Kanserin ilacı Urla'da bulundu
Abone olİzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nde hücre kültürü laboratuvarında sentezlenen moleküllerin kanser hücrelerinde düzenli ölüme sebep olup, aynı tür ilaçlara göre 80 kat daha etkili olduğu ortaya çıktı
Çağımızın 'amansız hastalığı' kansere karşı
dünyada her yıl binlerce araştırmaya milyarlarca dolar harcanırken,
Urla'daki İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nde 3 yıldır büyük
gizlilikle yürütülen yeni tür anti kanser ilacında önemli aşamaya
gelindi.
İYTE'deki hücre kültürü laboratuvarında sentezlenen moleküllerin
kanser hücrelerinde düzenli ölüme sebep olurken, aynı tür anti
kanser ilaçlarına karşı 80 kat daha fazla etkili olduğu ortaya
çıktı. Anti kanser ilacından sağlıklı hücrelerin zarar görmediği de
tespit edildi. İyaç,şimdi moleküler laboratuvar sonuçlarından sonra
farelerde, ardından da klinik ortamda denenecek. Bu deneylerin
başarılı olması halinde kanserle tedavide devrim yaşanacak.
İYTE Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Ali
Çağır, ekibiyle beraber 'Yeni Tür Anti Kanser İlacı Projesi'
üzerinde 3 yıldır çalıştıklarını belirterek, projede laboratuar
aşamasının başarıyla tamamlandığını açıkladı. Projeyi büyük bir
gizlilik ve titizlik içinde sürdürdüklerini ifade eden Çağır,
"Daha önce farelerde denenen ve başarılı olan bir molekülü
daha da güçlendirmek için yola çıktık. Bu molekülün değişik
türlerini hazırladık. Yaptığımız laboratuar deneyi sonucunda daha
önceki moleküllerden 80 kat daha etkili bir yapıya ulaştık. Bazı
kanser hücrelerinde yüzde 50 hücre ölümü gördük. Bu ölümün düzenli
olup olmadığını inceledik. Çünkü kanserdeki asıl sorun kanserli
hücrelerin düzenli ölüme gitmemeleri. Sonuçta düzenli hücre ölümü
gördük. Ayrıca maddenin sağlam olan hücrelere zarar vermediğini
tespit ettik" diye konuştu.
Projenin 2 yıl boyunca fareler üzerinde süreceğini belirten Çağır,
ardından klinik deneylere başlayacaklarını söyledi. Klinik
deneylerde en az 10 denek üzerinde çalışacaklarını kaydeden Çağır,
"Her şey yolunda giderse 5-6 yıllık sürede projeyi
tamamlayacağız. Bu süre çok uzun değil. Normal koşullarda dünyada
bir ilacın keşfedilip ilaç olarak piyasaya sürülmesi 14 yıl
sürüyor" dedi.
TÜBİTAK'A BAŞVURULDU
Deneylerin farelerde uygulanması için TÜBİTAK'a başvurduklarını
dile getiren Çağır, TÜBİTAK'ın onayı halinde projeye 350 bin lira
aktarılacağını söyledi. Patent almak için de Türk Patent
Enstitüsü'ne başvurduklarını açıklayan Çağır, "Dünyada
benzer çalışmalar var. Ancak kullandığımız yöntem ve aldığımız
sonuçlar bize ait. Bu nedenle çalışmalarımızın korunmasını
istiyoruz. Projeye bundan sonraki aşamada Ege Üniversitesi Bilim
Teknoloji ve Araştırma Merkezi ile Anadolu Üniversitesi Eczacılık
Fakültesi de girmeye karar verdiler" dedi. İzmir Yüksek
Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof. Dr. Mustafa Güden de, kanser
tedavisinde çığır açacak çalışmaların tüm insanlığın faydasına
olacağını söyledi.
ADÜ'nün hedefi "Tamamlayıcı Tıp Merkezi"
Adnan Menderes Üniversitesi'nin yeni Rektörü Prof. Dr. Mustafa
Birincioğlu, 'Tamamlayıcı Tıp Merkezi Projesi'ni
en kısa sürede hayata geçirmeye çalışacaklarını söyledi.
Birincioğlu, merkezde, kansere karşı mücadele veren hastaların
ağrılarının dindirilmesi ve morallerinin artırılması, ömürlerinin
uzatılmasının sağlanacağını belirtti.
Geçtiğimiz ay yapılan seçimlerde ADÜ'nün yeni rektörü seçilen Prof.
Dr. Mustafa Birincioğlu en önemli projesinin 'Tamamlayıcı
Tıp Merkezi' kurmak olduğunu açıkladı. Birincioğlu, kanser
hastalarının, hastalık süreçlerini en iyi şekilde geçirip
ömürlerini uzatmak için bu merkezi çok önemsediğini ifade ederek,
"Türkiye'de hastalar acı çekerek ölüyor" dedi.
UZMAN YETİŞECEK
Birincioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Siz kanser hastasına
'Senin tedavini yaptım, artık yapabileceğim bir şey yok. Evine git,
ölümü bekle' deyip tedavisini bitiremezsiniz. Bu hastanın
uykusuzluğunu, mutsuzluğunu, hayata bakışını, hastalığı ile
birlikte ele almak zorundasınız. Fitoterapi (bitkisel tedavi),
banliyö (sıcak su terapisi), akupunkturla kişinin ömrünü
uzatabilecek her türlü tedaviyi sağlayabilmelisiniz. Dünya bu tür
merkezlerin oluşturulmasına doğru gidiyor. Ben de Türkiye'de bir
hastane bünyesinde ilk kez ADÜ'de böyle bir merkez açmayı
hedefliyorum. Bu merkezde bitkilerin etken madde oranları, hangi
hastalıklara hangi oranda iyi geldiğini araştıracağız,
kullanacağız. Ayrıca tamamlayıcı tıp alanında uzmanlaşacak
doktorlar da yetiştireceğiz."