Kansız değiliz ama nedense...
Abone olYıllık kan ürünü ihtiyacı 3.5 milyon ünite olan Türkiye’de, sadece 1 milyon ünite civarında kan bağışı yapılıyor. Bu rakam ancak İstanbul ve birkaç şehre yetebiliyor.
Türkiye Kızılay Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Mehmet
Kaan Kırali, “amacımız, bağışlanan kanın her damlasının hastalara
en etkin şekilde kullanılmasını sağlamaktır” dedi.
Doç. Dr. Mehmet Kaan Kırali, birçok gelişmiş ülkede nüfusun yüzde
5’inden fazlasının kan bağışında bulunduğunu söyledi. Gelişmemiş
ülkelerde bu oranın yüzde 1’in altında olduğunu ifade eden Kırali,
her ülkenin donör kazanım programının, ihtiyaçları karşılayabilmek
için nüfusun yüzde 5’inin gönüllü kan bağışçısı olmasını sağlamayı
amaçlaması gerektiğini kaydetti.
Kırali, yıllık kan ürünü ihtiyacı 3.5 milyon ünite olan Türkiye’de,
sadece İstanbul’da yaklaşık 500 bin üniteye ihtiyaç duyulduğuna
dikkati çekerek, “Oysaki, ülkemizde yılda toplanan kan bağış
miktarı sadece 1 milyon ünite civarındadır. Kızılay dışında
üniversite hastaneleri, devlet hastaneleri, özel hastaneler de kan
alıyorlar. Bunların hepsinin toplamı, her yıl hemen hemen bir
milyon ünitedir” dedi.
KAN ÜRÜNÜ KULLANIMI YAYGINLAŞIYOR
Türkiye Kızılay Derneği’nin halen 10 bölge kan merkezi ve bunlara
bağlı 19 kan istasyonuyla faaliyetlerini sürdürdüğünü anlatan
Kırali, tam kanın komponentlerine (kan bileşeni) ayrıştırıldığını
ve komponent kullanımının gittikçe daha yaygın hale geldiğini
vurguladı. Kırali, klinik durumlarına göre çoğu hastanın bir
komponent veya ürüne ihtiyaç duyduğuna değinerek, şunları
söyledi:
“Komponentlerine ayrıştırma işlemi, bir ünite tam kanın bir hastada
değil, daha fazla hastada kullanımına imkan vermektedir. Ayrıca,
komponent kullanım yoluyla hastaya, hastalığına özel olarak ihtiyaç
duyduğu madde verilebilmektedir. Örneğin bağışıklık sistemi
hastalığı olanlarda immünglobülinler, yanıklarda, kanamalarda,
şokta albümin gibi. Artık klinisyenler tam kan yerine, kan
komponentleri istemektedirler. Kanın bileşenlerine ayrıştırılarak
kullanılması hem hasta güvenliği hem de verimlilik açısından çok
önemlidir.”
Kızılay’ın, kan hizmetlerinde üzerine düşeni yapabilmesi amacıyla,
kan toplama birimlerinde komponent üretimine ağırlık verdiğini,
2004 Ekim ayından itibaren komponent üretiminin, ülke genelindeki
kan toplama birimlerinde yüzde 85’in üzerinde çıkarıldığını
belirten Kırali, “Amacımız, bağışlanan kanın her damlasının
hastalara en etkin şekilde kullanılmasını sağlamaktır” dedi.
Kırali, ihtiyaç sahibi hastalara yeterli ve güvenli kan ve kan
komponenti temini konusunda tüm dünyada özel düzenlemelere
gidildiğine değinerek, Türkiye’de 1950’li yıllardan bu yana gönüllü
kan bağışçılarının eğitimi ve organizasyonu konusunda özel kazanım
programları düzenleyen tek kuruluşun Kızılay olduğunu bildirdi.
1983 yılında çıkan kan ve kan ürünleri kanununun, eğitim
faaliyetinde bulunan devlet hastaneleri ve üniversite kan
merkezlerine donör organizasyonu yapabilme yetkisini vermesine
rağmen, söz konusu kuruluşların bu yetkilerini uygulamada atıl
kaldıklarını ifade eden Kırali, şunları kaydetti:
“Bu noktada güvenli kana ulaşabilmek için sivil organizasyonlara
ağırlık verilmektedir. 2004 yılı, sivil kan bağış oranlarının
askeri bağışlara göre en yüksek olduğu yıl olmuştur. Güvenli,
bilinçli, düzenli donör kazanım projesi başlatılmıştır. Gönüllü ve
güvenilir kan bağışçılarının kazanılmasına yönelik projeler
gerçekleştiren tek kuruluş Kızılay Derneği’dir. Bu projeler daha
sağlıklı ve daha kaliteli kan ve kan ürünleri elde etmemizi
sağlayacaktır.”
Kaynak: