Karatay Üniversitesi AK Partili vekilin mi?
Abone olAkademisyen Hasan Mor, Konya Karatay Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yaşananlara isyan etti.
Mor; “Karatay Üniversitesi AK Parti milletvekili Hüseyin
Üzülmez’in özel mülkü mü” sorusunu yöneltti.
Öğretim Üyesi Hasan MOR’un sosyal paylaşım sitelerinde paylaştığı
yazısı.
KARA BULUTLAR ALTINDA KARATAY ÜNİVERSİTESİ
Bu ülkede zaten üniversiteler evrensel anlamda “üniversite”
kriterleri bakımından esasen bir levhadan ibaret… Eh “çala çala bir
havaya girecektir zahir” diye avunabileceğimiz bir zemin bile
ısrarla tahrip edilmektedir… Sonradan görme “Anadolu Çocukları” bir
güç ya da güç potansiyeli edinmeye görsünler… Fecaat ve felaket
bizi bekliyor demektir…
Cumhuriyet döneminde çok kısa bir süre öncesine kadar Kemalist
Merkezi Elit ve bunların çevre uzantıları ülkeyi topyekûn
kendilerine tabi bir nüfuz alanı haline getirmişti. Bu totaliter
despotik kıskaçlarına ideolojik kılıflar da getirmekteydiler…
Atatürk’ün mirası, çağdaş Türkiye’yi kurma, irtica ile mücadele
gibi kalkan ve soslarla bu işi götürmekteydiler… Ama kahir
ekseriyeti için bu “ideolojik misyon” sırf bir kılıf ve kalkandan
ibaretti. Esas amaç iktidar yani güç, statü ve zenginlikti… Bu
“düzeni” maharetle inşa edip uzun süre devam ettirebildiler… Global
çevre ve/veya Türk iç sisteminde gelişen yeni dinamikler bu
paradigmanın sonunu getirdi. Artık çoğulcu demokrasi kimsenin
açıktan karşı çıkamayacağı ya da teslim olmuş görünmesi gerekeni
bir paradigma olarak sürüme girmişti…
Soğuk Savaş Sonrası dönemin bu yeni paradigması ülkede üç çeyrek
asırdır cari iktidar ve güç yapılanmasının sözde Merkezi Kemalist
Elitini tasfiye etti… “Oh bee, ülkemiz artık çoğulcu demokratik bir
sisteme geçiyor” diye bir umuda kapılmışken, valla hevesimiz
kursağımızda kalacağa benzer… Zira sözde Kemalist Merkezi Elit
kamuflajındaki ülkenin kaderine musallat olmuş çok yönlü “çete”
tasfiye edilirken; açık, çoğulcu demokratik bir sistem yerine,
başka bir “çete” ikame edildi… Bu yeni totaliter güç ve iktidar
eliti, en genel anlamda “Anadolu Çocukları” olarak
tanımlayabileceğimiz, daha önceki dönemin mağduru, muhafazakar,
Müslüman, İslamcı, cemaatçi gruplardan oluşmaktadır…
Bu yeni güç ve iktidar koalisyonu “çete”, her yönüyle eski “çeteyi”
aratacak kıvamda… Bunlar ilke, değer, hukuk, insaf, irfan gibi
hiçbir norm ile kendilerini bağlamayan, sınırsız ve tatminsiz bir
iktidar ve güç, yani statü ve zenginlik hırsı ile hareket eden
sınır tanımaz bir “sonradan görme güruh” durumundalar… Bu güruh
bugün Türkiye’de hemen hemen her alana hakim olmaya başladı… Bu
ülke için büyük bir talihsizlik… Elbette ortalama ülke insanı
bakımından da sonu gelmez hazin bir fasit daire, çıkmaz ve acıklı
hikaye…
Konya Ticaret Odası-Karatay Üniversitesi Hukuk Fakültesinde yaş
anmakta olanlar bu söylenilenlere somut ve güncel bir örnek teşkil
etmektedir.
Bu üniversite Konya Ticaret Odası fonları ile finanse edilerek
kurulup faaliyete geçmiştir. O zamanlar Ticaret Odası başkanı olan
Hüseyin Üzülmez muhtelif Saiklerle bu girişimde bulunmuştur. Ama
ufuk ve birikim olarak bir akademik müesseseyi inşa edip yürütmekle
ilgili olarak son derece mütevazi kabiliyetlere sahip olan bu kişi
ne yazık ki şu an itibariyle Karatay Üniversitesi’ni daha tam
olarak doğmadan boğma noktasına getirmiş bulunuyor…
Kendisi milletvekili seçilmiştir; ama üniversiteyi sanki bir özel
mülkü, ya da ticari işletmesi gibi görmüş ve atadığı maşalarla
üniversiteyi sım sıkı kontrolü altında tutmak istemektedir… Tabi
kendisinin, üniversite ile ilgili ne bir ufku, ne bir birikimi, ne
bir fikri vardır. Kendisi bir üniversiteye en küçük dahi herhangi
bir katkıda bulunabilecek donanıma sahip değildir… Üniversite diye
bir derdi de yoktur… Apayrı saiklerle bu işe girişmiştir.
Üniversite tamamen çökse bile kendisi bundan en ufak bir maddi veya
manevi zarar görmeyecektir. Tek kaybı “potansiyel getirilerden
mahrum olma” raddesindedir.
Konyalılar, esnafıyla, odasıyla, basınıyla, akademisyeniyle,
partilisiyle, siyasetçisiyle, milletvekiliyle şu soruları sorup
aldıkları cevaplarla mütenasip tavırlar geliştirmek
durumundadırlar:
1. İnsafla ve vicdanla ele alınırsa, Hüseyin Üzülmez üniversite
kavramına ne kadar yakın birisidir?
2. Hüseyin Üzülmez, objektif olarak bir üniversiteye herhangi bir
katkıda bulunabilecek ufuk ve birikime sahip midir?
3. Hüseyin Üzülmez’in, milletvekili olmasına rağmen hiçbir vizyon
ve ufku olmayan tek özelliği Üzülmez’e kör bir sadakatle bağlı
olmak olan ve her ortamda da bunu dile getirmekten uzak durmayan
bir şahıs ile üniversiteyi yönetip kontrol altında tutmaya
çalışması doğru mudur? Bu emanetçilerin akademik etik, ilke,
hassasiyet, gelenek, nezaket ve teamülleri tahrip etmesi mukadder
değil midir?
4. Bu üniversite, vakıf malı değil midir? Konyalı 25 bin kadar
esnaf ve şirketin aidatları ile kurulmamış mıdır?
5. Bir vakıf malını, yani milletin malını yetkin ve yeterli olmayan
bir şahsın heva ve hevesine tevdi etmek çok ciddi bir sorumluk
değil midir?
6. Üniversitenin bir tek kişinin, hele hele açıkça yetkin ve
yeterli olmayan birisinin keyfiliğine terkedilmesi bu kurumun
sonunu getirmeyecek midir?
7. Bu suretle vakıf malı, Konya’nın ve en nihayetinde de ülkenin
birikimleri, milli serveti heba edilmeyecek midir?
8. Böyle bir ihmal ve aymazlık ciddi bir mesuliyet değil midir?
9. Her düzeyde Konyalının seçtiği temsilcilerin bu duruma kayıtsız
kalmama sorumlukları yok mudur?
10. Bu utanç ve üzüntü verici tükenişe seyirci kalmak her düzey ve
statüde insanların vicdanlarını kanatmamakta mıdır?
BU DURUM TÜRK AKADEMİ DÜNYASI, TİCARET ODASI, KONYA , KONYALI ,
ÜLKE VE MİLLETE REVA MIDIR???