Kansere karşı çaresiz değiliz
Abone olKanserin baş edilebilir bir hastalık olduğunu ve alınacak bir takım önlemlerle kanserden korunabileceğini unutmamak gerekiyor...
Kalın bağırsak, meme, rahim, böbrek ve yemek borusu
kanserlerinin yüzde 20 ila 30’undan kilo fazlalığı sorumlu. Tuzla
saklanan yiyecekler mide kanseri riskini artırıyor, alkol ağız
boşluğu, yemek borusu, gırtlak, karaciğer ve meme kanseri riskini
artırıyor, bu maddelerin kullanımı azaldığında kanser de azalıyor.
Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Başkanı Prof. Dr. Tezer
Kutluk, beslenme konusunda atılacak adımlarla kanserden korunmada
önemli yol katedilebileceğini söylüyor.
Kanserden korunmada beslenme ve kilo
kontrolünün çok önemli yolduğunu belirten Prof. Kutluk, insanların
kanserin baş edilebilir bir hastalık olduğunu öğrenmeleri
gerektiğini söyledi. 1-7 Nisan arasındaki günleri kapsayan Kanser
Haftası öncesi bilgi veren Kutluk, kanserin çok önemli bir hastalık
olduğuna dikkat çekti. Her yıl 11 milyon kişinin kansere
yakalandığını belirten Kutluk, gerekli önlemler alınmadığı takdirde
bu sayının 2020 yılında 16 milyona ulaşacağını kaydetti.
Türkiye’de her yıl 150 bin kişinin kansere yakalandığını, kanserin
kalp hastalıklarından sonra en sık görülen ikinci ölüm nedeni
olduğunu bildiren Kutluk, “Kanser hemen harekete geçilmesi gereken
önemli bir konu. Kansere karşı çaresiz değiliz. Yapılabilecek
birçok şey var. Ancak Kanser Haftası’nda hala çözüm bekleyen
sorunlar bulunuyor. Bu noktada devlete ve sivil toplum örgütlerine
büyük görevler düşüyor” dedi.
BAZI KANSERLERİN YÜZDE 20-30 SORUMLUSU AŞIRI KİLO
Tütünle savaşın, kanserle savaşın olmazsa olmazı olduğunu
vurgulayan Kutluk, beslenmenin de kanserin önlenmesinde önemli rol
üstlendiğini söyledi. Kutluk, yaşam tarzlarında yapılacak küçük
değişikliklerle kanserden korunma yolunda büyük adımlar
atılabileceğini dile getirdi. Türk toplumunun beslenme
alışkanlıklarının bozulmaya başladığını ifade eden Kutluk, kanserle
savaşmak için özellikle çocuklara ve gençlere doğru beslenme
alışkanlıklarının öğretilmesi gerektiğini söyledi.
Dünyada kilo fazlası olan 1 milyar kişi olduğunu, 300 milyon
kişinin de şişman olarak tanımladığını kaydeden Kutluk, şişmanlığın
kanserle ilgisini şöyle anlattı:
“Kalın bağırsak kanseri ki bu kanser türü Türkiye’de gerek
erkeklerde gerek kadınlarda yetişkin yaşamda sık görülen
kanserlerden biridir, meme, rahim, böbrek ve yemek borusu
kanserlerinin yüzde 20-30’undan kilo fazlalığı sorumlu.”
Prof. Dr. Kutluk, kilo kontrolünün yanı sıra yiyecek ve içeceklerin
nasıl saklandığı ve nasıl pişirildiğinin de kanserden korunma
konusunda önemli olduğunu vurguladı. Tuzla saklanan yiyeceklerin
mide kanseri riskini artırdığını belirten Kutluk, tuz kullanımının
azaldığı ve yaşam şartlarının iyileştiği yerlerde mide kanserinin
de daha az görüldüğünü bildirdi.
KANSERİ ÇENGELLEYECEK TEDBİRLER
Erişkin yaşamda 5 kilodan fazla almayın
Tuzlanmış yiyeceklerden kaçının
Alkolden uzak durun
Karaciğer kanserine yol açan afla toksinli yiyeceklerden
kaçının
Günde yaklaşık 400 gram sebze meyve tüketin
Aşırı sıcak yemeyin
Tahıllı ve lifli gıdaları tüketin
Kırmızı eti sınırlı tüketin
Bitkisel yağları tercih edin
Kızartma ve mangal gibi yöntemlerden kaçının.
KİLO KONTROLÜNDE EGZERSİZ ŞART
Kilo kontrolünde düzenli beslenmenin yanı sıra egzersizin de önemli
yeri olduğunu ifade eden Kutluk, erişkin yaşamda hareketin
azaldığını, televizyon başında ve otomobilde geçen zamanın
artmasıyla hareketin daha da kısıtlandığını söyledi.
ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ
Kanserle savaşta erken tedavinin önemini hatırlatan Kutluk, bu
konuda yapılması gereken kanser taramalarını şöyle sıraladı:
“Kadınlarda 20 yaşından sonra kendine kendine meme muayenesi ve 40
yaşından sonra yılda bir kez mamografi tavsiye ediyoruz. Kadınlarda
ve erkeklerde 50’li yaşlardan sonra kalın bağırsak kanseri için
muayene ve dışkıda kan testiyle erken teşhis mümkün. Erkeklerde
prostat kanseri için 50’li yaşlardan sonra yılda bir kez muayene ve
kan testi, cinsel aktivitesi başlayan kadınlarda da tarama
muayenelerini mutlaka tavsiye ediyoruz.”
Toplumda tarama ve kanserden korunma bilincinin oluşmaya
başladığını söyleyen Kutluk, yine Türkiye’de gelinen noktanın
yeterli olmadığını ifade etti. Kutluk, bu konuda yalnızca devletin
değil, sivil toplum örgütlerinin ve bireylerin de sorumlu
davranması gerektiğini belirterek, Türk Kanser Araştırma ve Savaş
Kurumu olarak bu konudaki çalışmalarını sürdürdüklerini sözlerine
ekledi.
Kaynak: NTV