Kanunda değişen Ne?
Abone olVarolan Gümrük Yönetmeliği tarzında hukuki metnin olmadığı için yeni Kaçakçılık Kanunu da yetersiz kalacak.
Yaklaşık 70 yıldır uygulamada bulunan, dönemin koşulları
çerçevesinde hazırlandığı için günümüz gümrükleme işlemlerine
adapte etmekte zorlanılan 1918 sayılı Kaçakçılık Kanunu, özellikle
dilinin ağır olmasından dolayı da eleştiri konusu yapılmaktaydı.
Yürürlükten kaldırılan 1918 sayılı Kaçakçılık Kanunu, özellikle
1.1.1996 tarihindeki Gümrük Birliği süreciyle gündeme gelen yeni
kavram, işlem ve uygulamalarla bağlantılı olmaması sebebiyle de
güncel bir nitelik taşımaktan uzaktı. Hele hele Avrupa Birliği uyum
süreci çerçevesinde 5.2.2000 tarihinde yürürlüğe giren Gümrük
Kanunu’nun işlerlik kazanması ardından Kaçakçılık Kanunu tamamen
çağdışı bir görünüm sergiler oldu. 14.7.2003 tarihinde Resmi
Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 4926 sayılı yeni Kaçakçılık
Kanunu, 1918 sayılı kanunu nihayet yürürlükten kaldırdı. Ancak yeni
kanunu incelediğimizde kaçakçılık kanununun gerçekten değiştirilip
değiştirilmediği noktasında bizde bir an için bir tereddüt hasıl
oldu. Yeni kanunda yeni olan ne? Yeni Kaçakçılık Kanunu’nun,
yürürlükten kaldırılan kanunun dilinin sadeleştirilmiş halinden
başka bir anlam ifade etmediği ve maddeler, fıkralar ve bentler
arasındaki bol atıflı yapısından kurtarılmış bir görünümden öte bir
yenilik taşımadığı dikkatimizi çekti. Cezaların daha hafifletilmiş
olduğu ve özellikle çağdaş ceza hukukunun “ekonomik suça ekonomik
ceza” prensibinin yeni kanuna yansıtıldığını inkar edemeyiz. Fakat
yeni gümrük kanunu ile uyumlu, modern dünyanın beraberinde
getirdiği bir takım işlemlere yönelik açıklayıcı hükümlerin
bulunmamış olması, Yeni Kaçakçılık Kanunu’nu da kısa zamanda tebliğ
ve genelgelerle değiştirme, yenileme, ilavelerle anlaşılmaz ve
içinden çıkılmaz bir hale getireceğimizin daha baştan işaretlerini
almış bulunuyoruz. Değişiklikten beklenen neydi? 5.2.2000 tarihinde
yürürlüğe giren Gümrük Kanunu ile Kaçakçılık Kanunu arasındaki
geçiş noktalarının doğru olarak vurgulanmadığını, gümrük
mevzuatından kaynaklı gümrük cezaları ile kaçakçılık cezaları
arasındaki yıllardır süregelen ayrım noktasındaki belirsizliğin ve
bundan kaynaklı anlaşmazlıkların, süregelen davaların varlığını
sektörün içinde olan herkes bilmektedir. Kaçakçılık Kanunu’nun
eleştirilmesi ve yeni bir kanunla değiştirilmesi arzusunun ardında
yatan temel sebep belki de bu noktada düğümlenmekteydi. Oysa yeni
kanun, sadece eski Kaçakçılık Kanunu’nun tercümesi niteliğiyle yeni
vasfını hakediyor. Ayrıca, malum dönemlerin meşhur simalarının
baskılarıyla kaçakçılık kanununda yürürlükten kaldırılan hapis
cezalarına ilişkin hükümlerin yeni kanunda da yer almaması dikkat
çekicidir. Her ne kadar “hürriyeti bağlayıcı ceza” yerine “ekonomik
suça ekonomik ceza” felsefesinin, çağdaş hukuk sisteminin temel
özelliklerinden olduğu yönünde bir karşı tez ileri sürüleceğini
biliyor olsak da cezaların caydırıcı olması gerektiği yönündeki
temel eğilimi de unutmak istemiyoruz. Hele hele gümrük
işlemlerindeki gündelik sıradan operasyonlarda bile çoğu zaman
basit sebeplerle kaçakçılık kavramı çerçevesinde değerlendirilen
işlemleri yüzünden onlarca masum firmanın ve gümrük müşavirinin
mağdur olduğunu düşünecek olursak bu çelişkiyi yeniden düşünmekte
fayda vardır. Sürekli ithalat-ihracat işlemi yapan ve masum bir
biçimde işlemlerini yürütürken bir belgedeki hata veya yanlış bir
belge ibrazı mükellefi anında kaçakçılık kanunu hükümleriyle
muhatap kılabilmektedir. Zamanla genelgeler yığını oluşacak
Türkiye’de Gümrük Kanunu yanısıra varolan Gümrük Yönetmeliği
tarzında bir Kaçakçılık Yönetmeliği türünden hukuki metnin mevcut
olmamasından dolayı yeni Kaçakçılık Kanunu’nun da zaman içinde
yetersiz kalacağını düşünüyoruz. İçerdiği hükümler itibariyle
yoruma açık nitelik taşıyabileceğini ve eskiden olduğu gibi Gümrük
Mevzuatı ile zaman zaman çelişik duruma düşüleceğini, bu durumun da
Kaçakçılık Kanunu yanısıra bir dizi genelgeler yığınını karşımıza
çıkaracağını öngörmenin zor olmadığını belirtmek istiyoruz. Kısa,
kolay, uyumlu, anlaşılır olmanın yanısıra bir hukuki metnin aynı
zamanda yeterli olabilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yeni Kaçakçılık
Kanunu, maalesef bu açıdan baktığımızda, yeterli olma vasfını
taşımaktan uzak bir görünüm sergilemektedir. Ayrıca gümrük mevzuatı
ile bağlantısı ve uyumluluğu da tartışılabilir. Kaynak : NTV/Ali
Dölek