Star'dan Mustafa Karaalioğlu ve
Milliyet'ten Mehmet Tezkan.. Kurulmuşlar NTV
ekranına, Wikileaks'ın dünyayı sarsan belgelerini
konuşuyorlar...
Mirgün Cabas, acı gerçeği her ikisinin yüzüne vurunca:
-İnternet bu belgeleri yazdı, gazeteler üç gün sonra
yayın yapabildi.
Sazı önce Mustafa Karaalioğlu aldı eline:
-İnternet'in geldiği nokta tartışılamaz. Ancak, bir
gerçek var ki, İnternet'teki ham bilgileri gazeteler daha iyi
değerlendirdiği için etkili oldu.
Mehmet Tezkan'ın açıklaması ise tam bir facia:
-Şimdi bakın, gazeteler yayında çok etkili oldu.
Gazeteler bu konuyu ele almasaydı, belgeler İnternet'e düşmüş
olurdu ve bu kadar etkili olmazdı.
Yuh Mehmet!
Yuh!
***
Pardon birader...
WikiLeaks ne?
İnternet sitesi değil mi?
Peki ne yaptı bu İnternet sitesi?
Dünyayı sarsmadı mı?
NTV ekranına seni bu sitenin yayınları çıkarmadı mı?
O site çökünce, dünyanın dört bir yanındaki İnternet siteleri
devreye girmedi mi?
Peki Mehmet kardeşim...
Güzel arkadaşım...
Bu belgeler çatır çatır İnternet sitelerinde gecenin bir
vaktinde yayımlanırken. Facebook'ta, Twitter'da, senin
ismini telafuz edemeyeceğin bir çok İnternet sitesinde, bu belgeler
gönüllü İnternetçiler tarafından tercüme edilirken, sen neredeydin,
ne yapıyordun?
Mışıl mışıl uyuyordun kardeşim...
Sabah kalktığında ne gördün?
Elindeki kağıt parçasında hiçbir şey göremedin?
Sonra...
Ekrana baktın...
"Son dakika" haberlerini gördün doğru mu?
Peki ya sonra Mehmet, sonra ne yaptın?
Gazetecilik dürtülerin seni nereye sürükledi kardeşim?
İnternet sitelerine?
Okudun mu?
Bilgilendin mi-?
Hem de gün boyu...
Peki niye yediğin ekmeği inkar edersin kardeşim?
Niye o belgeleri gözüne gözüne sokan, o bilgileri beynine
beynine vuran İnternet sitelerinin emeğini inkar ediyorsun
Mehmet?
Niye?
Sen, İnternet sitelerini küçümseyerek, etkisini yok
sayarak, büyük olduğunu mu sanıyorsun kardeş?
Küçülme!
Ve unutma... Sen varlığını bugün küçümsediğin İnternet
sitelerine borçlusun! Seninle ilgili İnternet sitelerinde gırla
yapılan haberler olmasaydı sen yoktun, olmayacaktın!
***
Sana gelince Mustafa kardeş!
Ham ne demek?
Ne yapacaktı İnternet siteleri, ham bilgileri alıp, senin gibi,
diğerleri gibi kendine mi yontacaktı. Mesela biz o belgelerin ham
halini yayımladık, Sözcü gazetesi kendine pay çıkarıp, Başbakan
Erdoğan'ın "İsviçre'deki banka hesapları"nı
manşetine çıkardı. Sen bir başka şey yaptın, Türkiye'nin nasıl
büyük olduğunu anlattın.
Bu mudur senin farkın?
Ne ayıp!
***
Yahu kimse size bizi baştacı edin demiyor.
Kimse bize destek olun demiyor.
Zaten olmuyorsunuz.
Zaten kılınızı kıpırdatmıyorsunuz küçücük bir yasa için.
Niye?
Korkuyorsunuz.
Biz geliyoruz diye korkuyorsunuz.
Yok olmaktan korkuyorsunuz.
Evet Mustafa hiç gülümseme, korkuyorsunuz...
Ama korkunun ecele faydası yok...
Dünya İnternet'e doğru koşuyor.
Biz çok ilerideyiz...
Sizi de koşturacağız...
Yorulacaksınız ama, ne yapalım katlanacaksınız.
Geride kalmanın bedelini ödeyeceksiniz.
Ne zaman?
Çok uzak değil Mustafa...
2011...
Evet Mehmet 2011...
Sizlere kalıcı yeni iş yapıları açılıyor...
Sektör büyüyor, istihdam imkanı artıyor...
Peki...
Siz bugün küçümsediğiniz o sektörde iş bulabilecek
misiniz?
Sanmam kardeşler...
Çünkü çok ama çok geridesiniz!...
***
Geride olmasaydınız...
Dünyayı sarsan bir İnternet sitesinin yaptığı ortadayken...
Siz ekranlara çıkıp, utanmadan, sıkılmadan İnternet
sitelerinin gücünü küçümsemezdiniz...
Bugün ve bu yazı, her ikinizin de alnında kara bir leke olarak
Google'a geçecek bunu da bilesiniz!