Kapı gibi hükümet!
Abone olDışişleri Bakanı Yaşar Yakış, ABD'nin Türkiye'ya yaptığı baskıları anlattı ve ağzından şu sözler döküldü:
Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Türkiye ile ABD arasında süren
görüşmelerle ilgili olarak ''Biz de kapı gibi duruyoruz AB
karşısında'' dedi. Yakış, görüşmelerin askeri, ekonomik ve siyasi
alanlarda sürdüğünü ifade ederek, paranın bin tane konudan biri
olduğunu, ayrıca Türkiye'nin para pazarlığı yapmadığını söyledi.
Yakış, gazetecilerin, yabancı askerlerin Türkiye'ye kabul edilmesi
ve Türk askerlerinin yurtdışına gönderilmesine ilişkin Başbakanlık
Tezkeresi'nin 25 Şubat Salı gününe ertelendiği yolundaki haberleri
hatırlatması üzerine, ''Daha önceden tezkere için açıklanmış bir
tarih yoktu ki ertelensin'' dedi. Dışişleri Bakanı Yakış,
görüşmelerde tıkanma olmadığını, ABD tarafına tezkerenin 18
Şubat'ta gelmesinin zor olduğunu söylediklerini hatırlattı. ''ABD
müzakerelerde bastırıyor mu?'' sorusu üzerine Yakış, ABD ile
Türkiye arasındaki müzakerelerde her iki tarafın da elinden
geldiğince bastırdığını, bunun bütün müzakerelerde olağan bir tavır
olduğunu söyledi. Yakış, ''Biz de kapı gibi durmaya çalışıyoruz ABD
karşısında'' diye konuştu. Yakış, bir gazetecinin, ''kapı gibi
duruyor muyuz yoksa durmaya mı çalışıyoruz?'' soruna ise
''Duruyoruz. Yani herkesin kendi pozisyonunun arkasında sağlam
durması meşru bir şeydir'' diye yanıtladı. Bir başka soru üzerine
Yakış, görüşmelerin askeri, siyasi ve ekonomik konularda
yürütüldüğüne dikkati çekti. Yakış, ABD ile yapılacak anlaşmalarda
Kongre onayı şartının istenip istenmediği sorusu üzerine de şöyle
konuştu: ''Önce mutabakata varılan hususların ortaya çıkması lazım.
Ondan sonra bu mutabakattaki maddelerin kongre onayından geçmesi
gerekir mi gerekmiz mi ona bakacağız. Daha hangi konularda
mutabakat hasıl olduğu ortaya çıkmadan her aşamada (bu da kongre
onayına tabidir, şu da kongre onayına tabi değildir) diye bu
aşamada yapılması gerekli bir şey değil.'' ''PARA KONUSU...''
Yakış, ABD ile yürütülen görüşmelerin para konusunda tıkandığı
yolundaki haberlerin hatırlatılması üzerine de ''Para, bin tane
konudan bir tanesi. Biz para pazarlığı yapmıyoruz ki... Türkiye'nin
siyasi, askeri ve ekonomik alanda uğrayacağı zararları dile
getiriyoruz. Böyle bir tıkanıklık lafının karşılığı olacak bir şey
yok'' diye konuştu. ABD tarafının bugünkü görüşmeye katılmadığını
hatırlatan bir gazeteciye de Yakış, bunun, görüşmelerin kesildiği
anlamına gelmediğini söyledi. Yakış, ''Talimatları olmadığı için
(toplantıyı bekletelim) dediler'' diye konuştu. Yakış, ABD kaynaklı
bazı haberlerde ''Türkiye'ye 48 saat tanındığı'' yolunda ifadeler
yer aldığının hatırlatılması üzerine, ''48 saat ne zaman başladı?''
diye sordu. Gazetecilerin, konunun Başbakan Abdullah Gül ile ABD
Dışişleri Bakanı Colin Powell arasındaki görüşmede bu sürenin
verildiği yolunda haberler bulunduğunu söylemesi üzerine Yakış,
''Buna göre yarın öğleden sonra bu süre doluyor. Bu süre sonunda
kim ne yapmazsa kim ne yapacakmış? Eğer konu tezkere ise tezkereye
temel teşkil edecek bir anlaşma lazım. O anlaşma ortada yoksa
tezkereyi nasıl sevkedeceğiz?'' dedi. ''ONLARIN TAKVİMİ VARSA,
BİZİMKİ DE VAR'' Yakış, görüşmelerde gelinen noktanın sorulması
üzerine de ''bu hafta anlaşma da olabilir ama Meclis'in çalışma
takvimini düşünürseniz, tezkeriyi sunmak mümkün olmaz'' diye
konuştu. Bir gazetecinin, ''ABD, Türk tarafının çalışma takvimini
bekleyecek gibi durmuyor'' yorumu üzerine de Yakış, ''Onların
takvimi var ama bizim de bir takvimimiz var. Bir de Meclisimizin
takvimi var'' yanıtını verdi. Yakış, görüşmelere ilişkin bir başka
soru üzerine de ''Görüşmelerde sona yakınlarda bir yerdeyiz'' dedi.
'KUZEY CEPHESİNDEN VAZGEÇİLMESİ MALİYETLİ' ABD kaynaklı haberlerde,
Türkiye'nin gerekli kararı almaması durumunda, ABD'nin Kuzay
Irak'taki Kürt oluşumlarıyle birlikte hareket edeceği yorumlarının
yer aldığınız hatırlatılması üzerine de Yakış, ''Hiçbir zaman bize
böyle bir şey iletilmedi. Böyle bir şey olursa Kürtleri tanımış
olurlar. Kürtlaeri rejim muhalifi olarak esasen tanıyorlar. Ama
ondan öte ne yapacaklar? Devlet kurulmadı ki... Şimdiye kadar tam
aksini söylediler'' diye konuştu. Yakış, ABD askerlerinin Akdeniz
açıklarında beklediği ve Türkiye'nin izin vermemesi durumunda bu
birliklerin Irak'ın güneyine kaydırılacağı yolundaki haberlerin
hatırlatılması üzerine, şunları söyledi: ''İhtimalden ziyade Kuzey
seçeneğinden vazgeçilmesinin ABD için önemli bir maliyeti olacağını
herkes görebilir. ABD'liler bunu bize çeşitli defalar söylediler.
Onlar bunu söylemese bile mantık da bunu gerektiriyor. Hariteye
baktığınız zaman Kuzey'den bir cephe açıldığında Irak'ın nasıl bir
kıskaç altına alındığını herkes görür. Dolayısıyla kimse söylemese
bile bir insan kendiliğinden Kuzey cephesinin açılmasının ne kadar
önemli olduğunu görebilir. Bunu bir Amerikalının söylemesi şart
değil. Ayrıca kendileri kuzeyden çephe açılmasına önem verdiklerini
bize söylediler. Biz de bunun idrakindeyiz.'' ''HİÇBİRİ DAHA
SIKINTILI DEĞİL'' Yakış, bir gazetecinin, ortada tezkere olmadığı
halde, İskenderun Limanı'nda ABD askerleri bulunduğunu hatırlatması
üzerine, bu birliklerin üslerdeki modernizasyon kapsamında
Türkiye'ye geldiklerini söyledi. Askeri, ekonomik ve siyasi alanda
yürütülen görüşmelerin üç ayrı paket halinde ele alındığını
belirten Yakış, en sıkıntılı paketin sorulması üzerine, ''Bence
hiçbiri diğerinden daha sıkıntılı değil'' dedi. Yakış, ABD'nin
istekleri arasında Türk askerinin sıcak çatışmaya girmesinin de
bulunup bulunmadığının sorulması üzerine, ''Hayır. Türkiye'nin
çatışma niyetiyle Kuzey Irak'a girmesi hiçbir zaman sözkonusu
olmadı. İnşallah olmayacaktır da'' dedi. Müzakerelerin tamamlanma
süresiyle ilgili sorular üzerine de Yakış, şunları kaydetti:
''Bazen, bir cümle bütün paketin yüzde 50'sini teşkil edebilir. Ama
bir cümledir. Ama o cümleye sizin verdiğiniz önem o kadar büyüktür
ki, paketin yarısı bir yana o cümle bir yana...(Yüzde 98'i bitti)
dersem bu hiçbir şey ifade etmez. O subjektif bir değerlendirme
olur. Diyelim ki, tesislere girip çıkacak askerlerin yaka kartının
masraflarının kimin tarafından ödeneceğini düzenleyen madde ile
Kuzey Irak'taki Türk askerlerine kimin komuta edeceği de bir
paragraftır ama ikisi aynı önemde değildir.''