Savaş bölgesinde sahada olan savaşçılar genellikle hâki renkli
kıyafetler giyinirler. Ahmet Hüseyin eş-Şara’da (takma adı
el-Cevlani) öyle yaptı.
Ahmet eş- Şara, El-Kaide'den ayrıldığından beri, cihatçı
görüşler den ziyade Suriye'de kurumsal yönetime odaklanarak
uluslararası meşruiyet arayışına girdi.
Kontrol ettiği topraklarda vergi toplayan, kamu hizmetleri
sağlayan ve bölge sakinlerine kimlik kartı veren bir yönetim kuran
Ahmed eş-Şara, otoriter tutumu ve radikal islamcı muhalefeti
bastırması nedeniyle bazı eleştirilere maruz kaldı.
Şara, 1982 yılında Suudi
Arabistan'ın Riyad kentinde
doğdu. Babası Hüseyin eş-Şara orada petrol mühendisi, Annesi
coğrafya öğretmeni. Ailesi 1989 yılında Suriye'ye döndü, Şam'ın
Mezzeh mahallesine
yerleşti.
Hüseyin eş-Şara gençliğinde “manipülatif olarak zeki” “sosyal
olarak içe dönük” bir karakter olarak, Alevi bir kızla yaşadığı aşkla dikkat
çekti.
Bu aşka her iki ailenin de karşı çıkması ve imkânsız olarak
görülmesinden sonra, Şam'da kalıp ve 2003 yılında Irak'a
taşınana kadar medya çalışmaları üzerinde okumalar
yapmıştır.
Hâki renkli savaşçı giysiler yerini yavaş yavaş geride
bırakarak, gömlek ve cekete geçti. Hatta en son kravat takarak
Sayın Fidan’la poz verdi.
Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan, Şam’a gitti ve eş-Şara ile
görüştü.
Sayın Fidan ve eş-Şara görüşmesindeki beden dilini okuyacak
olursak; sıcak ve samimi bir ortam
Sayın Hakan Fidan nezdinde Türkiye’ye duyulan yakınlık,
Suriye yönetimi ile Türkiye’nin nasıl bir siyasi etkileşim
olacağı net bir biçimde ortadadır.
Suriye; 13 yıllık savaş yorgunu bir ülke,
Suriye; farklı etnik grupların bulunduğu parçalı bir yapı,
Bu parçalı yapıyla bütüne dönüştürmek,
Her kesimin içinde bulunduğu bir yönetimi kurabilmektir.
Ahmet eş-Şara’nın kravatına dikkat çekmek sebebim yeniliğe
dikkat çekmekti.
Bölgedeki Nusayriler, Aleviler, Müslümanlar, Dürziler,
Hıristiyanlar, farklı yaşam tarzlarına sahip olanlar hiçbiri
dışlanmadan aidiyet hissederek yaşarlar ve 13 yıllık acı
hatırlanmaz.
Yılbaşı Yıllardır Polemik Konusu
Yılbaşı kutlamak ya da kutlamamak,
Yeni bir seneye girmenin heyecanı yaşamak,
Kime ne zararı olabilir ki,
Burada önemli olan ne şekilde nasıl kutlandığıdır yüklenen
anlamdır.
Suudi Arabistan doğumlu. Siyonizm destekçisi. Sonradan ataist
olmuş, Almanya’ya yerleşmiş ve Elon Musk hayranı bir saldırgan…
DEAŞ’in saldırı biçimiyle saldırıyor
Saldırgan, Magdeburg'un yaklaşık 40 km güneyindeki Bernburg'da
yaşayan bir psikiyatrist
Aslen Suudi Arabistanlı,
2006 yılında Almanya'ya gelerek 2016 yılında mülteci olarak
kabul edilmiş,
Almanya’nın Magdeburg kentindeki Noel pazarına arabayla girerek
insanların ölümüne ve yaralanmasına sebep olan kişi 50 yaşında ve
psikolog.
Suudi Arabistanlı mültecilerin Almanya'da gördüğü muameleden
dolayı duyulan hoşnutsuzluğun sebep olabileceği
konuşulmaktadır.
Türk Silahlı Kuvvetleri Hepimizin Göz
Bebeğidir
Gazete Özlem Gürses’in gözaltına alınmasına neden olan
ifadelerini dinledim.
“IŞİD yapısı”, tam anlamıyla bir gaf.
Türk Silahlı Kuvvetleri ile IŞİD’i özdeşleştirme maksadı
asla yok. Ekranda böyle dil sürçmeleri olabilir.
Yayın sırasında fark etmiş olsaydı düzeltirdi.
Demek ki kendisi bunu fark etmedi. Ama birileri aportta bekliyor
olmalı ki hemen harekete geçti.
Özlem Gürses Ankara’ya gidiyor, annesiyle aynı odada kalıyor ve
annesinin yanından kelepçelenerek götürülüyor. Bir anneye bunu
neden yaşatırsınız? Özlem Gürses bu ülkenin gazetecisidir. Katil
değil, Kara para aklayan değil, Terörist değil… Özlem Gürses bu
ülkenin askeri kadrosunda yer almış bir komutanın torunu, memur bir
ailenin evladı. Düşünce yapısı farklı olabilir fakat bu toprakların
insanı, aynıyız, biriz… Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı bilinçli
bir IŞİD benzetmesi söz konusu olamaz. Türk Silahlı
Kuvvetli bu ülkenin göz bebeğidir, biriciğidir. Kaldı ki
ifadeye çağırırsın, sorarsın, gerçeği öğrenirsin. Ankara’da göz
altına alıp, Karayoluyla İstanbul’a getirilip, Elleri kelepçeli
İstanbul Adalet Sarayında Savcı karşısına çıkarmak, Ev hapsine
karar vermek, Bunlar nezaketli değil, yakışan değil… Adalet
hepimize lazım gelendir.