Kanserden koruyan 10 öneri
Abone olKüçük önlemlerle çocuğunuzu kanserden korumanız mümkün. İşte 10 pratik öneri
Gündelik hayatta küçük
önlemler alarak çocuğunuzu kanserden korumanız mümkün. Hamileyken
ve sonrasında yanında sigara içmeyerek, kanserojen maddelerden ve
radyasyondan kaçınarak, fast food beslenmeden koruyarak, spor
yaptırarak ve aşılarını ihmal etmeyerek kanser riskini
azaltabilirsiniz!..
Prof. Dr. Murat
Tuncer; mükemmel anne baba olmak isteyen aileler için hazırladığı
'Çocuk Sağlığı Rehberi' adlı kitabında yer alan önerileri anlattı.
Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanı da olan Prof. Dr. Tuncer,
çocuklarınızı kanserden koruyacak 10 altın öneride bulundu:
1- SİGARA VE ALKOL: Türkiye'de her iki çocuktan biri sigarayla etkilenecek şekilde karşılaşıyor. Sigara; tüm kanserlerin üçte birinden ve akciğer kanserlerinin de yüzde 90'ından sorumlu. Evde sigara içen birinin varlığı ya da annenin sigara içmiş olması çocuklardaki lösemi ihtimalini üç kat artırıyor. Özellikle hamilelik döneminde alkol alan annelerin çocuklarında kanser riski artıyor.
2- ÇEVRE KANSEROJENLERİ: Çevremizde farkında olmadan karşılaştığımız birçok kanserojen, yani kansere neden olan madde var. Örneğin; asbest, erionit içeren ev yapımı malzemeler ve toprak, ağır metal üreten fabrika artıkları, arsenik, PVC kesimi yapılan fabrikalar, elektromanyetik alanlar, hamilelik ve emzikli dönemde kullanılan kimyasal saç boyaları kanser riski yaratır.
3- BESLENME: Kanser riskini azaltan en önemli beslenme tarzı anne sütü ile beslenmedir. Fast food'lardan, gazlı ve hazır içeceklerden kaçınmak da kanserlerin yaklaşık üçte birinden sorumlu olan önemli bir riski azaltmaktadır. Özellikle çocukları cezbeden ancak hiç de sağlıklı olmayan yüksek kalorili atıştırma amaçlı yiyeceklerden çocuklarımızı uzak tutmalıyız. Böylece hem farkında olmadan aldıkları kanserojenleri uzaklaştırmış, hem de onları obeziteden korumuş oluruz. 'Na-benzoat' ve 'askorbik asit' içeren hazır içecekler de zararlıdır. Ayrıca cocuklarınıza aşırı tadlandırıcı içeren diyet ürünler vermeyin.
4- FİZİKSEL AKTİVİTE: Erken yaşta başlanan uygun fiziksel aktivite ve düzenli spor, yaşam boyu sağlıklı bir vücut için gereklidir. Fiziksel aktivitenin yaşamımızın bir parçası haline getirilmesi tüm yaşam boyu kanser riskini ciddi şekilde azaltır. Bu azaltıcı etki; hem obeziteyi önlemesi, hem de doku oksijenlenmesini artırması sayesinde oluşur.
5- GENETİK YATKINLIK: Kanserlerin yüzde 5 ila 10'unun genetik kökenli olduğunu ve genetik yapımızın riskimizi artırdığını bilin. Ailenizde kanser varsa; yatkınlık söz konusu olabileceğinden, çocuklarınız için oluşabilecek risklerden uzaklaşmak çok daha fazla önem taşır. Özellikle ailenizdeki kanser vakalarını aile doktorunuza danışarak, erken tarama ve kontrol programlarına nasıl başlanacağı hakkında bilgi edinmelisiniz.
6- BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ VE AŞILAR: Menenjit aşısı olan çocukların daha az lösemiye yakalandığı bilinmektedir. Birçok aşı, bağışıklık sistemini erkenden uyararak olgunlaşmasına yardım eder ve kanser oluşumuna karşı bağışıklık sisteminin bilinçlenmesine yardımcı olur. Hepatit B aşısı karaciğerin özel kanserlerini engeller. Bu nedenle çocuklarımızın aşılarını düzenli şekilde yaptırmanız önemlidir.
7- GÜNEŞ VE MANYETİK ALANLAR: Güneş ışını ve elektromanyetik alanlar, Dünya Kanser Kontrol Ajansı tarafından muhtemel kanserojenlerden sayılıyor. Hamilelik döneminde ve doğum sonrası emzirme döneminde; solaryum ve bağlantısız internet erişimlerinden ve cep telefonundan kaçınılmasında, evde ergenlik döneminde ya da çocuk yaşta biri varsa kablosuz bağlantıların tercih edilmemesinde fayda vardır.
8- RADYASYONDAN KORUNMA: Yaşam boyu radyasyonla karşılaşıyoruz. Riskleri en aza indirmek için gereksiz film ve CT (bilgisayar tomografisi) çektirmemekte fayda var. Doktor önermedikçe çocuğa, tekrar tekrar kontrol amaçlı röntgen çektirmek doğru değildir.
9- RUTİN KONTROLLER: Her yaşa uygun doktor kontrolleri, idrar ve kan testleri çocuğunuzun sağlığı için olmazsa olmazdır.
10- KANSERİN EN ÖNEMLİ 10 BELİRTİSİNİ ÖĞRENİN:
* Lenf düğümlerinde ve vücudun başka bölgelerinde şişlik ya da sertlik.
* İki ayı geçen tedaviye dirençli, tekrarlayan ve nedeni bir türlü bulunamayan öksürük.
* Düzelmeyen yara ile hızla şekli ve rengi değişen ben.
* Açıklanamayan yorgunluk, halsizlik ve uzun süren gece ateşlenmeleri ile terlemeleri.
* Hızlı kilo kaybı ve iştahsızlık.
* Dışkılama alışkanlıklarında değişiklik, düzelmeyen ishal ve kabızlık.
* Kanlı idrar.
* Ciltte veya vücudun başka bir yerinde nedensiz kanama.
* Yutma güçlüğü.
* Solukluk.
* Boyunda bir tarafta eğrilik.
1- SİGARA VE ALKOL: Türkiye'de her iki çocuktan biri sigarayla etkilenecek şekilde karşılaşıyor. Sigara; tüm kanserlerin üçte birinden ve akciğer kanserlerinin de yüzde 90'ından sorumlu. Evde sigara içen birinin varlığı ya da annenin sigara içmiş olması çocuklardaki lösemi ihtimalini üç kat artırıyor. Özellikle hamilelik döneminde alkol alan annelerin çocuklarında kanser riski artıyor.
2- ÇEVRE KANSEROJENLERİ: Çevremizde farkında olmadan karşılaştığımız birçok kanserojen, yani kansere neden olan madde var. Örneğin; asbest, erionit içeren ev yapımı malzemeler ve toprak, ağır metal üreten fabrika artıkları, arsenik, PVC kesimi yapılan fabrikalar, elektromanyetik alanlar, hamilelik ve emzikli dönemde kullanılan kimyasal saç boyaları kanser riski yaratır.
3- BESLENME: Kanser riskini azaltan en önemli beslenme tarzı anne sütü ile beslenmedir. Fast food'lardan, gazlı ve hazır içeceklerden kaçınmak da kanserlerin yaklaşık üçte birinden sorumlu olan önemli bir riski azaltmaktadır. Özellikle çocukları cezbeden ancak hiç de sağlıklı olmayan yüksek kalorili atıştırma amaçlı yiyeceklerden çocuklarımızı uzak tutmalıyız. Böylece hem farkında olmadan aldıkları kanserojenleri uzaklaştırmış, hem de onları obeziteden korumuş oluruz. 'Na-benzoat' ve 'askorbik asit' içeren hazır içecekler de zararlıdır. Ayrıca cocuklarınıza aşırı tadlandırıcı içeren diyet ürünler vermeyin.
4- FİZİKSEL AKTİVİTE: Erken yaşta başlanan uygun fiziksel aktivite ve düzenli spor, yaşam boyu sağlıklı bir vücut için gereklidir. Fiziksel aktivitenin yaşamımızın bir parçası haline getirilmesi tüm yaşam boyu kanser riskini ciddi şekilde azaltır. Bu azaltıcı etki; hem obeziteyi önlemesi, hem de doku oksijenlenmesini artırması sayesinde oluşur.
5- GENETİK YATKINLIK: Kanserlerin yüzde 5 ila 10'unun genetik kökenli olduğunu ve genetik yapımızın riskimizi artırdığını bilin. Ailenizde kanser varsa; yatkınlık söz konusu olabileceğinden, çocuklarınız için oluşabilecek risklerden uzaklaşmak çok daha fazla önem taşır. Özellikle ailenizdeki kanser vakalarını aile doktorunuza danışarak, erken tarama ve kontrol programlarına nasıl başlanacağı hakkında bilgi edinmelisiniz.
6- BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ VE AŞILAR: Menenjit aşısı olan çocukların daha az lösemiye yakalandığı bilinmektedir. Birçok aşı, bağışıklık sistemini erkenden uyararak olgunlaşmasına yardım eder ve kanser oluşumuna karşı bağışıklık sisteminin bilinçlenmesine yardımcı olur. Hepatit B aşısı karaciğerin özel kanserlerini engeller. Bu nedenle çocuklarımızın aşılarını düzenli şekilde yaptırmanız önemlidir.
7- GÜNEŞ VE MANYETİK ALANLAR: Güneş ışını ve elektromanyetik alanlar, Dünya Kanser Kontrol Ajansı tarafından muhtemel kanserojenlerden sayılıyor. Hamilelik döneminde ve doğum sonrası emzirme döneminde; solaryum ve bağlantısız internet erişimlerinden ve cep telefonundan kaçınılmasında, evde ergenlik döneminde ya da çocuk yaşta biri varsa kablosuz bağlantıların tercih edilmemesinde fayda vardır.
8- RADYASYONDAN KORUNMA: Yaşam boyu radyasyonla karşılaşıyoruz. Riskleri en aza indirmek için gereksiz film ve CT (bilgisayar tomografisi) çektirmemekte fayda var. Doktor önermedikçe çocuğa, tekrar tekrar kontrol amaçlı röntgen çektirmek doğru değildir.
9- RUTİN KONTROLLER: Her yaşa uygun doktor kontrolleri, idrar ve kan testleri çocuğunuzun sağlığı için olmazsa olmazdır.
10- KANSERİN EN ÖNEMLİ 10 BELİRTİSİNİ ÖĞRENİN:
* Lenf düğümlerinde ve vücudun başka bölgelerinde şişlik ya da sertlik.
* İki ayı geçen tedaviye dirençli, tekrarlayan ve nedeni bir türlü bulunamayan öksürük.
* Düzelmeyen yara ile hızla şekli ve rengi değişen ben.
* Açıklanamayan yorgunluk, halsizlik ve uzun süren gece ateşlenmeleri ile terlemeleri.
* Hızlı kilo kaybı ve iştahsızlık.
* Dışkılama alışkanlıklarında değişiklik, düzelmeyen ishal ve kabızlık.
* Kanlı idrar.
* Ciltte veya vücudun başka bir yerinde nedensiz kanama.
* Yutma güçlüğü.
* Solukluk.
* Boyunda bir tarafta eğrilik.