. Bizim üslup konusunda örnek olmamız lazım. Hazreti Eyüp sabrı lazım ki biz Hazreti Eyüp değiliz dedi.
PKK NE ZAMAN SİLAH BIRAKACAK?
En can alıcı konu bu. Bunu ben de bilmiyorum ama bildiğim bir şey var. Bu ne zaman olacak gibi madde madde sorulara cevap verecek kimse yok bu ülkede. Ben yedek subay olarak askerliğimi yaptım. O zaman ST 7-10 sahra talimnamesi vardı. O komutları bugün bile bilirim. Bu yaptığımız o talimnamedeki gibi değil. Bir de konvansiyonel olmak vardır. Bir savaş konvansiyonel silahlarla yapılırsa bunun mukabili karşıda da vardır ve ne yapacağınızı bilirsiniz ama biz bu terör konusunda konvansiyonel silahlarla bir mücadele yapmıyoruz. Bu asimetrik bir mücadele. Bu Şeyh Sait ya da Dersim isyanı değil. Tasvip ettiğin için söylemiyorum. Kendi insanınızı sabah okulda öğretmen olarak görüyorsunuz akşam poşuyu takıp eylem yapıyor. Kimseyi kötülemek için söylemiyorum 80’lerde Özal bir şey düşünmüş onu yapmış, 90’larda 2000’lerde başka şeyler denemişler, adam yakalanmış ama artık durum değişmiş. Alan hakimiyeti demeye başlamışlar.
2013 FİNAL YILI
Bizim hükümetimiz son 3-4 yıl içinde işi ele aldı, ne yapılacağını gayet güzel düşündü. Ben operasyonlar konusunda iyi netice alındığını biliyorum. 2013 yılı final yıllarıydı neredeyse kendi final yılları oldu. Örgütün yaptığı saldırılara karşılığı verildi. Bu dilde mücadeleden anlıyorlarsa bu mücadele gayet güzel verildi ama yetmedi. MİT 13-14 yıldır cezaevinde bulunan bu kişiyle görüşülmesini öngördü. Bu onu sevdiğimiz anlamına gelmez ama akıllı olan siyaset ondan istifa etmeyi lazım kılar.Ondan istifade etmemek akılsızlıktır. İRA örneğinde de ETA örneğinde de bu yapılmış ama Tamil örneğinden Allah korusun.
KARAYILAN SÜRECİ BAŞKA TARAFA GÖTÜRMEYE ÇALIŞIYOR
Dört ay geçti hiçbirimizin aklına gelmeyen noktaya geldik. Karşı taraf bir değil. Kandil var Avrupa var. Karayılan diyor ki ‘Alt kademe beni dinlemiyor’ Bu iş telsiz dinlemekle çözülecek gibi değil. Öcalan’ın talimatını iyi karşıladılar ama ANF’den aldığımız Karayılan’ın konuşmalarına göre Karayılan süreci başka bir tarafa götürmeye çalışıyor ama karar verici onlar değil. 35 yıldır kanla haşır neşir olan bir örgütün nasıl davranacağını kestirmek kolay değil. Belki içeride birileri ‘Öcalan’ın her dediğini kabul etmeyin, zorla söyletiyorlardır’ diyordur. Geldiğimiz nokta şurası, Nevruz’daki emir, söylenen sözler Kandil tarafından kabul edilmiş. Dediklerine göre 8 Mayıs’tan itibaren belirli güzergahlardan silahlarıyla birlikte gidecekler. 8 Mayıs’tan sonraki çıkışlar gerçekten vaad edildikleri gibi mi olarak onu o tarihten sonra göreceğiz. Talepleri sadece hükümetten talepler değildir. Bu silahlı geri çekilmenin bile kanunla olmasını istemişlerdi. Hükümet süreci yürütürken kendi doğrularıyla hareket ediyor. Onların ne dediğini istihbarat örgütümüz bize iletir, biz de ona göre davranırız.
KARAYILAN NEREYE GİDECEK?
Öldürme, cinayet gibi olaylara karışanlara buyur gel, başımız üstüne diyecek halimiz yok. Lider noktasında olanların, Karayılan ve çevresinin Türkiye’ye gelmeyecek şekilde hangi ülkelere gidecekleri ileride konuşulacak bir konu. Şiddet yerine siyaset yapma arzuları varsa, bundan memnun oluruz. Ama cinayet işlemişlerse bir yargı süreci vardır ve bunun dışına çıkmak şimdilik mümkün değildir.