Şiran'a bağlı Boğazyayla köyünde tek başına hayatını devam ettirirken, son 2 yıldır Bayburt’taki huzurevinde kalmaya başlayan Tevfik Celep, diktiği fidanların bakımını yapabilmek için huzurevinden izin alarak geçici süreliğine köyüne döndü.37 yıldır hiç görmüyor: Çocukken kafasını sert bir şekilde çarpmasının ardından görme yetisinin bir kısmını kaybeden, babasının yıldırım çarpması sonucu vefat etmesiyle hayatı alt üst olan 83 yaşındaki Celep, 46 yaşına geldiğinde ise görme yetisini tamamen kaybetti.Görmeden eski yolları kullanıp komşu köye bile gidiyor 22 yıl önce yakalandığı ağır hastalığın tedavisi için gönderilen cevizleri yemeyerek evinin bahçesine dikerek köyünün çehresini değiştiren Celep, evinin avlusundaki bahçesinde ceviz fidanlarını kendi elleriyle büyüterek, görmemesine rağmen çevreyi tanıdığı için eski yollardan komşu köylere bile gidebiliyor.İlkokulda en sevdiği derslerden birisi olan resim dersinde öğrendiklerinin etkisiyle görmeyen gözleriyle gazbeton ve ağaç dallarından yaptığı heykellerle zamanını geçiren Celep, diktiği fidanların bakımını hemen her gün yapıyor, onları seviyor, topraklarını çapalıyor, sularını veriyor.5 bini aşkın fidan Bugüne kadar başta ceviz ve çam olmak üzere 5 bini aşkın fidan üreterek kimini dikip kimini hediye eden Celep, gücü yettiğince de fidan üretmeye devam edeceğini söyledi."Ağlama hastalığına yakalandım" 1939’da Erzincan depreminin baharında, deprem çadırında dünyaya geldiğini kaydeden Celep, “Çocuklukta alnıma çivi batmış, dünyayı kıpkırmızı gördüğümü biliyorum, hatırıma geliyor rüya gibi. Ondan dolayı ya da farklı şeyler nedeniyle gözlerimi kaybettim. Yaşlandıkça daha da ilerledi. Annemin ölümünde ağlama hastalığına yakalandım, 88 yılında gözlerimi tamamen kaybettim, önümü göremez oldum." dedi. "Benim gözlerim şu anda ellerim" Celep, "Elim işlere alışkın, az çok gurbette kaldık. Gurbette yaşamasaydım belki yapamazdım. Gurbette yemeğimizi de kendimiz yapıyorduk, çayımızı da. Burada da elhamdülillah el becerim var. Benim gözlerim şu anda ellerim..."Olay bu kadar basit" "Gördüğüm zamanlardan ezberimde, ellerimi sürerim neresinin ne olduğu hafızamda saklıdır. Onu o şekilde ayarlıyorum. Sabredip şükredince her şey yoluna girer. İsyan etmeyeceksin. Olay bu kadar basit. Görenle görmeyenin hiçbir farkı yok. Ben bu şekilde görüyorum dedi."Peygamberimiz ne diyordu..." Gözlerinin gördüğü zamanlardaki hayvanları, tarla sürme şekillerinin hep gözünün önünde olduğunu ifade eden Celep, sözlerini şöyle noktaladı: O şekilleri beynimde, hafızamda canlandırarak el yordamıyla onları ayarlıyorum. Ağaç aşığıyım. Dünya’da aşık olduysam eğer bir ona aşık oldum. Çünkü şöyle bir durum vardı, peygamberimiz ne diyordu, 'Elinizde bir fidan varsa yarın kıyamet kopsa da onu toprağa dikin.' Bu benim çocukluktan beri aklımda. Ben bir ağacı asla kökünden kesmemişimdir. Ben balta vurup da kökünden ağaç kesmedim. Sadece dalından faydalandım. Buradaki ağaçları görüyorsunuz. Bana diyorlar ki kes kökten ne yapacaksın..."Niye keseyim ben bu ağacı, yetiştirmişim. Bütün bu akasyalar, bütün çiçek etrafı yeşillik öyle güzel bir manzara var diyorlar ki ben bunlara nasıl kıyıp balta vurayım"