Karabekir Atatürkü tutukladı mı?
Abone olMustafa Kemal Paşa askerlikten istifa etmişti. Karabekir bir bölük askerle geldi. Derler ki Paşa'yı tutukladı. Gerçekler onun günlüğünde yazıyor.
Kazım Karabekir'in kızı Timsal Karabekir Fatih Altaylı
ve Murat Bardakçı'nın hazırlayıp sunduğu Teke Tek Özel programında
babasının günlüklerinin basıldığını, çok yakında piyasada olacağını
söyledi.
Babasının hayatıyla ilgili en küçük detayı bile not aldığını söyleyen Timsal Karabekir tarihi bir yanılgıyı da düzeltti.
KAZIM KARABEKİR ATATÜRK'Ü TUTUKLATTI MI?
Tarihte, Mustafa Kemal'in Samsun'a çıktıktan sonra askerlikten istifa edince Kazım Karabekir tarafından önce tutuklandığı, sonra serbest bırakıldığına dair bir şaiya vardır. Karabekir'in kızı Timsal Karabekir bu söylentiyi de yanıtladı.
Timsal Karabekir Atatürk'ün istifa ettiği günü şöyle
anlattı:
"Mustafa Kemal Paşa bugün Erzurum'da Atatürk evi olan evde kalıyor.
Rauf Orbay'la bir masabaşında otururken -istifa etmiştir artık,
sivildir- içeriye Kazım Dirik giriyor. En güvendiği kurmayı...
Paşam diyor "İstifa ettiniz, bundan böyle kimden emir
alacağım, elimdeki dosyaları kime teslim edeceğim." Çok
üzgün Mustafa Kemal Paşa: "Gördün mü Rauf" diyor
"Askerlikten istifa edince bir saat önce sen her şeysin
diyen kişiler bir saat sonra sen yoksun diyor" O sırada
yaveri Cevat Abbas içeriye giriyor ve "Paşam" diyor "Kazım
Karebekir bir bölük askerle gelmekte" Rauf Orbay
anılarında diyor ki "bir an sarardı Mustafa Kemal"
Çünkü biliyor aldığı emri, gelecek onu tutuklayacak... Kazım
Karabekir içeriye giriyor. Sivil olan Mustafa Kemal Paşa'nın önünde
bir asker selamı çakıyor. "Paşam" diyor "dün olduğu gibi
bugün de bütün kolordumla emrinizdeyim. Sizi koruması için bir
bölük asker getirdim"
SABAHA KADAR GÖRÜŞMÜŞLER
Altaylı'nın kısa bir süre de olsa tutuklamamış mı? sorusuna Bardakçı yanıt verdi: "Tutuklama değil de uzun bir görüşme yapmışlar. Anılarında 'bütün bu vaziyeti konuştuk' diyor. Defterde "7 Temmuz gecesi akşam M Kemal Paşa ile yemekten sonra sabaha kadar konuştuk" diye yazmış. Bir tartışma geçmiş aralarında. Fakat sonunda 'Paşam emrinizdeyik' demiş. 8 Temmuz da da "Vaziyet hakkında kati karar verdik, Kemal Paşa da benim gibi düşünüyor" diye yazmış...
GÜNLÜKLERDEKİ DİĞER NOTLAR İSE ŞÖYLE:
[PAGE]
Bardakçı Karabekir'in günlüğünden bazı sayfaları da şöyle
okudu:
19 Mayıs sayfasında ise "Mustafa Kemal Paşa bugün Samsun'a
çıkmıştır. İnşallah muvaffak olacaktır" diye yazmış. Biliyor yani
her şeyi...
21 Mayıs... M. Kemal Paşa'dan ilk şifre diye yazmış...
26 Temmuz... Milli Teşkilatları bir an önce kurmamız gerekli...
Mustafa Kemal Paşa ile görüştük...
DİĞER NOTLAR İSE ŞÖYLE
13 Ocak 1906 (31 Kânunuevvel 1321)
Cumartesi
Beyazıt Kütüphanesine Tarih-i Cevdet’in Cilt 12’sini okumaya devam
ettim. Yeniçerilerin lağvında 6 bin (gerek Dersaadet’te, gerekse
taşrada) asi öldürülmüş.
HUZURDA KABUL BUYURULDUM
11 Nisan 1919 Cuma
Selamlığa gittim. Huzurda kabul buyuruldum. Genç kumandanların bir
an evvel Anadolu’ya tayinini tekrar rica ederim. Silahlar
toplanıyor felaket dedim. İltifat ve dua ettiler. Cuma selamlığı
olduğu için daha fazla görüşmek münasip olmadığını ilave
buyurdular. (Yani nezaketen anlattılar ki hususi ziyaret
lazım.)
(*) Şevket Turgut Paşa’ya: Şarkta milli mukavemet esaslarını
kuracağımı söyledim.
12 Nisan 1919 Cumartesi
Hareket. Gülcemal ile. Zevalde ilan edilse de ateşçiler noksanmış.
Akşama kalktık. Kızkulesi ile Selimiye arasında demirledik. Geceyi
vapurda geçirdik.
23 Nisan 1920
Tarihimizde bu kadar koyu bir taassupla , dini merasimle hiçbir
meclis açılmamıştır. Fetvaları takip eden bu muazzam ihtifaller
acaba yer yer başlayan kıyamlara (ayaklanmalara) karşı bir sigorta
mı olacağı düşünüldü? Ne olursa olsun, selâbetle (inançla) taassubu
Meclis-i Millinin başlangıç gününden ayırmak ihtiyatlı olurdu. Yani
ne cuma gününü seçmeye ve ne de velveleye lüzum yoktu. Beliğ
(Güzel)bir dua lâzımı tesiri iyi yapardı.
KEMAL PAŞA'NIN NİKAHINA GİTTİK
29 Ocak 1923 Pazartesi
4:00 sonra Kemal Paşa’nın nikahına gittik. Paşa Latife
Hanımla karşılıklı oturdular. Fevzi Paşa ve ben Paşanın
şahidi olarak tarafeynine. Vali Abdülhalik Beyle, yaveri Salih Bey
hanımın tarafeyninde. Paşa imama dedi ki: Ben Latife
hanımla evleneceğim, muamele-i lazimesini yapınız. İmam da
tarafeyne sordu. Mihr-i muaccel beynehümâda, mihr-i müeccel 10
dirhem gümüş olarak nikah kıyıldı. Çaydan sonra herkes çekildi. Biz
hususi kaldık. 2:00’den sonraya kadar.
19 Ocak 1948
Meclis. Divan.
İstanbul’dan telefon: Kartal’a su getirilmiş. Parti başkanı halkın
teşekkür ve samimi duygularını bildirdi.
PAŞAMI KAYBETTİK, NE KADAR ACI DUYSAK YERİDİR
25 Ocak 1948
(Eşi İclal Hanımın yazısı) Öğleden sonra saat 5’te sıkıntı geldi.
Hemen doktoru çağırdım. Kalp hastalığı olduğunu söyledi ve tedaviye
başladı. Geceyi rahatsız geçirdi. Sabah saat yedide gayet iyi idi.
(İclal Karabekir)
26 Ocak 1948
Paşam vefat etti. Paşamı ebediyen kaybettik. Ne kadar acı
ıztırap duysak yeridir. Felaket tahammülü pek güç.
28 Ocak 1948
Pek kalabalık bir merasimle sevgili paşamı şehitliğe defn ettiler.
(İclal Karabekir)