Kanserden korunma yolları
Abone olProf. Dr. Necdet Üskent de, kanser türlerine göre korunma yöntemlerini şöyle özetliyor...
Doğru beslenme, egzersiz, tütün ve bazı enfeksiyonlardan
korunmakla kanserden korunma mümkün...
Anadolu Sağlık Merkezi Onkolojik Bilimler Bölümü’nden Prof. Dr.
Necdet Üskent de, kanser türlerine göre korunma yöntemlerini şöyle
özetliyor...
Kansere neden olan etkenlerin başında yüzde 35 ile dengesiz
beslenme, yüzde 33 ile sigara, yüzde 12 ile enfeksiyon
hastalıkları, yüzde 5 ile mesleki nedenler, yüzde 4 ile alkol,
yüzde 8 ile yaşam ve çalışma yerinin düzensizliği, yüzde 3 ile
katkı maddeli gıdalar geliyor.
Meme kanseri:
Sigara içiminin durdurulması, düzenli ve kalorisiz beslenme şekli,
aktivitenin artırılması, vücut ağırlığının ayarlanması yanında,
düzenli olarak meme muayenesi, 40 yaşından sonra yılda bir kez
mamografi çektirilmesi korunmanın önemli basamaklarıdır. Ailede
meme kanserli bir yakının bulunması riski artırıyor. Meme kanseri
için hiç doğum yapmamış kadınlar, geç doğum yapmış kadınlar, ilk
adetini 12 yaş ve altında gören, menopoza geç giren, yani
üretkenlik süresi uzun olan kadınlar risklidir.
Akciğer kanseri:
Sigara içiciliğine son vermek ve sigara içilen ortamlardan uzak
durmak akciğer kanserinde en önemli korunma yolu olarak kabul
ediliyor.
Kolon kanseri:
Epidemik çalışmalar, yüksek kalsiyum içeren diyetlerin kolon
kanseri riskini azalttığını göstermiştir. Ayrıca lifli gıdalar
tüketmek, sebze ve meyveden zengin beslenmek riski düşürmektedir.
Romatizma tedavisinde kullanılan COX-2 inhibitörlerinin kalın
barsakta yer alan polipleri azalttığı yönündeki çalışmalar da
sürdürülüyor.
Prostat kanseri:
Beslenme ve sigara içiminin yanında yaş önemli bir faktördür. Bu
nedenle 50 yaşından sonra tarama testlerinden faydalanmak gerekir.
Ailesinde prostat kanseri öyküsü olanların tarama testlerini daha
erken yaşlarda başlatmaları gerekir.
KANSERİN AŞISI VAR MI?
Kansere karşı kesin koruma sağlayan, kanserden direkt koruyan bir
aşının olmadığını belirten Prof. Dr. Haluk Onat şu bilgileri
veriyor:
“Ancak indirekt koruyan aşılar var. Örneğin Hepatit B aşısı. Bu aşı
karaciğeri hepatitten koruduğu için, Hepatit B virüsünün ileride
kansere yol açmasını da engelleyebiliyor. Bu yüzden hepatit aşısı
bugün kansere karşı koruyucu bir aşı olarak kabul edilebilir.
Kadınlarda rahim ağzı kanserine yol açan en önemli virüs olan HPV
virüsüne karşı bir aşı geliştirildi. Yakında üretime geçecek olan
bu aşı, rahim ağzı kanserini önlemede önemli bir aşama oluşturacağı
düşünülüyor. Ayrıca gastrik kanserlerin önlenmesi çin Helicobacter
Pylori aşıları geliştirilmiştir. Ayrıca Hp nin antibiyotikle
ortadan kaldırılması da mide kanserlerini önlemede önemli bir
araçtır.”
ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ
Erken teşhis pek çok kanser türünde hayat kurtarıcı bir rol
üstlendiği gibi bir çoğunda da yaşam süresinin ve yaşam kalitesinin
artışında önemli bir faktör oluşturuyor. Bu nedenle birçok kanser
türünde kanser taramaları önem kazanıyor. Özellikle meme, rahim
ağzı, kolon ve cilt kanserlerinde erken evrede yapılan teşhis,
yaşam kurtarıyor.
Kanser taramalarının, erken tanının hastalık kontrolünde ve sağ
kalımda etkili olduğu kanserlerde ön plana çıkması gerektiğini
söyleyen Prof. Dr. Necdet Üskent, “Kanser için toplum taramaları
ancak mortaliteyi kesin olarak azalttığı bilimsel çalışmalarda
gösterilmiş olan kanserlerde yapılmalı. Tarama protokolleri bir
halk sağlığı konsepti olarak ulusal politikalarda şekillenmelidir”
diye konuşuyor.
Prof. Dr. Üskent kanser türlerinde kullanılan tarama yöntemlerini
şöyle açıklıyor:
Meme kanseri taraması:
Meme kanserinin erken tanısında en önemli yöntem mamografi. 50
yaşın üstünde yıllık mamografi ve kendi kendini muayene yöntemi ile
ölüm oranlarının yüzde 20-30 arasında azaldığını gösteren birçok
çalışma var. Eğer,ailede çok genç yaşlarda meme kanseri görülmüş
ise (özellikle 1.derecede akrabalarda) mamografik taramalar
ultrason desteğinde 30-35 yaşlara kaydırılabilir. Mamografinin her
yıl tekrarlanması gerekir.
Rahim ağzı kanseri:
Tüm kadınlar, cinsel yaşama başladıkları yaştan itibaren her yıl
(Pap smear) testine tabi olmalıdır. Cinsel yaşamın başlaması ile
HPV (Human Papilloma Virus) enfeksiyonu riski de artmaktadır. HPV,
serviks kanserinde bugün bilinen en önemli etiolojik faktördür. 30
yaşına kadar, üst üste 3 normal test geçirenlerde taramalar her 2-3
yılda bire azaltılabilir. Taramalar 70 yaşında sonlandırılır. HPV
için aşı çalışmaları da başlatılmıştır. Kolay, ucuz ve ağrısız
olması nedeniyle en çok uygulanan tarama testidir.
Kolorektal kanser:
Kolorektal kanser taramalarında büyük abdestte gizli kan saptanması
en ucuz ve kolay bir yöntemdir. Yılda bir kez yapılan test ile
kolorektal kanser ölüm oranlarında yüzde 30 azalma sağlandığı
gösterilmiştir. Ancak yanlış pozitivitesi yüksektir. Büyük abdestte
gizli kan (GGK) pozitif olan olguların ancak yüzde 2-10’unda kanser
saptanır. Yüzde 20-30’unda ise iyi huylu polipler bulunur. Bu
nedenle pozitif çıkan GGK testleri kolonoskopi girişimlerini
gereksiz olarak arttırsa da, mortaliteyi azaltıcı etkileri
gözlenmiştir. Birinci derecede akrabalarında kolon veya rektum
kanseri olanlarla, ülseratif kolitli hastalarda ve daha önce
adenömatöz polip saptanan hastalarda her yıl kolonoskopi, normal
bireylerde ise 50 yaş üstünde her 3-5 yılda bir kolonoskopi
önerilir.
Prostat kanseri:
Prostat kanseri için en sık önerilen tarama testleri, Prostat
Spesifik Antijen (PSA) ve rektal muayenedir. PSA’nın kolay
uygulanabilir bir test olması nedeniyle, Avrupa ve ABD’de prostat
kanseri yılda en fazla teşhis edilen kanser sırasına yükselmiştir.
Ancak erken tanının ölüm oranları üzerine olumlu bir etkisi
olmamıştır. PSA ölçümleri ile henüz hastalık belirtisi göstermeyen
pek çok prostat kanserine erken tanı konması mümkündür. Ancak
bunların birçoğu sağlığı gerçek olarak tehdit etmeden çok yavaş
seyredecek ve tedavi gerektirmeyecektir. Agresif seyredenlerin
çoğunun tanı konduğunda iyileşme şansı yoktur. Bu nedenle bazı
otoriteler, prostat kanseri taramalarına karşı çıkmakta, klinik
olarak önemsenmeyecek ve belirti vermeyen, yavaş seyirli
kanserlerin teşhisinin morbidite ve gereksiz tedavi nedeniyle
mortaliteyi arttırdığını ileri sürmektedirler.
Over kanseri:
Over kanseri için ileri sürülen tarama testleri, pelvik muayene,
transvajinal ultrason ve serum Ca-125 testleridir. Pelvik muayene
over kanserinden ölüm oranlarını azaltacak kadar duyarlı bir test
değildir. Transvajinal ultrason ve Ca-125 testleri ile yapılan
bilimsel çalışmalar ise henüz sonlamamıştır.
Akciğer kanseri:
Akciğer kanseri taramasında, akciğer filmi, bilgisayarlı
tomografisi ve balgam sitolojisi erken tanı amaçlı kullanılmıştır.
Spiral BT’ler tanıyı daha erken evrelere getirmekle birlikte,
yanlış pozitif bulgular nedeniyle sağkalım üzerine etkileri
tartışmalıdır.
Mide ve özafagus kanseri:
Mide kanserlerinde ve lenfomalarında Helicobacter pylori ve
Helicobacter felis bakterilerine yönelik olarak yapılan tedavinin
kanser gelişimini önlediği bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir.
Japonya gibi, mide kanseri insidansı çok yüksek olan ülkelerde
Gastroduodenoskopik taramalar ile kanser sadece cerrahi ile tedavi
edilebilir çok erken evrede yakalanabilmektedir. Reflü özafajitler
sonucu gelişen Barrett Özafagusunun erken saptanması ve tedavisi
(endoskopik,cerrahi veya fotodinamik olarak) özafagus kanserlerinin
en azından bir kısmının gelişmesini engelleyecektir.