Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç.Dr. Turan Civelek, Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ile birlikte yaptıkları araştırmalar sonucu kara turpun böbrek taşı oluşumunu önlediğini ve tedavisinde kullanıldığında olumlu sonuçlar elde ettiklerini açıkladı. Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç.Dr. Turan Civelek, Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ile birlikte yaptıkları araştırmalar sonucu kara turpun böbrek taşı oluşumunu önlediğini ve tedavisinde kullanıldığında olumlu sonuçlar elde ettiklerini açıkladı. Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç.Dr. Turan Civelek, Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ile birlikte yaptıkları araştırmalar sonucu kara turpun böbrek taşı oluşumunu önlediğini ve tedavisinde kullanıldığında olumlu sonuçlar elde ettiklerini açıkladı. Proje yürütücüsü Doç.Dr. Turhan Civelek, AKÜ Veteriner Fakültesi ve Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ile birlikte Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından desteklenen bir proje geliştirdiklerini ve 3 yıla yakın çalışma sonucunda Afyonkarahisar ve Akdeniz bölgesinde çok yaygın bulunan kara turp bitkisinin böbrek taşı oluşumunun önlenmesi ve tedavisi yönünde önemli veriler ortaya koyduklarını söyledi. "Son dönemde dünyada idrar taşlarının sağaltımında ve önlenmesinde alternatif tedavi yöntemleri ortaya koyma yönünde ciddi bir eğilim ve çalışma var. Bizler de TÜBİTAK tarafından desteklenen bu projede günlük hayatta tüketilen ve halk arasında idrar taşlarının tedavisinde yer yer kullanımına rastladığımız bir bitki olan kara turpun renal kalsiyum- oksalat kristal birikimi üzerine aktivitesini ve yan etkilerini araştırdık." Prof.Dr. Esra Akkol, Doç.Dr. Alper Sevimli, Dr. Musa Korkmaz ve Dr. İpek Süntar'ın da yer aldığı araştırmanın sonuç raporunun hazırlandığını belirten Doç. Dr. Civelek, şöyle konuştu: "Ürolitler, yani halk arasında bilinen adıyla idrar taşları insan ve hayvan sağlığı açısından ciddi sorun teşkil etmektedir. Bu hastalık genel popülasyonda oldukça yaygındır. Toplumun yaklaşık yüzde 12'sinin bu hastalıktan muzdarip olduğu rapor edilmiştir. İnsanlarda renal taşların yüzde 70- 80'i oksalat ile kombine olmuş kalsiyumdan (kalsiyum- oksalat taşı) oluşur. Yanı sıra hayvanlarda da kalsiyum taşları oldukça yaygındır. Günümüzde taş tedavisinde litotripsi (taş kırma) ve cerrahi uzaklaştırma metotlarına sıklıkla başvurulmaktadır. Bununla birlikte mevcut bu yöntemlerin maliyeti yüksektir. Enfeksiyon ve nüks riski ise fazladır. Bu uygulamalarda tedavide kesin sonuç ise her zaman alınamamaktadır. Çalışmaların çok olumlu sonuçlar verdiğini vurgulayan Doç. Dr. Civelek, "Çalışmamızda 4 farklı ekstre, değişik dozlarda kristal (kum) birikim sürecinde ve sonrasında denendi. Elde ettiğimiz sonuçlar mevcut idrar ve böbrek taşı tedavi yöntemlerine alternatif veya ek olabilme potansiyeline sahip yeni bir yaklaşım ortaya koydu. Bu yönde değerli veriler elde ettik. Taş tedavisinde ve yanı sıra taş oluşumunun önlenmesi yönüyle yani korunma amaçlı kullanılabilecek bitkisel bir ilaca doğru giden yolda ilk adım atılmıştır" diye konuştu. Araştırmanın yaklaşık 3 yılda tamamlandığını kaydeden Doç. Dr. Civelek, bu çalışmada kullandıkları bir ekstrenin böbrekte kristal birikimi, böbrek taşı oluşumu üzerine olumlu anlamda etkili olduğunu gösterdiğini, elde ettikleri sonuçların olası etki mekanizması hakkında da değerli veriler ortaya koyduğunu söyledi. Doç.Dr. Civelek şöyle devam etti: " Ayrıca kullandığımız farklı kara turp ekstrelerinin başta böbrek ve karaciğer fonksiyonu olmak üzere sağlık açısından önemli bir yan etkisinin olmadığını da belirledik. Dünya bilim literatürü tarandığında, dizaynı ve metodu ile bir ilk olan bu araştırma kalsiyum- oksalat bazlı ürolitlerin ve nefrolitlerin tedavisi ve taş oluşumunun önlenmesi yönünde gerçekleştirilecek ikincil çalışmaların önünü açacaktır. İnancım odur ki bu alanda araştırmaların yoğunlaşması ile idrar ve böbrek taşlarının kesin tedavisinde veya önlenmesinde kullanılabilecek bir formülasyona kısa zamanda ulaşılacaktır. 'Böbrek taşı problemine kesin çözüm artık birkaç adım ötemizdedir' dersek yanılmış olmayız."