Karaciç'e soykırım suçlamalarından biri düştü

Soykırım suçlamasıyla yargılanan eski Bosnalı Sırp lider Radovan Karaciç'in, davasının tamamen düşmesi için yaptığı başvuru reddedildi.

Ancak Lahey'deki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi, Karaciç hakkındaki iki soykırım suçlamasından birini yeterli kanıt toplanamadığı gerekçesiyle düşürdü.

Buna göre Mart-Aralık 1992 döneminde Bosna'nın çeşitli bölgelerinde soykırım işlendiği kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kanıtlanamadı.

Buna karşılık Srebrenitsa katliamı hakkında, kanıtlardan "soykırım amacının var olduğu sonucunun çıkarılabildiği" kaydedildi.

Karaciç, burada yaşananlardan haberi olmadığını söylüyordu ancak yargıçlar haberi olduğunu gösteren yeterince telefon konuşması ve toplantı kanıtı olduğunu belirtti.

Dolayısıyla dava devam edecek, savunma Ekim ayında kendi belgelerini sunmaya başlayacak.

10 suçlama daha var

67 yaşındaki Karaciç, 1990'lı yıllardaki Bosna savaşında binlerce kişinin öldürüldüğü saldırıların emrini vermekle suçlanıyor.

Kendi savunmasını yapan eski Sırp lider 11 adet soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı suç iddiasını reddediyor.

Karaciç'in yargılandığı olaylar arasında 44 ay süren Saraybosna kuşatması da bulunmakta. Kent bu süre içinde sürekli bombalanmış ve en az 12 bin kişi hayatını kaybetmişti.

1995'teki Srebrenitsa katliamında ise aralarında çocukların da bulunduğu 7 binden fazla Bosnalı Müslüman öldürülmüştü.

13 yıl firar hayatı yaşadıktan sonra 2008'de yakalanan Karaciç, çatışma bölgelerinde yaşananlardan haberi olmadığını savunuyor.

Savcılar, Karaciç'in eski Yugoslavya Cumhurbaşkanı Slobodan Miloşeviç gibi oyalama taktiklerine başvurduğundan endişe ettiklerini söylüyor.

Aynı mahkemede yargılanan Miloşeviç, oyalama taktikleriyle davayı uzatmış ve 2006'da karar açıklanmadan ölmüştü.

Hollanda'dan temyiz başvurusu

Hollanda hükümeti de bu hafta, Srebrenitsa katliamı sırasında üç Bosnalı Müslüman erkeğin ölümünden kendisini sorumlu tutan geçen yılki mahkeme kararına itiraz edeceğini söyledi.

Lahey'deki bir mahkeme, sözkonusu üç kişinin Bosnalı Sırp güçlere teslim edilmemesi gerektiği sonucuna varmıştı.

Böylece ailelere tazminat yolu açılmıştı.