Karakoç'tan Hitler savunması
Abone olKatliamlarla anılan Hitler'i ve Yahudileri yerden yere vuran yazısıyla gündeme oturan Vakit Gazetesi yazarı Abdurrahim Karakoç, iddialara sert bir cevap verdi.
Karakoç yazısında İsmet Berkan'ı muhbirlikle suçlarken,
kendisini eleştiren gazetelere de, "Siz Allah'a sataşan, peygamberi
eleştiren kadın yazarlara neden gıkınız çıkmıyor" diyor. Karakoç'un
uzun uzadıya savunması şöyle: Hahambaşı'nın silahşörleri (1) İlk
atış “Amiral gemisi” topçusu tarafından yapılmış... Yapılmış
diyorum çünkü ben okumadım arkadaşlarım telefonda söylediler...
Adımı vermemiş, fakat 17 Ağustos günü yayınlanan yazımdan
bahsederek beni eleştirmiş... Herhalde iyi şeyler söylememiştir...
Biliyorum, eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz... 21 Ağustos tarihli
Radikal gazetesinde İsmet Berkan isimli yazar, “Hitler’i ve Usame
Bin Laden’i Öven Adam” başlıklı yazısında tabir caizse şahsına
yakışmayan atışlarda bulunduğu gibi “Bakalım Karakoç’un yazısını
312. madde açısından değerlendirmeyi düşünen bir savcı çıkacak mı?”
sorusunu soruyor... Esasında savcılara madde göstererek muhbirlikte
bulunuyor... Bir gazetecinin diğer bir gazeteciyi şahsi yorumundan
dolayı ispiyonlaması utanç vericidir... Yahudiperestliğin bu
derecede zirve yapacağını hiç tahmin etmezdim... 24 Ağustos tarihli
Radikal’deki yazısıyla Hakkı Devrim de atıcılığa başladı... Kimler
girmemiş ki sıraya? Meğer Hahambaşı 19 Ağustos günü Aydın Doğan
medyasına şikâyette bulunmuş “Ne duruyorsunuz, hadi bizi
savunsanıza” mealinde faks göndermiş... Hakkı Devrim yazısında
açıkladı... Yaşına-başına sığmayacak kadar edepsiz sözler sarf eden
Hakkı Devrim muhtemelen iradesiyle kaleme almamıştır bu yazısını...
Çünkü bütün kartel yazarlarının da aynı konuda yazı yazdıklarını
ifade etmektedir... Radikal’den Türker Alkan ve Cumhuriyet’ten Oral
Çalışlar’ın da benim hakkımda yazı yazdıklarını öğrendim... Hepsini
takip edemediğim için muhtevalarını öğrenemedim... Zaten ben o
tarihlerde kısa bir tatil için ayrılmış ve 4 gün yazı
yazamayacağımı okuyucularıma duyurmuştum... Tatilimi vaktinden
erken keserek döndüm ve gerekli cevapları hazırlamak istiyordum ki
Milliyet’ten Güneri Civaoğlu’nun da 24 Ağustos tarihli yazısında
aynı konuyu işlediğini gelen bir fakstan öğrendim... Kesinlikle
daha başkaları katılacak bu ispiyonculuk furyasına... Her yazıya
ayrı ayrı cevap versem 10 gün sürer... Ben özet olarak cevap
vereceğim ve Hahambaşı’nın silahşörleriyle tartışacağım... Bir
yorum yazısından yola çıkarak beni antisemitist’likle (Yahudi
düşmanlığı) suçlayanlara sormak istiyorum: Gazetenizde köşe
yazarlığı yapan bir kadın günaşırı Allah’a, Kur’an’a, İslâm
Peygamberi’ne edep ve ahlak dışı sataşmalarda bulunur ve gıkınız
çıkmaz... Yoksa siz “Anti İslâmist” misiniz? Verdiğiniz eklerde
Müslümanlara salvo atışlar yaptırırsınız, mezhepçiliği
körüklersiniz, acaba sizler İslâm kimliği taşımanıza rağmen “İslâm
Düşmanı” mı oluyorsunuz? Mantığınıza göre öylesinizdir... Fransa’da
Fransız alkolikler tarafından yakılan bir kadını “Mini etek
giydiğinden dolayı Müslümanların yaktığını” haber olarak
verirsiniz, amma haber yalan çıkınca yüzünüz bile kızarmaz... Dede
yazarınız, bacı yazarınız küfür ve hakarette serbest, bizim farklı
yorumumuz hepinizi ciyak ciyak öttürüyor... Bu mudur gazetecilik
namusu? Yine beni diline dolayan bir gazete, verdiği her haberle,
yazılan her yazılarla manevi değerlere savaş açmış vaziyettedir...
Sahi sizler kimleri temsil etmektesiniz? Türk savcılarına
“Yahudileri eleştirdi, derhal soruşturma açın” diye emirvari makale
yazma cüretini nereden alıyorsunuz? Bir Türk savcısı ne gerekçe
gösterecek? “Gel bakalım Yahudi hokkabazlarını eleştirmişsin, hesap
ver” mi diyecek bana... Beni dillerine dolayanların gazetelerinde
Che Guevara teröristine ağıtlar yakan, posterlerini veren kimlerdi?
Unuttunuzsa dökümünü yapar hatırlatırım... Ben hayatım boyunca
hiçbir zulmü alkışlamadım; zalimleri eleştirdim... Hatta Türk
milletinin yarıdan fazlasını yazılarıyla, kitaplarıyla “Sabetaist”
ilan eden Yalçın Küçük ve Soner Yalçın’ı da bu sakim tutumlarından
dolayı eleştirmiştim... Yoksa gözünüzden mi kaçtı? Oysa siz Vakit
gazetesinde bir açık yakalayabilir miyiz heyecanı içinde Vakit
okursunuz... Söyleyin eğer dürüst insanlarsanız... İslâm’a saldıran
bir yazar hakkında Diyanet İşleri Başkanımız size faks gönderse
kaçınız köşenizde yayınlama erdemi gösterebilirsiniz? Neden İsrail
Kültür Ataşesi değil de Hahambaşı muhatap alıyor sizi? Bunu hangi
mazeretle ifade edeceksiniz? Bizim uyuyan müftülerimiz İslâm’a
hakaret ihtiva eden saldırıları es geçmezler bundan sonra...
Hahambaşı’ya verdiğiniz değerin yüzde kaçını gösterirsiniz, merak
ediyorum... Bu yazı henüz bitmiş değil... Yarın da aynı konuyu
işleyeceğim... Muhtemelen öbür güne de sarkabilir... Yazı:
Abdurrahim Karakoç Kaynak: Vakit Gazetesi