Kapatın davası!

Hadi ÖZIŞIK hadi.ozisik@internethaber.com

Bu dava "kapatılma" davası mı, yoksa "kapatın" davası mı? Görüntüler, görüşmeler ve keskin görüşler, AK Parti'nin kapatılması için açılan davanın bir "kapatın" davası olduğunu ortaya koyuyor!
Peki, "kapatın!" diyen kim?
Ya da kimler, yargının vereceği kararı kendi lehine çevirmek istiyor?
Asker mi?
Değil!
Ama öyle bir izlenim var...
Askerden medet umanlar, kapalı kapılar ardında akla hayale gelmeyecek seneryolar üretiliyor! Askerin bu işin tam göbeğinde olduğu konuşuluyor. Ankara'ya her gidişimde, aynı şey benim de kulağıma fısıldanıyor:
-Asker böyle istiyor!
Peki, asker istedi (!) AK Parti kapatıldı diyelim?
Yetecek mi?
Hayır!
Bu işe baş koyanların en büyük hedefi AK Parti'yi parçalamak.
Bir başka deyişle, AK Parti parçalanmadıkça, yani azınlığa düşürülmedikçe kimsenin yüzü rahat görmeyecek...
O halde AK Parti'nin kapatılması şart!
Ankara'da dün edindiğim izlenim, bu konuda kılıçlar kuşanmış bile. 50'ye yakın AK Parti milletvekilinin kuşatma altında olduğu konuşuluyor. Dikkat ederseniz, AK Parti'den istifa edecek milletvekillerinin listesi yavaş yavaş yayımlanmaya başladı.
Özeti şu:
AK Parti'nin kapatılmasına baş koyanlar, kurbanın öldüğünden emin olmak için, yerde yatan cesede kurşun sıkmaya hazırlanıyor. Hedef, dönüşün önünü tamamen kapatmak!

 Yeni parti hazırlıkları
 Umudunu AK Parti'nin kapatılmasına bağlayan eski ve yeni siyasetçiler, "Milli Merkez Partisi" çatısı altında birleşme hazırlığı yapıyor.
Bu hazırlıklar yeni değil.
Ama anlaşmazlıklar yeni partileşmenin hızını kesiyor.
Her kafadan bir ses çıkıyor çünkü.
Daha doğrusu hekes "ben" diyor.
Hal böyle olunca, dağılmalar oluyor, arpa boyu kadar yol alınamıyor.
Kim?
Mehmet Haberal Hoca bir kez daha sahnede. Ama aktif değil, yeni oluşumlara dışarıdan destek vermeye hazır. Mustafa Özbek çok istekli, sürekli arayış içinde. Yaşar Nuri Öztürk bu işin bir yerinde ama siyasetten soğumuş gibi, liderlik sevdasını toprağa çoktan gömmüş.
Eğer bu hareketi fişekleyecek bir isim üzerinde uzlaşma sağlanırsa, AK Parti'nin kapatılma davasınının sonuçlanmasından  hemen sonra düğmeye başlanacak.

Fatih Terim okuttu mu?
İnançtır zaferleri getiren... Azimdir, yılmamaktır, bıkmamaktır, olumlu düşünmektir... Fatih Terim öyle yaptı, öyle yapıyor. İki maçta da hiç inancını yitirmedi milli takımın patronu.
Futbolcular sahada umutlarını yitirirken, Fatih Terim "sakin olun" diyebiliyor ve talebelerini fişekliyebiliyor.
Düşünüyor, düşüncelerini el hareketleriyle, mimikleriyle harekete geçirmeye çalışıyor.
Çek Cumhuriyeti maçı için ben de herkes gibi "bitti" dedim.
Dedim ama Terim'den gözümü hiç ayırmadım.
Bir hinlik düşündüğü o kadar açıktı ki...
O düşünürken vallahi de billahi de ulan bu adam şimdi bir mucizeyi gerçekleştirirse şaşırmayın dedim. Dediğim oldu ve millilerimiz yeni bir zafere imza attı.
Şimdi diyorlar ki, Terim yanlış sistemini düzeltti de zafer geldi. Olabilir, Hamit Orta sahaya çekilmeseydi belki de bu sonucu alamayacaktık. Tamam da bu hamleyi yapan kim? Fatih Terim değil mi?
Hayır Fatih Terim okutmadı, akıllı hareket ediyor, inanıyor ve son dakikaya kadar inancını hiç yitirmiyor. Böyle olunca da kazanıyor ve bizleri şaşırtıyor.
Hep böyle kal e mi Fatih Hoca?