Karatay diyetinin sırrı
Abone olProf. Dr. Canan Karatay sağlıklı ve uzun yaşamak için nasıl beslenmemiz gerektiğini anlattı...
Türkiye'de diyet ve sağlıklı beslenme konusunda ezberi
bozan İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan
Karatay, günde 2 öğün beslenilmesi gerektiğini
söylüyor.
Tereyağı, yoğurt ve zeytinin evde yapılması önerisinde bulunan
Karatay, Türk halkının günde 8-12 öğün beslendiğine dikkat çekerek,
toplumun 'enine büyüdüğünü' ifade ediyor. Habertürk'ün
haberine göre İç Hastalıkları ve Kardiyoloji uzmanı
Prof. Dr. Canan Karatay, sakatatlardan dönere, çiğköfteden diyet
gıdalara dek pek çok konuda görüşünü dile getirirken, yemek
yaparken hangi yağların kullanılması gerektiği ve hangi yağların
zararlı olduğunu da tek tek sıralıyor.
TEREYAĞI, ZEYTİN VE YOĞURT EVDE YAPILMALI
Tereyağ, yoğurt ve zeytinin evde yapılması gerektiğini savunan
Prof. Karatay'a göre, günde 2 öğün beslenmeke gerekiyor. Dahası
Karatay, yaş ilerledikçe yürüyüşe daha çok ağırlık verilmesi
önerisinde bulunuyor. Karatay, Türk insanının enine büyümesine yol
açan hatalara ve özellikle çocuklardaki karaciğer yağlanmasının
nedenlerine de dikkat çekiyor.
KÖY TEREYAĞI SAĞLIKLI
"Tam yağlı, doğal olan her şey tüketilmeli. Saf köy tereyağı,
katkısız Trabzon, Urfa ya da Malatya gibi yörelerimizin tereyağı
kullanılabilir. Hatta kadınlarımız tıpkı yoğurt gibi evde
tereyağını kendileri yapabilirler. Zeytin dahi evde yapılabilir.
'Karatay Mutfağı'nda bunların tarifini verdim. Katkısız ve
çocuklara en faydalı biçimde kendi besininizi hazırlayabilirsiniz.
Tereyağı, yayık ayranı aslında yarım saatlik bir iş. Neneler ya da
ev kadınları, evde oturduklarında sürekli televizyon izlemek yerine
bunu kolaylıkla yapabilirler. Saf köy tereyağı, en sağlıklısıdır,
buzdolabında bile katı değildir ve istenildiği kadar
kullanılabilir. Saf köy tereyağı ve soğuk sızma zeytinyağı her gün
gereği kadar vücudumuza girmelidir."
YEMEKTE TEREYAĞ VE ZEYTİNYAĞI
KULLANILMALI
"Zararlı dediğimiz yağlar, trans yağlardır. Trans yağlar,
kızartmalarla meydana gelen yağlardır, işlenmiş her gıdanın
içindeki trans yağlar zararlı ve kanserojendir. Artık halkımız,
şekere ve trans yağlara dikkat etmeli, zaten dikkat edilirse
hastalık da kalmaz. Mısırözü ve ayçiçeği yağı, çiğ olarak
kullanılabilir. Ama ikisi de ısındığı veya kızardığı zaman aşırı
miktarda trans yağ oluşur. Margarin haline gelince de, katı ya da
sıvı olsun, içi trans yağ doludur.
Yemek yaparken tereyağı, zeytinyağı veya fındıkyağı kullanmak
gerekir, çünkü bunlar ısıya dayanaklıdır ve hemen bozulmazlar.
Bunlardan asla korkmayacağız, bu yağlar yanmadıkça, trans yağ
oluşmaz. Isınınca bozulan mısırözü ve ayçiçeği yağıdır. Bunlarla
kızartma yaparsak hemen kanserojen olur. Trans yağlar, en fazla
çoklu doymamış dediğimiz bitkisel yağlarda oluşmaktadır
unutmayalım!"
KELLEYİ, PAÇAYI, İŞKEMBEYİ RAHATLIKLA
YİYEBİLİRSİNİZ
"Yağlardan en sağlıklısı, serbest dolaşan hayvanların etindeki
hayvansal yağlardır. Kuzu eti yediğiniz zaman yağıyla birlikte
yemelisiniz. Kuzu etini kaynatıp et suyu çıkardığınız zaman da çok
sağlıklı olur.
Sevdiğiniz kelleyi, paçayı veya işkembeyi rahatlıkla
yiyebilirsiniz. Sakatatlardan hepsini yiyebilirsiniz. Karaciğer de
buna dâhil. Şişman hanımlar, 'Dizlerimde kıkırdak kalmadı' diyor.
Sen protein yemezsen tabii ki dizin gider, sağlıklı protein,
sağlıklı yağ, yumurta, tereyağı, saf zeytinyağı yemezsen kilo
veremezsin. Paça çorbası, diz eklemleriyle ilgili sorunlara
birebirdir. Ben haftada 2 kez paçamı, işkembe çorbamı içerim. Beni
eleştirenler, '10 yıl sonra ne olacak?' diyorlar, oysa ben bunları
yeni söylemiyorum ki. Yıllardır bunları anlatıyorum. 1987 yılında,
ABD'ye gittim. Oraya gidinceye kadar İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi'nde Koruyucu Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı'ydım. Tüm
bu söylediklerim yeni ifadeler değil. O zamandan beri takip ettiğim
hastalar, şimdi 80-90 yaşlarında ve sağlıklılar."
KIZARTMA BİTTİ, HİÇ YAPILMAYACAK
"Kızartma bitti, hiç yapılmayacak, Çünkü kızartma trans yağ
demektir. Balık ızgara, fırın, buğulama şeklinde yenilebilir. En
sağlıklısı bunlardır. Ama Trabzon ya da Ordu'da yapıldığı gibi
hamsiyi una bulayıp kızartırsanız o tehlikelidir! Kanserojendir!
Aslında yiyecekleri biz pişirirken ya da tüketirken tehlikeli hale
getiriyoruz.
İdeal bir öğlen yemeği, biftek veya bonfile ile güzel bir salatadan
oluşur. Bütün bir balık yiyebilirsiniz. Izgara yapılmış sebze,
döner yiyebilirsiniz. Ama dönerin yanında pilav, patates, pide yok!
Bir iki kaşık tam buğday veya bulgur pilavı, cacık, yoğurt, ayran
olabilir. Doyuncaya kadar yiyebilirsiniz, sakın az yiyip de aç
kalmayın, sonra halsizleşir doğru dürüst iş yapamazsınız. Kilo
almayacağım diye yalnız salatayla öğün geçirmek bu nedenle doğru
değildir!"
TÜRK MİLLETİ ENİNE BÜYÜYOR
"İbn-i Sina, Ortaçağ'ın en önemli bilimadamı, tıp hekimidir. Onun
yazdığı tıp kitapları Ortaçağ'da bütün tıp okullarında
okutuluyordu. İbn-i Sina, 'İki öğün sağlıktır, üçüncü öğün
hastalıktır' der. Sabah zaten çok kuvvetli yiyince doğal olarak iki
öğüne iniyorsunuz. Akşam yemeği de erken yemeli. Hz. Muhammed'in
tavsiyesi de bu doğrultudadır. Kuvvetli bir kahvaltı yaptıktan
sonra zaten acıkmıyorsunuz. Ama Türk milleti maşallah 8-12 öğün
besleniyor, öyle alıştırıldı, öyle programlandı. Bu nedenle de Türk
milleti enine büyümeye başladı!
YAŞ İLERLEDİKÇE HAREKET ARTACAK
50 yaşından sonra 6-7 öğün yemek tamamen sağlıksızdır. İbn-i Sina
diyor ki, 'Yaş ilerledikçe, hareket artacak'. Oysa biz yaşlandıkça
köşemize çekiliyoruz, bu çok yanlış. Türk toplumu eğer şişmansa,
hastaysa, göbeği varsa, şeker veya kalp hastasıysa, kiloluysa,
depresyon hastasıysa, kanseri varsa, Alzheimer'ı varsa şeker, tatlı
tüketmeyecek. Benim gibi 60-70 yaşındaysanız, oturup 3 öğün ekmek,
şeker yiyemezsiniz. Şekerli içecek içemezsiniz. Çünkü
harcamıyorsunuz, ihtiyacınız da kalmıyor. Metabolizma yavaşlamış
oluyor, hormonlar gitmiş. Vücutta hormon kalmamış. Ben buna dikkat
çekmek istiyorum."
DİYET YİYECEKLERE DİKKAT
"Light ürünlere, diyet olan tüm yiyecek ve içeceğe karşıyım. Çünkü
diyet denilen besinler, içindeki doğal yağların, doğal
vitaminlerin, doğal minerallerin alınmış olan kısmıdır. Diyet
yiyecekler, en sağlıklı kısmı alınan ve en pahalı satılan
ürünlerdir. Hazır gıdalar da öyle. Hazır gıdalardan da uzak
duracaksınız. Doğal gıdaları kendiniz hazırlayıp yiyeceksiniz. O
zaman hastalanmazsınız, verdiğiniz kiloları da almazsınız."
YAPAY GIDALAR KISIRLIK VE KANSERİ
ARTTIRIYOR
"Yanlış beslenme ve yapay gıdalar sonucunda kısırlık artıyor.
Sadece kısırlık değil, kanser, kalp hastalığı, şeker
hastalıklarında da artış görülüyor. Hepsinin temelindeyse obezite
yatıyor.
Obez, karaciğer yağlanması olan yani insülin yüksekliği olan
kişilerde östrojen hormonu da yükseliyor, polikistik over
gelişiyor, kadınlarda üreme duruyor, erkeklerde memeler büyüyor ve
spermin kalitesi ve sayısı azılıyor. Bir de GDO'lu gıdalar var.
Bunlar ve trans yağların aşırı tüketilmesi üreme dahil vücuttaki
her şeyi bozuyor."
HAREKET ETME ŞARTIYLA İSTEDİĞİN KADAR
YE
"Kaç gün diye bir şey yok, doyuncaya kadar her şeyi yiyeceksiniz.
Karatay Mutfağı'nda 'kaç kalori' hesabı yok. Ben başka bir şey
söylemiyorum. Hareket etmek ve sağlıklı yiyecekler olması şartıyla
istediğiniz kadar yiyebilirsiniz.
Bilgisayar ya da televizyon karşısında saatlerce oturursanız olmaz!
Hareket etmeden hiç kimse kilo veremez. Ama gençsiniz, atletsiniz,
saatlerce spor yapıyorsanız ya da hamileyseniz o zaman tabii ki
yiyecekseniz. Her gün 5 kilometre koşun ya da yürüyün, o zaman
sağlıklı yiyeceklerden istediğinizi, doyuncaya kadar, bakın bir kez
daha vurguluyorum doyuncaya kadar yiyebilirsiniz. Örneğin
pastırmalı kuru fasulye, mercimek, piyaz gibi yemekleri doyana
kadar yemelisiniz. Ama ekmeksiz olarak! Tabii ki kuru soğanla...
Neden? Çünkü biz de bir söz vardır biliyorsunuz: 'Aç ayı oynamaz!'
deriz. Pirinç yerine de bulgur tüketilmeli. Tam buğday ve bulguru
yiyebilirsiniz."
YEMEKTE İÇİLEN SU HAZIMSIZLIK YAPAR
"Su 24 saat içilmelidir. Ancak yemek sırasında içilmemeli. Çünkü
mide asidini sulandırır, hazımsızlığa neden olur. Her gün azar azar
yudum yudum 2.5 litre su tüketilecek. En önemli kriter, idrar
rengi, açık limonata renginde olacak. Öyle değilse vücuda yeterli
su girmiyordur. Bu nedenle de bağırsaklar çalışmıyor. İşte bu
sebeple Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri de kabızlıktır.
Kabızlık ise, metabolizmanın bozulduğunun en basit ve en önemli
göstergesidir, belirtisidir. Ciddi bir sağlık sorunudur."