Kapadokya bölgesinde turizm hamlesi
Abone olGöreme Açık Hava Müzesi çevresinde turizme kazandırılmış 8 kilise, şapel ve manastırlar ziyaretçilerin büyük ilgisini çekiyor.
Kapadokya bölgesinin en önemli turizm merkezlerinden
biri olan Göreme beldesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından
yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açık bulundurulan Göreme
Açık Hava Müzesi'nin alanının genişletilmesi
isteniyor.
Kapadokya bölgesinde her yıl 600 bini aşkın yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ziyarete açık bulundurulan Göreme Açık Hava Müzesi'nin yakınlarındaki Güllüdere Vadisine bakan yamaç üzerinde yaklaşık 20 metrelik bir uçurum kenarında bulunan ve 12. Yüzyıl başı ile ortalarına tarihlenen kayadan oyma Şapel, farklı özellikleri ile dikkatleri üzerine topluyor.
Nevşehir Müze Müdürü Ertuğrul Murat Gülyaz yaptığı açıklamada bölgede sadece Göreme Açık Hava Müzesi içerisinde bulunan St.Barbara kilisesindeki horoz ve garip yaratığın betimlendiği resim ile aynı gruba dahil olduğu tahmin edilen Şapel'deki bu görünümün, popüler yerel halk sanatı dilinde kötülükleri kovmaya yarayan adeta Nazar olarak da isimlendirilen kötü göz'e karşı koruma amacına yönelik olarak yapıldığını belirtti.
Gülyaz, şapel içerisinde bulunan ve zaman içerisinde tahrip edilen iki Hristiyan büyüğüne ait olduğu tahmin edilen mezarların yanı başına kötü ruhlara karşı koruyucu olması açısından bu betimlemelerin yapılmış olabileceğini ifade etti.
Nevşehir Müze Müdürü Ertuğrul Murat Gülyaz, alanında oldukça
ilginç bir konu olmasına rağmen,çokça da batıl inanç ve itikat ile
de ilgili olması nedeniyle gerçekte bilimsel bir araştırma konusu
olabilecek bu durumun, gerek Hristiyan Ortodoks Kilisesi ve hem de
sanat tarihi açısından ilgi konusu haline getirilmemiş olmasının da
bir kayıp olarak değerlendirildiğini kaydetti.
Sadece Göreme Açık Hava Müzesi çevresinde turizme kazandırılmış
8 kilise, şapel ve manastırın yanında yine tüf kayalara oyulu bazı
kilise ve şapeller ile insan yerleşimlerinin bulunduğu da
belirtilerek,Güllüdere Vadisi'ni de içine alabilecek bir
şekilde,yeniden bir müze genişlemesine gidilmesinin bölgenin
kültürel ve doğal zenginliğinin artmasının yanında, kültürel
birikimlerin değerlendirilmesi açısından büyük bir önem kazanacağı
belirtiliyor.