Karadeniz’de Nuh’un Gemisi operas
Abone olAmerikalı bilimadamları 27 Temmuz’da Sinop’tan demir alarak Karadeniz’in derinliklerinde eski uygarlıkları araştıracaklar.
Sözkonusu uygarlıkların 7500 yıl önce Karadeniz’in sularının
yükselmesiyle suların altında kaldığını vurgulayan uzmanlar bu
olayın İncil’deki ‘Nuh’un Gemisi’ efsanesiyle ilgisini de
araştıracaklar. Arkeolog Fredrick Hiebert 1994 yılında Türkiye’nin
Karadeniz kıyılarında Karadeniz’in dibindeki antik uygarlıklara ait
kalıntıları incelemek üzere bir araştırma gezisine çıkmıştı. Bu
gezide yöre halkı da onları onaylarcasında Karadeniz’in
derinliklerinde “birşeyler” olduğunu dair hikayeler anlatmıştı.
Birkaç yıl süren öncü araştırmalardan sonra Karadeniz’in oksijensiz
derinliklerinde batıkların ve hatta mumyalaşmış insan
kalıntılarının olduğuna kanaat getiren Hiebert, asıl araştırmayı
başlatmaya hazırlanıyor. Nuh'un gemisinin peşinde Karadeniz’in
dibinde yapılacak çalışmaların Bronz Çağı, Roma ve Bizans dönemleri
ve Hıristiyanlığın Rusya’ya yayılmasıyla ilgili önemli ipuçları
verecek. 27 Temmuz’da başlayacak olan iki haftalık ekspedisyon 5
milyon dolarlık bütçe ile destekleniyor. Karadeniz günümüzden 7500
yıl önce tatlı su iken meydana gelen büyük bir deprem ve artçı sel
felaketleriyle tuzlu su doldu. Bunun sonucunda birçok canlı ölürken
kıyılarda sular altında kaldı. Bazı bilimadamları bu sel
felaketinin İncil’deki ‘Nuh’un Gemisi’ hikayesi ile bağlantılı
olabileceğini savunuyor. Hiebert’in amacı da zaten bu sel
felaketinden sonra sulara gömülen Karadeniz uygarlıklarını ve bu
felaketin İncil ile bağlantısını ortaya çıkarmak. Ekspedisyon
‘telepresence’ yöntemiyle tüm akademik çevreler tarafından
izlenecek. Titanik’in batığını bulan Robert Ballard da University
of Rhode Island’da kurduğu Karadeniz Enstitüsü’nden ekspedisyona
bağlanacak. Batıklara ulaşıldığında, dalgıçların çekeceği batık
görüntüleri ve diğer sualtı ekspedisyonları da webkameralarından
internette gösterilecek. Antik çağların ticaret limanı: Sinop
Arkeologlar ve Okyanusbilimcilerden oluşan ekip çalışmalarına antik
çağlarda en önemli ticaret limanı ve kültür kenti olan Sinop’tan
başlayacak. Bilimadamları Sinop’un antik dönemde Kırım’a
zeytinyağı, bal ve havuç şeklinde kavanozlara paketlenmiş demir
ihraç ettiğini ve karşılığında şarap ithal ettiğini belirtiyorlar.
Demirin havuç inceliğindeki kavanozlara konması dünyadaki ilk
paketleme teknolojisi olarak niteleniyor. Bilimadamları Sinop’un
Güney Karadeniz’in Kuzeye en yakın nokta olduğunun antik çağ
denizcileri tarafından da bilindiğini ve bu nedenle Anadolu’nun
kuzeyde en işlek limanı olduğunu belirtiyorlar. Batıklar ink günkü
gibi çıkacak Karadeniz’in ortasında oksijen bulunmadığı içim bu
noktalarda bulunabilecek herhangi bir batık yada insan izi,
bilimadamlarınca “kusursuz” bir durumda olacak, zira oksidasyonun
yok derecede düşük olması nedeniyle insan cesetlerinin boğuldukları
günkü tazeliğinde korunmuş olması ihtimali herkesin
heyecanlandırıyor. Bundan önce yapılan 4 ayrı ekspedisyonda ‘Batık
D’ adlı bir geminin Karadeniz’in oksijensiz sularında o kadar güzel
korunduğu ortaya çıktı ki, geminin gövdesindeki işlemeler ilk günkü
gibi parlıyorlardı. Arkeologlar by deniz kazılarında antik gemi
yapımı ve ürünlerin yüklenmesi üzerine birçok bilgiye ulaşacaklar.
Florida State University’den deniz arkeoloğu Dr. Cheryl Ward bu
gemilerde “mürettebatın yolluğu olarak üzüm, mercimek
bulunabileceğini aynı zamanda ticareti yapılan ipek ve diğer
mücevverhata rastlanabileceğini” söyledi. Sinop açıklarında antik
kente inecek Arkeologlar Sinop açıklarında yaklaşık 120 metre
derinlikte 7500 yıllık bir uygarlığın kalıntılarına ulaşmayı
hedefliyorlar. Bilimadamları sözkonusu kalıntıların burnun ucunda
bir balıkçı yerleşimi olduğunu ve Karadeniz sularının 7500 yıl önce
yükselmesi sonucunda tüm köyün sular altında kaldığını
savunuyorlar. Herkül robotu ilk kez Karadeniz'de kullanılacak.
Ballard ve ekibi 2 metre büyüklüğünde ‘Herkül’ adlı bir robot
geliştirdiler, Herkül önce sualtına girerek köyün içinde dolaşacak,
uzaktan kumanda ile kontrole edilen robot köyden parçalar
toplayarak onları giverteye çıkaracak. Ekspedisyon başkanı Profesör
Hiebert, “projenin tüm deniz arkeolojisinde bir çığır açacağını”
vurgulayarak “başarılı olmaları durumunda tüm kıyıların deniz
ekspedisyonlarına açılacağını” aktardı. Nuh'un gemisi su yüzüne
çıkacak Şimdilik oldukça tartışmalı olmasına karşın, bu ekspedisyon
‘Nuh’un Gemisi’ ile ilgili ipuçları verebilir. Şu noktada
bilimadamları anlaşıyorlar, günümüden 7500 yıl kadar önce tüm
dünyadaki suların yükselmesi sonucunda Akdeniz taştı ve Boğazlardan
Marmarayı da içine alarak bir göl olan Karadeniz’i doldurdu. Deyim
yerindeyse bu sel felaketi suları o derece yükselti ki Karadeniz
160 metre kadar yükseldi ve 160 bin kilometre kare kadar alan
(Türkiye’nin 5’te biri) sular altında kaldı. Yakın zamana kadar
bilimadamları bu selin 9000 yıl önce meydana geldiğini ve uzun bir
zaman diliminde gerçekleştiğini düşünüyorlardı, ancak deniz jeoloğu
Walter Pitman ve William Ryan 1997’de bu selin 7150 yıl önce ve
aniden meydana geldiğini kanıtlauan makalelerini yayımladılar. Bu
makale bilim dünyasında bomba gibi düştü ve dikkatleri İncil’deki
betimlemesinde 40 gün 40 gece denen sel felaketine çevirdi.
Bilimadamları her ne kadar doğal olayın antik metinlerle
açıklanmasına ehemniyet vermeseler ve Nuh’un Karadeniz’de değil
Mezopotamya’da yaşadığına dikaat çekseler dahi 27 Temmuz’da
Sinop’tan başlayacak bu ekspedisyona şimdiden ‘Nuh’un Gemisi’ adı
takıldı bile.