Kapkaça karşı özel güvenlik
Abone olÖzel güvenlik elemanının cop veya silah taşıma yetkisi yok. Tek yaptığı 155 polis imdat servisini aramak...
Cihangir Coşkun Sokak sakinlerinden 16 apartman yöneticisi bir
araya gelerek sokağın güvenliğini sağlaması amacıyla iki özel
güvenlik memuru tuttu. Beyoğlu Nevizade Sokak'taki özel güvenlik
görevlileri, beş senedir Nevizade'de daha huzurlu rakı sohbeti
peşindeler. Aynı durum, balık restoranları, dansözleriyle ünlü
meşhur Kumkapı'da da geçerli. Tekstil sektörünün kalbinin attığı
Osmanbey Şair Nigar Sokak'ı Osmanbey Tekstilci İşadamları Derneği
OTİAD'ın tuttuğu güvenlik ekipleri koruyor. Pek yakında faaliyete
geçecek, Beyoğlu'ndaki Fransız Sokağı'nın da alt ve üst kısmında
şimdilik iki özel güvenlik görevlisi bekliyor. Sokak faaliyete
geçince güvenlik görevlilerinin sayıları daha da artacak. Beyoğlu
İpek Sokak'taki bar sahipleri, bir araya gelerek aynı sistemi İpek
Sokak'ta da kurmaya çalışıyorlar. Kadıköy Belediye Başkanlığı,
kendi zabıta kadroları vasıtasıyla güvenlik hizmeti verilmesi
uygulamasına gidiyor. Böylelikle, özellikle Salı Pazarı gibi
hırsızlık ve kapkaç olaylarının yoğunluk gösterdiği yerlerdeki
vukuatlar artık daha az yaşanıyor. Denizli Belediyesi de, yeşil
alanlarını özel güvenlik görevlileri ile koruyor. Bazı belediyeler,
binalarının korunması için de özel güvenlik şirketlerinden hizmet
alıyor. İlk ve orta öğretim düzeyindeki okullardan üniversitelere,
birçok okul özel güvenlik hizmeti alıyor. Türkiye'nin en önde gelen
okulları da buna dahil elbet. Sadece okullar mı, son üç senedir,
özel güvenlikle korunan site harici apartmanların sayıları da
günden güne artıyor. Özel güvenlik elamanı tutmanın bedeli 300 ila
800 milyon TL arası değişiyor. Güvenlik görevlilerinin eline geçen
ücret ise işini kurallara bağlı, ciddi yapan bir şirketle
çalışıyorsa 400-500 milyon arasında değişiyor. Bu görevlilere aynı
zamanda yemek ve yol masrafı da ödeniyor. Bu arada, bir de emekli
polislerden TSK çalışanlarına pek çok kişinin kurduğu şirketler var
ki, bunlar çoğu zaman SSK primleri gibi primleri ödemiyorlar. Bu
tür şirketlerde çalışan görevlilerin ellerine geçen paraysa 300 ile
350 milyon arasında değişiyor. Bir de sürekli artan bu şirketlerin
piyasada oluşturdukları bir kaos var. Bunu çözecek olan da herhalde
Meclis'e sunulan yeni yasa tasarısı olacak. GÜSOD yani Güvenlik
Sistemleri ve Gözetim Organizasyon Derneği'ne bağlı Securverdi
Güvenlik Şirketi Satış Pazarlama Müdürü Figan Özel'in belirttiğine
göre; Emirgan'dan Merter'e gücü yetebilen pek çok kişi, site ve
apartmanlarını özel güvenlik görevlilerinin korumasını tercih
ediyor. Füme Güvenlik Sistemleri Genel Koordinatörü Elif Gamze
Ülkü'nün açıklamalarına göre de, apartmanlarına özel güvenlik
ihtiyacı duyan kişilerin sayısı son bir senedir, özellikle de geçen
temmuz ayından bu yana büyük artış gösteriyor. Öyle ki, neredeyse
New York'un 'tehlikeli' mahallelerine dönmüş İstanbul haricinde,
Gaziantep gibi pek çok kentten de özellikle elektronik koruma
sistemleri talebi oldukça yüksek. "Artan hırsızlık ve kapkaç
sebebiyle ortam öyle bir hale geldi ki, Esenkent, Bahçeşehir, Göksu
Evleri gibi özel güvenlik ekiplerince korunan sitelerin içindeki
apartmanlar bile sadece kendi apartmanlarına özel, güvenlik
görevlileri ile çalışıyorlar" diyor Elif Gamze Ülkü. 7 Mart 2003
tarihinde, Abdi İpekçi Spor Tesisleri'nde Türk Polis Günü'nü
kutlamak üzere yapılan Polis Gecesi'ne bile GÜSOD'un güvenlik
hizmeti verdiğini düşünürsek, özel güvenlik ihtiyacı bayağı bir
gerekli ve ciddiye alınması gereken bir ihtiyaç gibi gözüküyor.
Ancak acaba son durum itibarıyla pıtır pıtır çoğalan güvenlik
şirketlerinin kaçı gereği gibi çalışıyor? Şu anda Türkiye'de,
"Elemanlı güvenlik" olarak adlandırılan, genellikle TSK veya
polislikten emekli pek çok kişinin kurduğu 600'ün üzerinde şirket
var. Bu şirketlerin böyle amip gibi çoğalmalarının nedeni de ilk
etapta sektördeki yasal boşluk. İçişleri Bakanlığı'na bağlı
GÜSOD'un başkanı İskender Tangaç'ın söylediğine göre, bu konuda
Meclis'e sunulan yasa tasarısının kabul edilmesi halinde,
şirketlerin sayısı 30'a kadar düşebilecek. Çıkacak yasa konusunda
kamuoyunu bilinçlendirmek, yasanın daha iyi çıkabilmesi için fikir
akışı sağlamak amacıyla GÜSOD'un 23 Eylül 2003 Ankara Forumu'nda
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu da yeni tasarının önemine dikkat
çekmiş ve "Tasarıda yapılacak değişiklik ile, özel güvenlik
şirketlerinin önü açılacak ve kendi bünyelerinde özel güvenlik
teşkilatı kurmaları, ekonomik olmayan şirketlerin de özel güvenlik
şirketlerinden hizmet satın almaları mümkün olacaktır. Bu sayede,
güvenlik ihtiyacı duyan kurum ve kuruluşlar, spor müsabakalarında,
sahne gösterilerinde ve her türlü toplantılarda, bu amaçla kurulmuş
özel güvenlik şirketlerinden hizmet satın alabileceklerdir..."
şeklinde konuşmuştu. Şu anda gereği gibi profesyonelce çalışan,
banka gibi kuruluşları koruyan ve silah taşıma yetkisi olan
güvenlik şirketleri, 2495 sayılı yasa çerçevesinde çalışıyor.
Bunların sayısı da küçümsenemeyecek kadar fazla. Son durum
itibarıyla 2873 kamu kuruluşu, 2330 özel kurum ve kuruluş, 6538
kamu bankası ve özel banka, özel güvenlik teşkilatları ile
çalışıyor. Toplam 11.741 kuruluşta 106.940 kişiye ulaşan personel
sayısı ile özel güvenliğin artık ciddi bir hizmet ve istihdam
sektörü haline geldiği açık sanırız: Alışveriş merkezleri,
hastaneler, okullar, sanayi tesisleri, havaalanları, konutlar,
kuyumculuk gibi özel ve yüksek düzeyli güvenlik gerektiren fuarlar,
para ve kıymetli emtia taşımacılığı, özel güvenlik teşkilatı
kurduran başlıca kuruluşlar... Bu kadarını elbetteki hepimiz
biliyoruz ancak mahallelerin özel güvenlik ile çalışmaları, haliyle
"O zaman polis ne yapıyor?" sorusunu akla getiriyor; ancak şu da
unutulmamalı ki, bu görevliler öncelikle polis ve jandarmaya bağlı
olarak çalışıyorlar ve ekiplerle sürekli temas halindeler. Bir de
suç oranının giderek arttığı İstanbul'a az gelen emniyet personeli
durumu var. Mesela Beyoğlu için emniyetin 26'sı resmi, 4'ü sivil
olmak üzere toplam 30 gezici polis ekibi bulunuyor. Polisle
birlikte çalışan güvenlik şirketleri de, polis de bu dayanışmadan
gayet memnun. Sadece caydırıcı konumda kullanılan, ne silah, ne de
cop yetkisi bulunmayan bu görevlilerin tek yaptıkları, aykırı bir
durum gördüklerinde hemen 155'i aramak veya oradaki ekiplerle temas
haline geçmek. Şişli Emniyet Müdürlüğü'nde görev yapan, Güvenlik
Şube Müdürü Mehmet Akdoğan'ın söylediğine göre, polisin görevi tüm
kamuyu korumak, dolayısıyla her apartmana bir polis dikmek mümkün
ve mantıklı değil. Bu durumda özel güvenlik görevlileri, polisin
yükünü biraz da olsa azaltıyor. Alarm kuran şirketlerden özel
güvenlik koruması sağlayan şirketlere kadar her türlü yasal
güvenlik şirketinin dosyası 1999'dan bu yana hizmet veren Güvenlik
Şube Müdürlüğü'nde bulunuyor. Esasen o dosyalarda olmayan çok
sayıda şirketin kontrolüne gelince; Akdoğan bunların tespiti için
vatandaşları duyarlı olmaya ve bu kuruluşları kendilerine
bildirmeye çağırıyor. Bazı alışveriş merkezleri ya da apartman
koruması 2495 sayılı yasaya girmiyor aslında. Emniyet bunu bilse
de, önemli olan o güvenlik görevlilerinin iyi niyeti. Külhanbeyi
kesilip görevini suiistimal eden şirketler ise gerekli işlemi görüp
kapatılıyorlar. Emniyet'in iyi niyetli kuruluşlara müdahale
etmemesinin başlıca sebebiyse valiliğin milli gelire faydası olan
kuruluşlar için çıkardığı tebligat. Güvenlik şirketi kurmak için
gereken yasal prosedüre göre öncelikle valiliğe başvurmak
gerekiyor. Daha sonra bu başvurular, İl Koordinasyon Kurulu'nda
onaylanıyor. Son olarak da Bakanlar Kurulu onayı ile şirket
faaliyete geçiyor. Sonrasında da görev bütün şirketlerin kaydını
tutan emniyete kalıyor. Banka korumaları gibi kuruluşların güvenlik
personelleri, özel olarak emniyet tarafından üç aylık bir eğitime
tabii tutuluyor ve pek çok bilginin yanında silah kullanmayı da
öğreniyorlar. Örneğin geçen sene 1100 personel, Etiler Polis
Karakolu'nda eğitim görmüş. 11 bin personelin eğitimi ise hâlâ
sürüyor. Büyük kuruluşları koruyan güvenlik görevlilerinin dışında
kalanlarınsa, askerliğini yapmış ve karate kursları gibi kurslardan
sertifika almaş olmaları yeterli. Şirketin verdiği bir aylık eğitim
sürecinden sonra göreve başlayabiliyorlar. Mesela şu anda Fransız
Sokağı olan Cezayir Sokağı'nı koruyan Mehmet Topaç, öncesinde
otopark görevlisi olarak çalışıyormuş. Tüm bu özel güvenlikçileri
sokaklarda görünce, "O kahverengi elbiseli bekçilere ne oldu?" diye
soruyor insan haliyle. Bekçilere gelince; onlar artık polis
merkezlerinde görev yapıyorlar. Şu anda polis merkezleri ve
ilçelerde 3 binden fazla bekçi çalışıyor ve bekçi alımları da
durdurulmuş durumda. Öyleyse bize de, son durum itibarıyla; "Güle
güle bekçiler, hoş geldiniz güvenlik görevlileri" demek kalıyor.
Kaynak : Tempo