Kanseri koklayabilen karıncalar kansere karşı yeni umut
Abone olYeni yapılan bir çalışmaya göre, duyarlı koku sistemleri sayesinde karıncalar, insanlarda kanser teşhisinde kullanılabilir.
Bilim insanları, bu aşamada ilk kez karıncaların farelerde
kanseri teşhis edebileceğini tespit etti.
Araştırmanın baş yazarı Baptiste Piqueret, “Karıncalar, on dakika
içinde farelerin idrarında kanseri tespit etmek üzere eğitilebilir”
dedi.
Piqueret saha araştırmasına 2017’de başladı ve karıncaları sağlıklı hücreler ve laboratuvarda büyütülen kanserli hücreleri ayırt etmeleri için eğitebiliyordu.
Şimdiyse Piqueret ve ekibi bir adım daha ilerledi ve karıncaları, farelerdeki tümörleri fark edebilmeye başladı.
Karıncaları habis kokuyu almaları için eğitmek
Piqueret ve ekibi ksenogreft (yabancı doku aşısı) adı verilen
bir teknik kullanıp, farelere insanlarda görülen meme kanseri
dokularını yerleştirip, tümörün büyümesine izin verdiler.
Daha sonra hem kanserli hem de hasta farelerden idrar örnekleri
topladılar.
Piqueret “Eğitim sırasında karıncaları yuvarlak bir alanda topladık
ve kanserli farelerde aldığımız idrarın yanına ödül olarak yiyecek
koyduk” diyor.
Karıncalar ödül olarak verilen yiyeceği buldukça, ödülü kanserli
hücrelerle ilişkilendirdiler ve tanımayı öğrendiler.
Piqueret “Hücreler fabrika gibi, yaşamak için besine ihtiyaçları
var ve atık üretiyorlar. Kanserli hücreler de kokuda tespit
edilebilen bir atık üretiyorlar” diyor.
Yani çalışmada, kanserli hücrelerin idrarda ya da nefeste tespit
edilebilen belirli bir organik yapıya sahip oldukları
belirlendi.
Peki, karıncalar insanlarda kanser teşhisinde kullanılabilir mi?
Piqureet “Henüz değil” diyor ve “Daha ileri gitmemiz için insan
idrarını test etmemiz gerekiyor” diyor ve bunun fare idrarını test
etmekten daha karmaşık olabileceğini vurguluyor.
Çünkü, karıncaların insanlardaki kanserli hücre kokusunu alabilmesi
için, yaş, cinsiyet, beslenme alışkanlığı ve her insana özgü koku
gibi çok farklı değişkenler var.
Ancak bilim insanı, bu konuda daha fazla araştırma yapmaya kararlı
ve karıncaların teşhiste son derece faydalı ve çok fazla eğitim
gerektirmeyen bir araç olabileceğine inanıyor.
“Bir diğer avantajı ise, karıncaların koloniler halinde yaşamaları
ve birbirleriyle bilgi paylaşmaları” diyen Piqueret, koloninin %
10’unun eğitilmesi halinde bu bilgiyi diğerlerine yayabileceklerini
kaydediyor;
“Belki bilgi yayılır ve tüm bir koloniyi eğitmek için zaman
harcamak zorunda kalmayız”
Piqueret bu teorinin arılarda geçerli olduğunun kanıtlandığını,
ancak karıncalarda daha fazla araştırma yapılması gerektiğini
vurguladı.
Başka hangi hayvanlar kanser tespitine yarayabilir?
Michigan State Üniversitesi’nden Dr. Debajit Saha ise 10 yıldır
çekirgeleri ve kanser hücrelerini tespit edip edemeyecekleri
üzerinde çalışıyor.
Ekibi, çekirgelerin kanserli ve sağlıklı hücrelerin kokusunu ayırt
edebildiğini buldu. Ancak çekirgeleri eğitmeye değil, çekirgelerin
beyninde zaten var olan bir yeteneği harekete geçirmeye
çalışıyorlar.
Dr. Saha BBC’ye yaptığı açıklamada “Beyine doğrudan gidip, beyin
sinyallerinden bir model oluşturabiliriz” diyor.
Saha ve ekibi, çekirgelerin beyinlerinden elde edecekleri bilginin,
böceklerdeki duyu alıcılarını kullanarak, sadece hastanın nefesiyle
kanseri tespit edebilecek bir cihazın temelini sunabileceğini
umuyor.
Ancak buna yardımcı olabilecek canlılar sadece böcekler de
değil.
İngiltere’de bir Tıbbi Tespit Köpekleri adlı hayır kurumu, prostat
kanserini tespit edebilecek elektronik bir burun geliştirilmesi
üzerinde çalışıyor.
Kuruluşun Araştırma ve Ticari Gelişim Direktörü Sophie Aziz BBC’ye
yaptığı açıklamada “Çalışmalarımız köpeklerin mesane kanserini
tespit edip edemeyeceğiyle başladı. Köpeklerin, kanser hastalarının
idrarlarından alınan örneklerde hastalığı bulmaktaki etkinliği
üzerinde çalıştık” diyor.
Kuruluş, 2004’te altı farklı cins köpeği eğitti ve teşhis
doğruluğunun, rastgele tespitten üç kat daha iyi olduğunu buldu.
Daha sonraki çalışmalarda, köpeklerin mesane kanserini % 90
oranında tespit edebildiği bulundu.
Bir başka çalışmada da köpeklerin hastaların kan örneklerinden
yumurtalık kanserini tespit edebildiği görüldü. Eğitimli köpeklerse
vakaların % 99’unu bulabiliyordu.
Bir sonraki aşamadaysa, elektronik burun geliştirme çalışmaları
başladı, ancak kokulardaki çok küçük farklar yüzünden bunun zorlu
olacağı görüldü.
Aziz “Özellikle hastalıklar söz konusu olduğunda, kokular hastanın
kendi mikrobiyomu ve bağışıklık sistemlerinin hastalığa karşı
verdiği tepkiye bağlı olabiliyor” diyor.
Ancak yeni araştırmanın, böceklerin kanser tespitindeki diğer
çalışmalara katkı sunabileceğine inanıyor.
“Hayvanlarla ilgili ne kadar çok şey öğrenebilirsek o kadar iyi.
Bizimki gibi gruplardan ya da karıncaların kanseri nasıl tespit
ettiğini inceleyen araştırmalardan bilgi geldikçe, daha iyi olacak.
Hepsi büyük resmin oluşturulmasına katkıda bulunuyor”
Saha “Biyolojik organizmaları nasıl hastalık teşhisinde
kullanabileceği fikri üzerinde çalışmayı seviyorum” diyor.
Petra Zivic / BBC Dünya Servisi