KARAMAN kız öğrenci yurdunda bir aydır yaşanan hayalet paniği büyümüş ve bu sebeple üniversitede vizeler bile iptal edilmişti. Yurttaki hayaleti yakalamak için emniyet seferber olurken her kata 2 polis konuldu. Sonunda hayaletin 'eşek şakası'ndan ibaret olduğu ilan edildi. İddiaya göre hayalet şakası 3 kız öğrencinin işi. Öğrencilerin kimlikleri de belirlendi ve gözaltına alındılar. Buna karşılık yurttaki öğrenciler hayaletin şaka olduğuna inanmıyorlar. Nedenleri de hayli makul. İşte Karaman yurdundaki hayalet olayındaki yeni gelişmeler; Karaman Nefise Sultan Kız Yurdu'ndaki 'hayalet şakasını' yaptığı iddia edilen 3 öğrencinin kimliği belirlendi. Öğrenciler açılan soruşturma kapsamında ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. 3 öğrencinin başlattığı şakaya daha sonra başka öğrencilerin de dahil olduğu tespit edildi. Bu öğrencilerin kimliklerini belirleme çalışmalarının sürdüğü duyuruldu. İlginç nokta ise şaka yaptıkları söylenen kızların ifadesi... Şaka yaptık ama bizde korkmaya başladık çünkü... Şaka yaptıkları iddiasıyla gözaltına alanın 3 öğrenci, polise verdikleri ilk ifadede, makyaj malzemesiyle yüzlerini boyayıp yurttaki öğrencileri korkutmaya çalıştıklarını itiraf ettiler. Ancak öğrenciler panikleyince şaka yapmayı bırakmışlar. Buna rağmen 'hayalet' vukuatları devam edince onlar da korkmaya başlamışlar. Öyle ki oda kapısına masa dayayıp, uyumaya çalışmışlar. Notları ve işaretleri kim bıraktı? Yüzlerini boyayıp şaka yaptıklarını itiraf eden 3 kız öğrenci not ve işaretlerle ilgilerinin olmadığını da açıkladılar. Odalara bırakılan Arapça notlarda 'sıra sana geldi öleceksin' tarzında yazılar ve tuhaf işaretler bulunuyordu. Öğrencilerin gördüğü hayaletin tarifi Hayaleti gördüklerini iddia eden öğrencilerin hepsi benzer bir tarif veriyor. Dediklerine göre hayalet siyah giyimli, yüzü saçlarıyla örtülü. Gördükleri şey 'Halka' adlı korku ve gerilim filmindeki 'Samara' karakterine benziyormuş. 1 ay boyunca hergün şaka olur mu? Emniyet kaynakları ve yurt yetkilileri 'hayaletin' şaka olduğun açıklasa da olaya tanık olan öğrenciler buna inanmıyorlar. Yaşadıkları olayın şakadan ibaret olmadığını savunan öğrenci Berfin Fındık şunları anlatıyor: - 'Biz inanmıyoruz, böyle bir şey olduğuna; çünkü 1 ay boyunca her gün bir şaka yapılmaz. Biz, sürekli gece saat 03.00'ten 06.00'ya kadar yatağımızdan çığlık sesleriyle sıçrayarak, uyandık. Olayı kaç defa yurt idaresine bildirmemize rağmen onlar da ilk başta 'şaka' olduğunu söyleyip, inanmadılar ve iş büyüyünce, ciddileşince ilgilendiler''. Olayın 'şaka' olduğu söylense de buna inanmadıklarını dile getiren öğrencilerden Zehra Gökteke ise şunları söyledi: -''Yurttaki olayların 'şaka' olduğu söylense de biz, şaka olduğunu düşünmüyoruz. Yurdun içine güvenlik kamerası takılması gerekirdi; ama olaylardan sonra güvenlik kameraları, yeni takılıyor. Şaka olsa bu kadar büyütecek bir şey olmazdı. Şaka olduğunu düşünmüyoruz. Hiçbir yetkili de bizlere bu olayı 'Şu şaka olarak yapmış' demiyor ya da kimin yaptığını söylemiyor. Yapan kişiye de gereken ceza verilmelidir.'' Duvarlardaki esrarengiz yazılar Korkudan bir arkadaşının evine sığınan Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi öğrencisi Selen Cüce, olay çözülmedikçe yurda geri dönmeyeceğini hatta okulu bırakmayı düşündüğünü söylüyor: - "Duvarlara X ve XA harfleri kazınmış. Bu harfler Vietnam dilinde 'uzak' anlamına geliyormuş. Yurt müdürü sadece izlemekle yetindi. 1500 kişilik yurtta 300 kişi kaldı. Arkadaşlarımın odasına girip yüzlerini okşamış. Çok hızlı kaçtığını biliyorum. Benim bir adımım onun üç adımı. Çok güçlü, kapıları önünde eşya olmasına rağmen açabiliyor. Yan taraftaki başka bir yurda 'Ben sadece orada değilim, sıra size de gelecek' yazan kanlı kâğıt bırakmışlar..." Olayın tanığı olan kız anlattı : Tarih öğrencisi Beyzanur Yavaş olayı bizzat yaşamış. "Karşı odadaki kızlarla anlaşıp gece nöbet tuttuk" diyen Yavaş yaşadıklarını şöyle anlattı: - "Biri duvarlara vurarak odamın önüne geldi. Kapının altından baktım. Birinin çıplak ayakları vardı ve koridorun otomatları yanmıyordu. Normalde sensör olduğu için biri geçse ışıkların yanması gerekiyor. Kapıyı açmaya çalışınca hemen bütün kızlar bağrışarak koridora koştuk. Çok hızlı kaçıyordu, kovalamaya başladık. Bir arkadaşım bayıldı. O sırada bir kişinin yangın merdiveninden kaçtığını gördük. Siyah giyimli ve aşırı hızlı koşuyordu. Odamıza çıktık, çatıdan sesler gelmeye başladı. Tüm çıkışları tuttuk ama yakalayamadık. Odalarımıza siyah boyalı el izleri bırakmış." Bir anda kayboluyor Kendi gölgelerinden bile korktuklarını anlatan Beyza Ceren Ateş ise, 5 gündür hiç uyumadığını söyledi: -"Cumartesi öğlen odama girdim. Kaç gündür uykusuzdum. Tedbir olarak kapımın önüne baza çektim. Tam dalacaktım ki biri kapımı açıp kapamaya başladı. Hemen fırladım ama yine kaçmıştı. Herkes birbirine şüpheyle bakıyor. Sınav haftasındayız ve bırakın ders çalışmayı tuvalete gidemiyoruz. Çok hızlı hareket ediyor ve bir anda kayboluyor." Odanın kapısına geldi ve bize seslendi Yurtta kalan öğrencilerden Hafize Altınay, şunları söyledi: -''Bu olay bir aydır var. İkinci katta kalıyoruz. Güvenlik görevlileri yakın olduğu için bizim kata gelmiyor, ama her gece ses duyuyoruz. Kapının arkasına masa koyup nöbetleşe uyumaya çalıyorduk ya da ders çalışarak sesleri duymamak istiyorduk. O gece de ses duyduk. Yine kapının arkasında masa vardı. Dışarıdan bize seslendiler, 'Samara' sizin odaya gelebilir diye. Neden 'Samara' diyoruz? Halka filminde Samara, '7 gün içinde öleceksiniz' diye notlar bırakıyordu. O gece de bu tip şeyler yaşadık.'' Odamızda el izi var Yaşadığı olayın ardından Aksaray'daki ailesinin yanına giden öğrencilerden Aliye Koyuncu ise şunları anlattı: -''Korkuyoruz. Odamızda el izi var. Karşı ve çapraz odamızda da el izi var. Üç odadaki el izinin olması bizim bu olaylara cesaretli davrandığımızdan kaynaklandığını sanıyorum. Bizi korkutan o kızın psikolojisinin bozuk olduğunu hatta grup olarak hareket ettiklerini düşünüyorum. Yurdumuzda da hiç bir sorunumuz yoktu. Herkes birbiriyle iyi anlaşıyordu. Hiçbir şey yokken kapımız çalıyordu, çığlıklar duyuyorduk.''