Ülkemiz, egemen güçlerin içimize ektiği nifak tohumları ve
uydurma ideolojiler yüzünden binlerce can verdi.
Devletin kurumlarında çalışan bürokratın, istihbaratçının,
askerin, polisin, hakimin, savcının kısaca devlet için
çalışan bireylerin hepsinin bireysel olarak farklı görüşleri,
inançları ve ideolojileri olabilir. Devlet düzeninin devamlılığı
söz konusu olduğundan devletin anayasa ile düzenlenmiş kanunları ve
çalıştıkları kurumların düzenlediği kuralları geçerlidir. Bunun
dışında hiçbir otorite yahut bir lobi yada güç ile dayanışma içinde
olmaları tartışmaya bile açılamaz.
Ordo ab Chao
33.dereceye çıkan masonlara verilen madalyanın üzerinde yazan ve
günümüzdeki düzeni anlatan ‘Ordo ab Chao’ kaostan çıkan düzen
olarak ifade edilir.
Bölgemizde ve ülkemizdeki hiçbir olayın tesadüf olmadığını
itiraf eden Amerika’lı yahudi, ünlü iş adamı bankacı David
Rockefeller’in geçtiğimiz senelerde yaptığı ve bizlerinde bildiği
itiraflar ülkemiz ve coğrafyalarda olan biteni çok net olarak
anlatır.
Ordo Ab Chaos, önce kaos, sonra
düzen.
Egemen güçlerin, her dönemde yaptığı gibi dönemin kukla
provokatörleri aracılığı ile özellikle coğrafyamızda ideolojik ve
mehzepsel kavgaları körükleyerek, darbelere zemin hazırlatıp
istenileni almış.Yönetimleri, ekonomik tehditlerle, kendi çıkarları
dışındaki hiç bir yapıya izin vermeyerek esaret altına
almışlardır.İşte ülkemize yaşatılan kavganın ve baskının nedeni tam
da burda yatmaktaydı.
Son yıllarda ülkemizin atılımları ve özellikle kendi
yağımızla kavrulma fikri batılı güçleri çok rahatsız
etmekte.Ülkemiz, İMF’ye avuç açan ve batılı devletlerin geleceğine
dair kararlar veren ülke konumundan zenginler ligine çıkan ve artık
yön verilen değil yön veren konuma geçmiştir. Milli yazılımlar ile
donatılmış yerli ürünler, kabına sığmayacak kadar büyüyen,hareketli
ekonomik yükseliş ve tabiki son yıllarda yapılan yatırımlar batıyı
iyiden iyiye germesi, ülkemiz üzerindeki baskının dozunu
artırmaktaydı.
Marmaray ile dünyaya verdiğimiz boğazlar hakimiyeti
mesajı,sadece ortadoğuda değil, ticaret için de Pekine kadar
gideceğimizin göstergesidir. Devletimizin, Kanal İstanbul projesi
ile de boğazlara yeni bir statü katacağı ve boğaz geçişlerinin
tamamen kontrolümüzde olacağı, yapımına devam eden 100 milyon yolcu
kapasiteli havalimanı ile birlikte ülkemizin uçuş-geçiş merkezi
olması, İstanbul finans merkezinin yapımı ile birlikte paranın
ülkemize gelmesi,devam eden ve bir kaç aya kadar bitmesi beklenen
3.boğaz geçiş köprüsü,boğazlar altına inşa edilen yapım
aşamasındaki otoyol geçişi,nükleer santrallerin proje aşamasında
olması ülkemizin G8'e doğru gittiğinin kanıtlarıdır.