Kansere karşı karpuz pekmezi
Abone olBurdur Gölü kıyısında kurulan Lisinia Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezi’nde, dünyanın dört bir yanından gelen gönüllüler organik olarak ye...
Burdur Gölü kıyısında kurulan Lisinia Yaban Hayatı
Rehabilitasyon Merkezi’nde, dünyanın dört bir yanından gelen
gönüllüler organik olarak yetiştirdikleri siyah ve sarı renkli
karpuzlardan “karpuz pekmezi” yaparak kanser tedavisine destek
oluyor.
Lisinia’da yaban hayatını korumanın yanında kanserle mücadele
konusunda da çalışma yürütülüyor. Yakınlarını kanserden kaybeden
Veteriner Hekim Öztürk Sarıca tarafından Burdur Karakent Köyü
sınırları içerisinde 2005 yılında kurulan Yaban Hayatı
Rehabilitasyon Merkezi’nde bugün sekiz projenin uygulandığı
bildirildi.
En önemli projelerinden birisinin organik olarak yetiştirilen
karpuz olduğunu belirten Veteriner Hekim Öztürk Sarıca, karpuzun
kanser tedavisinde etkili olduğunu söyledi. Yaz aylarında karpuz,
kış aylarında ise karpuz pekmezi tüketilmesini öneren Sarıca,
karpuzun içeriğindeki beta karoten, sitrolin, C vitamini ve
likopenin tüm kanser türlerine karşı koruyucu olduğunu, pek çok
kanser türünün tedavisinde destekleyici rol oynadığını belirtti.
Sarıca, dünyada yapılan çalışmalarla, karpuzun yapısındaki beta
karoten, C vitamini, sitrolin ve likopen gibi maddelerin anti-
kanserojenik olduğunun bilindiğini belirterek şöyle konuştu:
"Karpuzun tüm kanser türlerinde tedaviyi destekleyici etkisi fazla.
Bu nedenle yaz aylarında bolca karpuz tüketilmeli, kışın da
dondurularak saklanan karpuz suyu veya karpuz pekmezi
tüketilmelidir.”
Merkezde doğal olarak üretilen karpuzdan pekmez yapıldığını
belirten Sarıca, bu pekmezin Lisinia Yaban Hayatı Rehabilitasyon
Merkezi’ne gelen ziyaretçilere ikram ve hediye edildiğini
söyledi.
YIL BOYUNCA YABANCI GÖNÜLLÜLER GELİYOR
Sarıca, yıl boyunca yurt içinden ve yurt dışından pek çok öğrenci
Lisinia’ya gelerek Kansersiz Gelecek Elimizde Projesi kapsamında,
kanserden korunma yolları konusunda eğitim aldığını anlattı.
Sarıca, merkezde gönüllü çalışan 20 yabancı öğrencinin, kanserden
korunmanın yolları ve doğal beslenme hakkında bilgi aldığını
söyledi.
Kendisini doğayı korumaya ve kanserle mücadeleye adayan Veteriner
Hekim Öztürk Sarıca, Lisinya’nın hikayesinin ilk gördüğü andan
itibaren çok etkilendiği Ardıç ağacı ile başladığını söyledi.
Sarıca, en olumsuz şartlarda yaşama, direniş ve dayanıklılığın
simgesi olarak gördüğü Ardıç ağacının suyu ne kadar az tükettiğini,
en kıraç yerden en sulak yere kadar her yerde yaşamı sürebildiğini,
insanları gölgesinde ağırlayıp uğurladığını belirterek, “Biraz
büyüyüp kitap okumaya başlayınca ardıç kuşları ve ardıç ağacı
arasındaki mükemmel uyumu öğrendim. Yere dökülen ağacın tohumları
ardıç kuşunun sindirim sisteminde hayat bulup, dışarı atılıp
toprağa karışarak tohumla çimlendiğini öğrendim” dedi.
Sarıca, tabiattaki tüm canlı ve cansız varlıklar arasındaki sonsuz
uyumun, özellikle son 30 yılda doğanın kirlenmişliği ve bunun
yansıması olarak da ortaya çıkan kanseri gördüğünde, kendini
adadığı doğal hayatın sürmesi ve gelecek nesillere aktarılması için
Lisinia’yı kurduğunu söyledi. Veteriner Hekim Öztürk Sarıca, anlamı
doğan ve batan güneşin, ay ışığının sudaki pırıltısı anlamına gelen
Lisinia’nın Türkiye’nin ilk Yaban Hayatı Merkezlerinden biri olarak
resmiyet kazandığını kaydetti.
Sarıca tarafından karşılanmak üzere 10 yıllığına Orman ve Su İşleri
Bakanlığına bedelsiz hibe edilen Lisinia’da sekiz proje
uygulanıyor.
(İHA)